Necmettin Şimşek
Necmettin Şimşek Gelecek tarımın, gelecek Konya’nın…

Gelecek tarımın, gelecek Konya’nın…

Konya’nın Tarım Kenti olduğunun en büyük kanıtıdır esasen ‘Konya Tarım Fuarı’
 
Ekonomide ki onca çalkantıya, çiftçi öldü bitti çığırtkanlıklarına rağmen ilk üç gün müthiş bir ilgi vardı. Hafta sonu oluşacak yoğunluğu düşünemiyorum bile.  Bu çalkantılar yüzünden önceki senelerdeki ilgiyi yakalayamaz beklentisi şimdiden yıkıldı.
Dünyayı bekleyen ‘Gerçek’ tehlike düşünüldüğünde aslında bu bir sektör buluşması değil, tüm kesimlerin bir buluşması olmak zorunda. İnsanlar gerçeği bilse teknoloji, otomobil fuarlarını takip etmeyi bırakır sadece tarım fuarlarını takip ederler. Bu yüzden Konya Tarım Fuarının esasında ne denli önemli bir fuar olduğu gelecek dönemde daha çok ve daha iyi anlaşılacaktır.
Neden mi? İşte yanıtı;     
 
            Konya Tarım Fuarı 2019 yılında 17.si düzenleniyor. Ziyaretçi sayısı ve katılımcı ülke sayısı bakımından en önemli fuarlardan biridir. En önemli derken Türkiye’nin, Ortadoğu’nun hatta Avrupa’nın en büyüğü.  Sektörün ülkemizdeki en önemli buluşması olan Konya Tarım Fuarı geçen yıl 20 ülkeden 440 katılımcı ve 307.919 rekor ziyaretçiyle yine tarım sektörünün en büyük buluşması olduğunu kanıtladı.
            Dünyadaki diğer tarım fuarları açısından ortalama bir ziyaretçi sayısı olsa da ülke ve katılımcı sayısı olarak çok gerilerde. Paris Uluslararası Tarım Fuarı 670.000 ziyaretçi 1000 katılımcı, Agritechnica Hannover  110 ülkeden katılımcısı ve 450.000 ziyaretçisi olmuş bu yıl.
            Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden 'açlığa son', 'temiz su ve sıhhi koşullar', 'sürdürülebilir tüketim ve üretim', 'iklim eylemi', 'sudaki yaşam' ve 'karasal yaşam' doğrudan veya dolaylı olarak tarım sektörünü ilgilendirmekte. Önümüzdeki dönemde, Çin ve nüfusu 5.2 milyara yükselecek Asya'nın en büyük endişesi, nüfusu besleyecek ölçüde tarımsal üretim gerçekleştirebilmek. Dünyada tarım alanları ne yazık ki sınırlı. 149 milyon kilometrekarelik karasal yaşama uygun alanın sadece 15 milyon kilometrekaresinde tarımsal üretim yapabiliyoruz. Bu kadar sınırlı bir alanda beslememiz gereken insan sayısı bugün 8 milyarın üzerinde; 2050 yılı için 9.6 milyar, 2100 için 11.3 milyarı konuşuyoruz. Bunun anlamı, dünyanın tarımsal üretim ve gıda üretiminin 2050'ye kadar yüzde 60 artması gerektiği.
            Bugün itibariyle, 795 milyon insanın sürekli biçimde yetersiz beslendiğinden, 5 yaşın altında 90 milyonu aşkın çocuğun vücut ağırlığının gerekli düzeyin tehlikeli ölçüde altında olduğundan endişe duyulmakta. Afrika'da her 4 insandan 1i aç. 2002'de Türk tarımının ürettiği toplam katma değer 23.7 milyar dolar. Türkiye bu üretimden 3.75 milyar dolarlık ihracat yapmış. İç piyasada satılan, gıda üretimine ve hane halkına sunulan tarımsal ürün miktarı 19.95 milyar dolar. O dönemde Türkiye'nin nüfusu 66 milyon. Nüfus başına düşen katma değer 302.26 dolar.
            Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2018'de ülke ekonomisi %4.5 büyüme kaydederken, tarımdaki büyüme %0.7 oldu.
            Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, bitkisel üretim her alanda azaldı. Bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde %4.2, sebzelerde %3, meyvelerde üretim %1.7 oranında düştü. 2018 yılında 68.4 milyon ton olan tahıl üretimi 65.5 milyon tona geriledi. Aynı dönemde sebze üretimi 30.8 milyon tondan 29.9 milyon tona düştü. Meyve üretimi ise, 20.8 milyon tondan 20.5 milyon tona geriledi.
            Gıda enflasyonu hep gündemde oldu. Özellikle her ay açıklanan enflasyon verilerinde fiyatı en çok artan ürünler arasında tarım ürünleri, süt ve et fiyatı ön plana çıkarıldı. Merkez Bankası raporlarında gıda enflasyonuna dikkat çekildi.
           
Sonuç olarak,
            Avrupa Birliğindeki (AB) 13 milyon çiftçinin 6,2 milyonunun 22.000 tarım kooperatifi altında toplandı ve tarım sektörü toplam çıktısının % 40’ının kooperatiflere ait olduğunu belirtmektedir. Aynı kaynağa göre Avrupa’daki tarım kooperatifleri 660.000 kişiye iş sağlamakta ve 350 milyar Euro’luk ciro üretmektedir.
 
            Tarımda ilerlememiz için kooperatifler etkin olmalıdır. Kooperatiflerin, kurulması ve sürdürülmesi, gerek parasal gerekse harcanan zaman açısından maliyetsizdir. İç yönetim yapısına ilişkin bir dizi genel kural çerçevesinde, kooperatifler faaliyetlerin türü, ortakların mali katkısı, fazlanın dağıtımı ve kooperatif ve ortaklar arasında iletişim gibi konularda tüzüklerinde daha ayrıntılı iç kurallar geliştirmekte serbesttirler. Etkin yönetim anlayışı ile yeni yönetim modelleri birleştirilmelidir. Yönetim modeli ve şirket modeli. Yönetim modelinde homojen ortaklık yapısı ile şirket gibi yönetilmelidir. Kooperatifler tek amaçlı olmalıdır. Kooperatifler çoğunlukla belirli bir topluluk, mahalle ya da bölgeye dayanan küçük organizasyonlar olarak kurulur. Ancak, büyüme fırsatları mevcut olduğunda, yerel kooperatifler, kısa süre içinde, belli faaliyetler ve pazarlıklar için daha büyük ölçeğe gıda zincirinde stratejik bir pozisyon seçmelidir. Maliyetleri düşük tutmak ve marka geliştirmek ülke olarak bizi tarımda ilerletir.
Torku ve Pankobirlik tüm bunlara en güzel en somut örneklerden biridir. İhtiyacımız olan şey bu tür birliktelikleri daha da geliştirmek, daha da büyütmek ve hatta daha da çoğaltmak.
Gelecek teknolojik gelişme ile birlikte bunu başarabilenlerin olacaktır. Çünkü birkaç on yıl sonra insanlık anlayacak ki hiçbir cep telefonu yenmiyor.
Ancak o zaman çok geç olacak… 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Necmettin Şimşek Arşivi