Değeriniz ne eder?
* Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu listesi var ISO’nun hazırladığı, Konya her yıl 6-8 kuruluşla hep listede. Dünyada ise en değerli şirketler listesi var. Apple, Microsoft ve Aramco ilk üçte yer alırken, listede Türkiye’den hiçbir şirketin olmaması çok garip olarak düşünüldü. Son yıllarda teknoloji sektöründeki hızlı gelişmeler, dünyanın en değerli şirketleri arasındaki rekabeti artırdı. Yenilikçi stratejiler ve etkili adımlarla zirve mücadelesi veren şirketler, küresel pazarda lider olmak için emek harcıyor. Şirketleri, kuruluşları değerli yapan değerli CEO’larıdır. İyi bir ceo halkın bütün katmanlarını iyi bilir. Değerlemesini buna göre yapar.
* Yangın çok korkunçtu. Tatil döneminde olması, karların ortasında olması, doğanın içinde olması afeti hafifletmedi. Kim suçlu, kim değil tartışma değil yapmamız gereken. Aslında hepimiz suçluyuz kamunun eksikleri tamamlanmasına bakacak zamanı yoksa biz kendi canımızı kendimiz koruyacağız. Nasıl yediklerimize bakıyorsa E333, E666 gibi kodları kontrol ediyorsak. Trafikte nasıl etrafımızı kontrol ediyorsak tatil içinde yangın, sel, deprem gibi afetlerde neler yapılacak planı öğreneceğiz, eksik olan kuruluşları trafikte nasıl plakası ile söylüyorsak bunu da yapacağız. Değerli isek değerli gibi davranmalıyız. Kamuda çalışıyor diye süper zekâ zannedenlere değerli şirketlerin değerli yöneticilerin hep özelde olduğunu bir şekilde anlatmalıyız. Zor da olsa… Daha 2023 Şubatta olan depremin yaralarını saramadık. Yardımlar toplandı. Binalar tekrar yapıldı ama daha tamamı bitmedi. Turpun büyüğü deprem olmadan depreme hazırlık yapmakta. Tedbir almaz isek gerçek bir afet bizi bekliyor. Markalaşmak için günlük uğraştığımız konuların az olması gerekiyor. Küresel firmalara rakip olmamız için öncelikle 500’ün sonuncusuyla farkı kapatmalıyız.
* Ülkelerin değerleri insanları ve markalarıdır. Japon Amerikalı veya Avrupa’dan herhangi bir ülke millî değerleri ve markalarıyla bilinirler. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 194 markayla ilk 500 şirketin toplam marka değerinin %52,9'unu oluşturdu. Çin 69 marka ile %15 ile 2. sırada yer aldı. 3. sırada ise %5,8 ile 27 markaya sahip Almanya yer aldı. 4. sıradaki Japonya, toplam marka değerinin %5,1'ini oluşturmasına rağmen, 36 markayla Almanya'dan daha fazla sayıda markaya sahipti. Benzer şekilde, 5. sıradaki Fransa'nın 35 markası vardı, ancak toplam marka değerinin yalnızca %4,4'ünü oluşturuyordu. Marka değeri açısından en üst sıradaki sektöre gelince, bankacılık 78 marka ile toplam marka değerinin %12,7'sini oluşturarak tacı aldı. Perakende sektörü 45 markayla %11,4'lük bir oranla 2. sırada yer alırken, medya sektörü 24 markayla %10,3'lük bir oranla 3. sırada yer aldı. Elektronik sektörü toplam marka değerinin % 8,2'sini oluştururken, internet ve yazılım sektörü %6,5'lik bir paya sahip oldu.
* Birleşmiş Milletler verilerine göre, küresel ekonomik büyümenin durgun seyretmesine rağmen dünyanın en değerli 500 markasının toplam değeri yıldan yıla %10 arttı ve bu yıl 9,5 trilyon dolara yükseldi. Toplam değer %3'lük küresel ekonomik büyüme oranını aştı. Devlet tarafından farklı şekillerde desteklenmesine rağmen Türkiye'nin markalaşmasının henüz yeterli düzeyde oluyor. Ülkeler markalarıyla zenginleşiyor, refah ve itibar kazanıyor. Sıralama tablosunun en altında yer alan markanın değeri 4,9 milyar dolar olup bu değere erişen olmadığı için Türk markaları sıralamada bu yıl da yer almadı. Ayrıca, son 10 yılda en değerli Türk markası ile küresel sıralamada en alt sırada yer alan marka arasında değer farkı gittikçe açılıyor. Başka bir deyişle ülkeler markalarıyla zenginleşiyor, refah ve itibar kazanıyor. Örnek vermek gerekirse Avusturya markası Red Bull'un marka değeri 9,7 milyar $, Danimarka markası Lego'nun değeri 11 milyar $, İsviçre'nin kol saati markası Rolex'in değeri ise 18,8 milyar $’a erişti. Daha da vahimi, Vietnam'ın telekom şirketi Viettel'in eriştiği 6,4 milyar $ marka değeri. Bir ulusal markalaşma hareketi elzemdir. Sadece kamu değil, özel sektör dâhil tüm tarafların katılımıyla konu enine boyuna irdelenmeli ve Türk markalarının küresel ölçekte değer kazanmasının önü açılmalı.
*Sonuç olarak, Amerika bilinen büyüklüğü haricinde Çin ve Hindistan çok hızlı gelişiyor. Kalkınma sonrasında gibi gözükse de kalkınma bu kadar çok nüfus için zaman alacak. Apple özellikle 10 yılı aşkındır sürekli büyüyor. Hikâyesi ise farklılık üzerine bir ekosistem olması. Jobs’ın eğer korsan olabiliyorsan, neden donanmaya katılasın ki?’ sözü aslında Apple firmasının tüm yeni ürün lansmanlarında kendini gösteren bir felsefe. 1984 reklam kampanyası ünlü yazar George Orwell’ın aynı isimdeki distopik romanını temel alır. Reklamda beyni yıkanmış şekilde diktatörün ekrandaki konuşmasını takip eden kalabalığı durduran bir kadını izliyoruz. Hem dönemin Amerikan siyasetine hem de rakip firma olan IBM’e karşı kararlı bir duruş sergilemesi oldukça önemli. Biz sadece farklı değiliz, biz bir devrim hedefliyoruz mesajını net bir şekilde hissedebiliyorsunuz. Jobs ve Wozniak 1984 reklam kampanyasını çok beğenirler ve deneme gruplarından gelen düşük nota rağmen 650.000$ maliyetli reklam kampanyasını risk alarak yayına sokarlar. 1997’de farklı düşün sloganının öne çıkmasına kadar markanın itici gücü olan bu çalışma hedef kitlesinin markaya olan bağlılığının ilk adımıdır. Her değerli olan pahalı olabilir fakat her pahalı olan değerli değildir.