Kabustan uyandı!
Konyaspor her şeyin noktalanacağı, artık derin bir nefes alacağı, geçmişe bir sünger çekip rahatça arkasına yaslanacağı bir maçta adeta kabustan uyandı.
Hepimizin nasıl olsa cepte, her türlü kazanırız, 3 puanı garantiledik diye gördüğü maçı Konyaspor az daha kaybediyordu.
Haydi bizler duygusal düşünüp böyle baktık olaya ama sanırım hem Recep Uçar hoca hem de öğrencileri de aynı bizim gibi bakmış. Bu maçı oynamadan kazanacaklarını düşünmüşler.
Zaten hafta içinde de bahsetmiştim, Konyaspor’un en fazla dikkat edeceği maçlardan biri olacağı noktasında. Çünkü rehavet korkum vardı. Öyle de oldu.
Konyaspor rehavete kapıldığı Adana Demirspor maçının ilk yarısında adeta yokları oynadı. Neredeyse tüm beceriksizlik ve şanssızlık hakkını ilk yarıda kullanarak 1-0 geriye düşen Konyaspor’un bu korkulu riyadan uyanması için devre arasında bir soğuk duş alması gerekti.
Bunu mecazi anlamda söylemiyorum; gerçek anlamda soyunma odasında soğuk bir duş alıp titreyerek kendilerine gelmeleri gerekiyordu. Yoksa o uyuşukluk ve tutuklukla ligden düşmesi kesinleşen Adana Demirspor’a bir gol bile atacak futbolcu topluluğu sahada yoktu.
Neyse ki takımın üstündeki ölü toprağını atıp titreten Bazour gibi bir şansımız vardı. Topu kaptı, çalımı attı, dikine kaçtı, kafayı çaktı, golle birlikte Konyaspor’un üstündeki ölü toprağını attı.
Maç boyunca yokları oynayan, ikinci yarıda nasıl oyunda kaldığına akıl sır erdiremediğim Yusuf Erdoğan sonunda gerçek bir orta yaptı. Golün yarısını da ona yazmak lazım.
Neyse, bu ders olsun. Oyun sahada oynanır ve oynamadan kazanan hiçbir takım yoktur. Bunu bir kez daha anladık. Öyle ya da böyle maçı kazandık, ligde kalmayı garantiledik.
Artık gelecek senenin planlarını şimdiden yapmak lazım.