Necmettin Şimşek
Necmettin Şimşek Elektronik duman mı olur?

Elektronik duman mı olur?

.

Türkiye'de yetişkin nüfusun yarısı sigara içiyor

Erkeklerin %37.3'ü sigara içerken, kadınların da ise %10.7'si bu alışkanlığa sahip.

2005'ten beri iş yerleri ve kamuya açık alanlarda sigara içilmesi ise yasak.

2013 yılının mayıs ayından bu yana yürürlükte bulunan özel araçta sigara içme cezası için ilk ciddi yaptırımları başladı.

Yılda kişi başı 1499 adet sigara içiliyor, neredeyse 75 paket ediyor.

Aziz Sancar basitçe açıkladı:

“Sigara, içindeki kimyasal maddelerle DNA’yı tahrip ediyor. Bu da kanser yapıyor. Benim çalıştığım DNA onarım mekanizması, sigara dumanının yaptığı tahribatı tamir ediyor. Durmadan sigara içerseniz, buna DNA onarım mekanizması yetişemiyor. Dolayısıyla, kanser oluşuyor. Sigara içmezseniz zaten öldürücü kanserin %30’u kaybolur.”

1954'ten 1999'a kadar 5 kovboy reklam kampanyasında modellendi. 3’ü akciğer kanseri nedeniyle öldü, 4.sü prostat kanseri ve sonuncusu en ünlüsü, öncüllerini geride bırakan ise 85'e ulaştı ve kanser olmadı. O zamandan beri sigara karşıtı kampanya yasal kısıtlamaları ve para cezalarını sıkılaştırdı ve cesaret verici sonuçlar verdi.

Tütün tüketimi, dünyanın karşılaştığı en büyük halk sağlığı sorunlarından biridir. Her yıl yaklaşık 6 milyon kişi sigaraya bağlı hayatını kaybetmektedir. Gelecek yıl bu sayının 7.5 milyona (tüm ölümlerin %10’u) çıkması beklenmektedir.

Vaziyet böyle ama yine de elimizden düşürmüyoruz.

Bırakıyoruz, yine başlıyoruz. “Seviyorum ne yapayım” diyoruz. Bahane çok.

Hiç içmeyenler, denemeyenler veya bırakanlar hem akıllı, hem de şanslı.

Bir türlü sigarayı bırakamamak” ise başka bir meseleye işaret ediyor esasında...

Konu nikotin bağımlılığı değil. Zira her türlü bağımlılığın bir tedavisi var.

İçenler için, sigaranın psikolojik bir fonksiyonu var.

“Rahatlama”, “Ara verme”, “Kafa dinleme” gibi pozitif, huzur verici eylemlerle eş değer tutuluyor.

“Kahvemle, çayımla içerim”, “Haftada 1-2 tane, o da keyifli bir anımdaysam” gibi cümleler de hayli tanıdık...

Yine pozitif bir ruh haliyle bağdaştırılmış sigara.

Stresli bir hayata sahip insanları için sigara demek “kaçış” demek.

Hayata verilen küçük, rahatlatıcı bir mola demek.

Sağlık Bakanlığı, AVM önü, ibadethane bahçesi, yürüyüş alanları ve çocuk parklarında sigara içmenin yasaklandı.

Karşı çıkanlar “Açık alanda da içemeyeceksek nerede içeceğiz?” dediler.

İşte, bu konu, dönemlerle birlikte bir uçtan bir uca değişen “normal” algısından bahsetmek için harika bir fırsat.

Açık alanlarda sigara içebilme “özgürlüğü”, tamamen yerleşik algı ile ilgili. “Açık alan ise nerede olursa olsun, içilebilir” diye düşünüyoruz. Öyle değil esasında...

1989’da uçak ve otobüslerde sigara yasağı başladığı zaman da sigara kullanıcıları “bu özgürlük ve hak elimizden alınamaz” diyorlardı, zira o dönem “normal olan” kapalı alanlarda sigara içmekti. Aksini düşünmek “hak gaspı” olarak algılanıyordu.

Bir de aradan geçen 27 yılda ne oldu ona bakalım: Bugün uçakta sigara içseniz size deli muamelesi yaparlar. Uçaktan atılırsınız, hakkınızda işlem yapılır...

Sonuç olarak;

Gelişmiş ülkelerde oranlar çok düşük iken gelişmekte olan ülkelerde sigara kullanımı en üst seviyede.

Zaman içinde nasıl teknolojiyi sadece kullanıyorsak.

Sigara içinde aynı şey geçerli.

Elektronik sigara mı olurmuş dememiz gerek.

Söylenişi havalı, uzaktan bakınca nikotin oranı, duman yoğunluğu.

Nargile salonları diye bir kavram oluştu son yıllarda. Salon nedir yahu.

Geçen hafta Teknofest ne olmamız gerektiğini hatırlattı. Rekor ziyaretçi ağırladı.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Necmettin Şimşek Arşivi