Ömer Tokgöz
Ömer Tokgöz Bir Zamanlar İş ve İşçi Bulma Kurumu Vardı (1)

Bir Zamanlar İş ve İşçi Bulma Kurumu Vardı (1)

İş ve işçi Bulma Kurumundan (İİBK) ilk kez 1982 yılında başladığım İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler (bilgiler) Fakültesinde rahmetli hocam Prof. Dr. Nazif Kuyucuklu’ nun derslerinde haberdar oldum. Çalışma ekonomisi derslerinde İş ve İşçi Bulma Kurumunu 1946 yılında kurulan İstihdam, emek arz ve talebini dengelemeye çalışan, işgücünün ülke ve bölge düzeyinde seyyaliyeti/mobilitesini sağlama, iş güvencesi ve gelir güvencesi ekseninde işsizlik sigortasını uygulayan bir kamu istihdam kurumu olarak okudum. Nazif Kuyucuklu Hocam özellikle tek dönemlik derste Nevzat Yalçıntaş ve Cahit Talas hocanın alanında bir klasik olarak yazdığı Sosyal Politika kitabı ekseninde konuyu irdeleyerek bizlere aktardı. Aynı bağlamda çift dönemlik ders olarak Prof. Dr. Sabahattin Zaim’in devasa içerikte Çalışma ekonomisi derslerinde de İş ve İş ve Bulma kurumunu irdeledik.

Siyasal Bilgiler Fakültesinden 1986 yılında dördüncü dönem olarak mezun oldum. Kendisinden ders ve feyiz almaktan onur duyduğum kurucu Rektörümüz Ordinaryüs Prof.Dr. Tarık Zafer Tunaya fakülteyi isim ve içerik olarak Siyasal Bilimler fakültesi olarak tasarlamıştı. Kurulmasında öncülük ettiği Fakültede dört yıl siyaset bilimi, hukuk, iktisat, sosyal politika, Türk İslam düşünce tarihi, Anayasa hukuku, sosyal bilimlerde yöntem, Türkiye’nin toplumsal yapısı, iktisadi düşünceler tarihi ve çalışma ekonomisi gibi hepsi ayrı birer fakülte olan müfredat derslerini gördüm. 1979’da Siyasal bilimler olan fakülte ismi Kurumumuzdan mezun olan öğrencilerin Kaymakamlık sınavlarına girebilmesi için, Fakültemizin adı ilgili kanun ile uyumlu hale getirilerek 1986 tarihinde Siyasal Bilgiler Fakültesi olarak değiştirilmiştir.

bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-1-2.jpg

Çalışma ekonomisi ve sosyal politika kapsamında İş ve İşçi Bulma Kurumları ilk önce 1909 yılında İngiltere’de kuruldu. 1.dünya Savaşı'ndan sonra emekçileri ve yeni iş arayanları sahtekarlıklara ve aldatmaya karşı korumak üzere tüm ülkelerde yaygınlaşmıştır. Emekçilere bir sosyal güvence kurumu olarak ve işsizlik sigortası uygulamak üzere uluslararası çalışma (İLO) örgütü himayesinde 88 sayılı uluslararası ILO sözleşmesi kapsamında fonksiyonları gelişmiştir. Temel amaç iş piyasasında işçi ve işveren arasında köprü kuruluşu olarak iş mülakatına ücretsiz aracılık yapmaktır. İstihdam kurumları işçi ve işveren arasında köprü bir kuruluş olur. Kapitalist veya sosyalist eksende olmazlar. İşgücünün coğrafi ve mesleki olarak mobilitesine ve seyyaliyetine destek verirler.

Fakültede aldığımız dersler bağlamında İstihdam kurumları sadece personel bulmak veya iş bulmak için çalışmazlar. Bu klasik fonksiyonlarına zaman içinde mesleki rehberlik ve danışmanlık çalışmaları eklemlenmiştir. Ülkemiz gençlerinin potansiyellerini keşfetmeleri ve hayallerini gerçekleştirmeleri ve üretken olmaları adına mesleğe yöneltme çalışmaları stratejik bir öneme sahiptir. İİBK’ nun ve bugünkü İŞKUR’un çalışmalarının dayandığı uluslararası sözleşmeler ekseninde başta BM, İLO ve AB sözleşmeleri ve antlaşmaları olmak üzere görevleri ve sorumlulukları vardır. Bu misyon ve vizyon anayasamızın 90. Maddesi kapsamında korunmaktadır.

Özellikle 142 sayılı İLO sözleşmesi bu anlamda genç kuşakların iş hayatına atılması ve mesleklere yönlendirilmesi bağlamında hayati bir öneme sahiptir. İşsizlik sigortası, Ücret Garanti fonu, Kısa Zamanlı çalışma, istihdam ve iş bulma, işgücü piyasa bilgileri ile birlikte mesleki rehberlik ve kariyer danışmanlığı eş değer öneme sahiptir. 1946 yılında faaliyete geçen İş ve İşçi Bulma Kurumunun birinci ve ikinci yayını ABD’den tercüme de olsa mesleğe yöneltme ve danışmanlık üzerinedir.

İş ve İşçi Bulma kurumu ile ikinci tanışıklığım ve muhabbetim ise 1988 yılında Sivas’ta kısa dönem 8 ay askerlik dönüşü Konya’da İş ve İşçi Bulma Kurumu (İİBK) Genel Müdürlüğü hukuk, iktisat, İktisadi ve İdari Bilimler, Siyasal mezunu memur sınavı ilanını görmem ile başladı. Askerden yeni gelmiştim, rahmetli Ahmet Kürkçü’nün yanında muhasebe elemanı olarak çalışıyordum. Şimdiki gibi merkezi KPSS ve sınav duyurusu yapılmadığı için Kaymakamlık, müfettişlik ve uzmanlık sınavları yapılana kadar Konya’da yapılacak ve çalışılacak bir memur sınavı bana sıcak geldi. (https://www.yenihaberden.com/emeklilik-ikinci-bahar-ve-3-yas-teorisi-14939yy.htm)

Bir zamanlar kamu kurumlarında işçi statüsünde işe alımlar için İş ve İşçi Bulma kurumunda insanlar tarih ve meslek itibarıyla sıra usulü ile kayıt olurdu. Kamu ilanlarına bu sıra kapsamında başvurmak içim İİBK’ dan kart alınır idi. İşe Gönderme formu denilen başvuru formu biraz kalın olan kartondan ve iki parça olduğu için halk böyle adlandırmıştı. Kart ortadan yırtılır işveren işe alındı, alınmadı veya uygun değil gibi not düşer ve imzalar idi. İşçi bu kartı kuruma geri getirir ve yeni bir iş buluncaya kadar iş aramaya devam eder idi.

bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-1-3.jpg

Halen bilgisayarla çalışsak bile bu kadim yöntem geçerlidir. Sıra usulü ise 1986-87 yıllarında rahmetli Başbakan Turgut Özal döneminde başlayan kamu kurumlarının özelleştirilmesi, özel sektörün ön plana geçmesi ve ekonomik iş kapasitesi az, başvuran çok olunca kaldırılmıştır. Sıra usulü ile birlikte günlük işe gönderme uygulamasına geçilmiştir.

Önemli olan mevcut ücret koşullarında iş piyasasında emeğini arz etmek ve iş aramaya hazır olmaktır. İster 5 yıl önce kayıt olsun, ister bugün sabah kayıt olsun fark etmez. İnternet ve mobil uygulamalar ile iş fırsatları anında öğrenilmektedir. İkinci bir nokta iş piyasasında uygun açık işler olmasıdır. Tabi ki işçi ve işverenin anlaşma ya da işi kabul etmeme hakkı her zaman vardır. Açık iş ilanlarında aranılan kriterler ile iş arayan kişilerin iş ve melek potansiyelinin örtüşüp örtüşmemesi de bu planda kadim bir sorunsaldır. Konya ve Türkiye iş piyasasında âtıl kapasiteleri verimli kullanmak ve karşılıklı iş ve meslek ahlakına sahip olmak yine önemli bir parametredir. İİBK bu anlamda potansiyel işsizlikten veya işverenlerin personel bulamamasından sorumlu tutulamaz. İİBK/İŞKUR işverenler, iş arayanlar ve iş piyasasına atılacak öğrenciler için rehber ve köprü bir kuruluştur. İşsizlik ve istihdam alanında birçok paydaş kurumun ve iş piyasası aktörünün birlikte hareket ederek mesafe alabileceği unutulmamalıdır. (İstihdamda 25 Yıl, İş ve İşçi Bulma Kurumunun 25.Hizmet Yılı Armağanı, 1946-1971, Ankara-1971)

Hatta Özal İİBK kapatılsın önerisini geliştirince dönemin Genel Müdürü Teoman Güner karşı çıkmıştır. Teoman bey İİBK’ nın anayasal varlık noktasını, sosyal devlet olma zarureti ve Almanya’ da başlayan Türken Raus kampanyasını ve İLO 88 sayılı sözleşmeyi gerekçe göstererek Özal’ı ikna etmiştir. Bu kapsamda Federal Almanya Cumhuriyeti istihdam kurumu Arbeitsamt ile İİBK arasında uluslararası iş birliği ve reorganizasyon antlaşması ve eğitim programları yapılmıştır. Bu antlaşma metnini gördüm ve inceledim. İŞKUR halen 2000 yılında çıkan Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü KHK metni ve 2003 yılında çıkarılan kuruluş yasası kapsamında Alman İş Kurumu modelinde hukuki alt yapıya ve örgütlenme modeline geçmiştir.

Yine bir zamanlar tüm yurt dışına işçi olarak tüm gidişler sadece İİBK aracılığı ile olmuştur. 1960'lı yıllarda tahta bavulla Almanya acı vatana işçi kafileleri trenle giderken o trende bir İİBK personeli ekip başı olarak yurt dışına giden emekçilere nezaret etmiş ve rehberlik yapmıştır.

İş ve İşçi Bulma Kurumunun ilk kurulan altı Şube Müdürlüğü içinde Konya İİBK Şube Müdürlüğünün teşkilatlanması 15.04.1946 tarihinde olmuştur. 1950'li yıllarda İİBK Konya Şube Müdürlüğü Alaattin caddesi üzerinde olan Mümtaz Koru iş hanının içinde arka cephedeki bir katında faaliyet göstermiştir. 1960'lı yılların ortasında ise Zafer mahallesi Gazyağcı çeşmesi karşısında bulunan apartman içinde hizmet vermiştir. Üçüncü İİBK hizmet binası ise 1975-78 yılları arasında inşa edilen ve 1978 yılında faaliyete geçen İİBK Bölge Müdürlüğü ve Şube Müdürlüğü binası idi. Türkiye genelinde kurulan on iki bölge müdürlüğü içinde Konya merkezi bir öneme sahipti.Nalçacı caddesinin sonunda sağ taraftaki sokağa yönü dönük olan kurum binası İİBK Konya Bölge Müdürlüğünün kendi mülkiyetinde idi. 2016 yılında ihtiyaca cevap vermeyen üç katlı bu bina yıkıldı ve yerine dördüncü bina olarak 8 katlı hizmet binası yapılmıştır.

Kaderimiz İİBK ile çift düğüm atılmış olmalı ki o zamanki ismi Konya Bölge Müdürlüğü olan kuruma istenen evraklarla başvuru yapmaya gittiğimde belgelerim tamam olmasına rağmen başvurunuzu alamıyoruz denildi. Niye dediğimde diploma yerine geçen fakülte çıkış belgesinde İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu yazıyor ama bölümü yazmıyor dediler. İtiraz edince Bölge Müdürü A. Yiğitbaşı’na yönlendirdiler.

Bölge Müdürüne başvurumun ilan kapsamında geçerli olduğunu ilettim. Bana tamam ama sizin kamu yönetimi mezunu olduğunuz nereden belli, ayrıca sizin Siyasal Bilgiler fakültesinde aldığınız dersler bağlamında transkripsiyon çizelgeniz var mı? Yanımda vardı, gösterince Ankara’yı arayıp Personel daire Başkanına sormam lazım dedi. Personel Daire Başkanı Davut Akçadağ ile görüştü. O da benim ilettiğim bilgileri dinledi ve fakülteden kamu yönetimi mezunu olduğuma dair bir belge getirilir ise başvurusunu kabul ederiz talimatını verdi.

Güncel siyasal konjokturde diploma nasıl alınır, sınavlara başvuru nasıl yapılır, tartışması ekseninde bu yaşadığım hak arama sürecini 1989 yılındaki bağlamda önemli bir parantez olarak hatırladım. Fakültemden mezun olanlara ve bana verilen çıkış belgesinde mezun olduğum Kamu Yönetimi bölümünün yazmaması bana engel çıkarmıştı. Bir not daha eklemek isterim: Fakültede sadece tek bölüm vardı, ondan yazılmamıştı. Ama muhatap kurumlar bunu nereden bilsindi yani değil mi? Şimdi Google yazarsınız fakülte web sayfasında kaç bölüm olduğu görülür ve mesele ortadan kalkar.

Bunun üzerine Nalçacı semtindeki Konya’nın ikinci Otogarı olan otobüs terminalinden gece seferi ile İstanbul’a gittim. Sabah fakülteye vardım, durumu fakülte sekreterim rahmetli Şahin Cengiz’e anlattım. O da benden fakülteye hitaben bir talep dilekçesi yazmamı istedi. Dilekçede İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğünün mevcut çıkış belgesini kabul etmediğini ve bölüm bilgisi olursa kabul edeceğini yazdım. Akabinde rektörümüz Prof. Dr. Cumhur Ferman imzalı Ömer Tokgöz İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunudur. Fakültemizin Kamu yönetimi bölümünü başarıyla bitirerek mezun olmuştur yazısını aldım.

Aynı gün yine otobüsle Konya’ya döndüm. İİBK Konya Bölge Müdürlüğü zaten otogar yakınında idi. Niye derseniz sonraki yıllarda İİBK tarihini en iyi bilen ve kurumu reorganize eden biri olarak öğrendim ki: Ankara, İstanbul, İzmir’den sonra yurt dışına en yoğun işçi gönderilen illerden biri Konya idi. Ankara’ya veya İstanbul’a son çıkış için gitmek kolay olsun ve çabuk intikal sağlansın diye Otogara yakın bir yer olarak burası seçilmişti. Ayrıca Yurt dışına işçi götürmek isteyen firmaların da İİBK’ na kolay ulaşması amaçlanmıştı.

Yazılı sınav o zaman İİBK Konya Bölge Müdürlüğü kurumunda yapıldı. Yazılı sınavını ilk üçe girerek kazandım. Akabinde yapılan sözlü sınavını yine kurum binasında rahmetli müfettiş Hamza Özbek başkanlığında bir sınav komisyonu yaptı. Anayasa, maliye, idare hukuku sorularının tamamını cevapladım. Müfettiş Hamza Özbek Konya tarım kenti olduğundan bir de buradan soralım dedi: Türkiye’nin geleneksel tarımı ekstansif mi? Ya da entansif yöntemlerle gelişebilir diye soru yöneltti. Prof. Dr. Nazif Kuyucukludan çift dönemlik bir ders olarak iki ciltlik Türkiye İktisadı okumuş biriyim ama sınav başkanının bahsettiği kavramlar Fransızca idi.

Hızlı bir akıl yürüttüm ve kavramın yabancı olduğunu belirterek ip ucu istedim. Sağ olsunlar yoğun ve sulu tarım veya geleneksel tarımın kast edildiğini söylediler. Tarım sektörünün GSMH içindeki yerini, makine parkını, üretim değerlerini belirterek geleneksel tarımdan (ekstansif) modern üretim teknikleri ve verimli tarım (entansif) işçiliğine doğru yönelim içinde geliştiğini belirttim. Sözlü sınavı da ilk üçte başarı ile tamamladım. Tam burada kamu hukuku dersleri hocam Prof. Dr. İlhan Akın’ın Kamu Hukuku kitabında da yazdığı bir hatıradan söz edeyim. İlhan hocam fakülte derslerinde bunu bize de anlatmıştı. Öğrencilik döneminde ünlü İngiliz düşünür Francis Bacon hakkında sınav öncesi çalışmış, o zamanlar fakültede yazılı sınavla birlikte jüri önünde sözlü bitirme sınavları olurdu. Hocası İngilizce telaffuz ile Beykın’ı anlat demiş? Hoca ise hep ismi Türkçe olarak dümdüz Bacon diye ezberlemiş ve kafaya yazmış. Afalladım demişti, o da jüriden yardım istemiş ve Beykın’ın Bacon olduğunu anlayınca şakır şakır konuşup sınavı geçmiş. Siz siz olun bir konu, bir kavram, bir bilgin veya edebiyatçı yabancı ise mutlaka orijinal halini ve Türkçe telaffuzunu öğrenin diye tavsiye etmişti.

İİBK memuriyet sınavını 1989 yılı mayıs ayında kazandım ama 12 Eylül rejiminin güvenlik soruşturması beş ay sürdü. Atama yazım doğrultusunda 13.10.1989 tarihinde Ankara İİBK Şube Müdürlüğünde memuriyete intisap ettim. 34 koca yılın 10 yılı Ankara’da 24 yılı ise Konya’da geçti. Bu süreçte memur kadrosu içinde VHKİ, sınavla Şef, Genel Müdürlükte Şube Müdür Vekili, Konya'da Şube Müdür Vekili, sınavla 2009 yılında Hatay'da Şube Müdürü oldum.

Hatay’daki Şube Müdürlüğü görevimden engelli oğlum nedeniyle Müdürlük kadrosu uhdemde kalmak kaydıyla çekildim ve bir alt kadro Eğitim Uzmanı olarak Konya'ya döndüm. 2009 yılında Konya'da uhdemdeki Şube Müdürlüğüne kadro boşaldığı için tekrar atandım. 2012 yılında ise İŞKUR Genel Müdürlüğü tarafından Konya Çalışma ve İş Kurumu İl Müdür Yardımcısı kadrosuna atandım. 2014 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından takdir edilerek Konya İl Müdürlüğü görevine vekaleten atandım. Rahmetli pederim akciğer kanseri olduğu için İl Müdürlüğü görevinden 2015 yılı içinde çekildim. Tekrar İl Müdür Yardımcısı olarak atandım ve 2023 yılı mart ayı başında kalp krizi geçirip anjiyo olunca 2023 yılı temmuz ayında sağlığımı düşünerek emekli oldum.

bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-1-1.jpg

Şeref-ül Mekân Bil Mekin

Yukarıda koyu karakterle kullandığım kalıp cümle kadim bir söz olan “şerefü'l mekân bi'l mekîn" deyimidir. "Şerefü'l mekîn bi'l mekân" da vardır. Meselâ, ilmiyle amil ve ehil bir zât İstanbul Fâtih Câmi-i Şerîfine imâm olsa, câmi ona şeref verir. Aynı zât Konya’da küçük bir mahalle mescidi olan Asri camiye imâm olsa, o zât o câmiye şeref verir. "Şerefü'l mekân bi'l mekîn" demek, mekânın şerefi orada bulunan iledir demektir. "Şerefü'l mekîn bi'l mekân" ise, kişinin şerefi bulunduğu mekân iledir manâsına gelir.

Acizane bulunduğumuz hiçbir mevki, makam ve kadrodan bir şey almadık, hep diğergâm olarak sürekli bireysel katkı verdik. Her ortamda kurumu pozitif olarak lanse etmeye çalıştık. Siyasal Bilgiler Fakültesinden gelen tüm hukuk ve ekonomi derslerinden gelen bütüncül bir bakış açısı ile çalıştım. İstihdam hizmetlerinin ekonomik boyutu ekseninde ve kurumun ihtisas sahası olan "çalışma ekonomisi" eğitimi sayesinde tüm teknik kavramlara hakimdim. Ancak mesai arkadaşlarımın çoğu fedakâr çalışmalar konusunda çok iyi olmakla birlikte eğitim alt yapıları gereği veya kurumda yerleşik olarak dile getirilmediği için çalışma ekonomisi kavramlarına uzak idiler. Varsa yoksa ellerinde olan genelgelerin dar ufku arasında rutin işlemleri yapmakla meşgul idiler. Bilgisayara yeni geçilmiş ancak henüz internet yok idi, intranet anlamında monitörler ve iller arasında lokal iletişim vardı. 1990’lı yıllarda kurumda bilgisayar kullanımı ve yazılım geliştirme konusundaki deneyimlerimi devam yazısında ele alalım inşallah.

Siyasal Bilgiler fakültesinde idare hukuku alanında Prof. Dr. Ali Ülkü Azrak, iktisadi düşünceler tarihi ve kavramlar alanında Doç. Dr. Ahmet Güner Sayar hocamın dersleri bizlere önemli bir ufuk kazandırmıştı. Mesleki ve ekonomik iş bölümü ve iktisadi zihniyet dünyası alanında Prof. Dr. Cemil Oktay hocamdan aldığımız dersler kurumun misyonu ve vizyonunu anlamak bağlamında yararlı oldu. Sait Halim Paşa'nın Buhranlarımız kitabında ortaya konulan Türklerin çalışma yaşamında meslekli olması veya olmaması bağlamında ise iş arayanları/işsizleri anlamada İİBK benim için bir laboratuvar oldu.

İİBK’ da işe başladığım “Sakat ve Eski Hükümlüler” servisinde ise eski hükümlülere yönelik çalışmalarda merhum Prof. Dr. Duygun Yarsuvat hocamdan aldığımız Ceza Hukuku ve Ceza Usul dersleri de çok yararlı oldu. Hatta Ankara İİBK Şube Müdürlüğü (İl Müdürlüğü) tarihinde ilk defa ceza kanunu kitabını idari işlere satın aldırmış oldum. Fakültede Prof. Dr. Tayfun Akgüner,'den aldığımız Personel Yönetimi ve 657 sistematiği ve disiplin kuralları bağlamında yararlı oldu. Dolayısıyla bir kez daha vurgulamak gerekirse Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olmak hem memur olarak hem zamanla üst düzey yönetici olarak çalışma hayatımda bana önemli bir rehber oldu. ( https://www.yenihaberden.com/emeklilik-safagi-15027yy.htm)

1991 yılından 2000 yılına kadar Genel Müdürlük görevlendirmesi ile AR-GE uzmanı olarak Ankara'da aralıksız çalıştım. Yapılan yurt dışı burs sınavını kazanarak Federal Almanya Cumhuriyetinde Alman İstihdam kurumunda 40 gün reorganizasyon seminerine katıldım. Dönüşte 1946 yılından bugüne gelen Taylorist kurumsal modelini iptal edilmesini önerdim. Toplam kalite modeli kapsamında sektörel team/ekip modeline geçişi sağlayan ve devrim yapan Ankara Şube modelini geliştirdim. İİBK taşra şube modelinde reform önerim kabul edildi. Halen aşılamayan bu model yerli, orijinal ve Türk İş İdaresinin yönetimi açısından en modern, en yeni ve personel inisyatifi içeren tek modeldir. (Dr. Vural Koç, Türk Kamu İstihdam Kurumunun Dönüşüm sürecinde İş ve Meslek Danışmanlığı, Gazi kitabevi, Mart, Ankara-2023, sf:223,255)

Proje kapsamında a’ dan z’ ye kurumun tüm yayınlarını inceleyip okudum. Manuel guidance denilen uygulamalara ışık tutan muamelat el kitaplarını, 1956, 1967, 1974, 1985 tarihli genelgeleri ve 1990 yılında yayınlanan metot kitaplarını karşılaştırmalı kritik ettim. Hani ayaklı kütüphane ya da kurumun hafızası denilen kişiler olur ya bunlardan biri kurumda tanıdığım rahmetli uzmanlardan Hasan Şahin idi. Birçok konuda onunla fikir teatisi içinde bulundum, tüm makalelerini okudum. Acizane kendisinden el aldık ve zaman içinde kurumsal değişim ve dönüşüm evrelerini bilen ve kurumsal hafızayı da en iyi temsil eden biri oldum. Daha sonra ve BE-KA isimli Dünya Bankası projesi kapsamında yaptığım reorganizasyon çalışmalarında AR-GE birikimine sahip oldum. Genel Müdürlük görevlendirmesi ile birçok eğitimlerde yer aldım. Birçok üst düzey yabancı istihdam kurumu personeline, Daire Başkanlarımıza ve Genel Müdürlerimize ihtiyaçlar doğrultusunda sayısız brifingler verdim. 34 yıl boyunca kurumla ilgili görev gereği veya re’sen altında imzam olan onlarca görüş ve öneri içeren rapor yazdım.

Almanya projesi sonucunda iş ve zaman etüdüne dayalı, organizasyon ve metot öngören ve güncel Toplam kalite yönetimi, halkla ilişkiler ve müşteri odaklı yönetişim (CRM) içeren ve bilgisayara dayalı bir paradigma ortaya koydum. Çalışan personel olarak eski modelde çok ayrıntılı ve başarılması imkânsız 45 görevi (+amirin verdiği diğer görev 46.idi) iptal edip, dokuz entegre görev tanımladım. Bilgisayar yazılımlarında buna paralel geçişkenliklere rehberlik ettim.

Ankara günlerimde memur sendikacılığı alanında bilge lider Mehmet Akif İnan ile birlikte İİBK sendika işyeri temsilcisi olarak aktif sendikal çalışmalar yürüttüm. Büro Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı olarak İİBK’ dan İŞKUR’a geçiş süreçlerini eş zamanlı olarak yakından takip ettim. Memur-Sen Konfederasyonu adına çıkarılan yayınlarda editörlük yaptım. Kurumun İİBK’dan İŞKUR’a geçiş süreçlerinde sendikal planda müdahil oldum. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde gerçekleşen 8 aylık eğitim programların geliştirilmesi aşamasında Prof. Dr. Gerhard Latsch ve Prof. Dr. Yıldız Kuzgun ile doğrudan görüşmeler yaptım. Önerilerim doğrultusunda eğitim ders başlıkları ve müfredat oluşturuldu. Emek platformunda uzman olarak Akif İnan başkanımla birlikte iki yıl görev yaptım. Memur-Sen konfederasyonu adına sendikal makaleler yazdım. Yedi güzel adamdan biri olan Akif İnan hocamla birlikte farklı illerde sendikal konuşmalar yaptım. Bir ilke imza atarak Kütahya’da 1 Mayıs Emek bayramı hakkında radyoda konuşma yaptım. 1999 yılında Memur-Sen adına ilk olarak “siyasal partilerin programları ve seçim bildirgeleri hakkında” rapor hazırladım. Rapor Konya’da ve ulusal basında sınıfta kalan siyasal partiler tablosu ile ses getirdi.

2000 yılı içinde İİBK Konya Bölge Müdürlüğüne ekonomik koşullar ve sıkıntılar gereği tayin istedim. Maaşım 160 milyon iken ev kirası 90 milyon olmuştu. Paradan altı sıfır atılmadan önceki durum maalesef yazdığım gibiydi. O da ayrı bir macera ama her şey uygun iken bir haftada çıkacak tayin 77 gün sonra çıktı. Hatta yıllık iznim bittiği için gittim bir hafta daha Ankara’da misafirhanede kalıp çalıştım.

Hülasa 2000 yılından itibaren Konya'da yine Şef olarak çalışmaya devam ettim. 2001 yılında kurumda toplam kalite konusunda taşradan ilk uygulanabilirlik raporunu yazdım. Bir Şef olarak İş ve İşçi Bulma Kurumunun/İşkur'un efsane eğitimcisi ve İl Müdürü Mahmut Yılmaz üstadım ile birçok ilde kalite felsefesi seminerleri yaptım. 2004 yılında düzenlenen İş ve Meslek Danışmanlığı eğitiminde başarılı oldum. Genel Müdürlük tarafından Konya İl Müdürlüğü Danışmanlık servisinde rahmetli Mevlâna Bahadır Çimen ile birlikte İş ve Meslek Danışmanı olarak 2009 yılına kadar görev yaptım.

Bu evrede Konya’da Ortaokul ve Liselerde "meslek seçiminin hayatımızdaki önemi" ve "iş arama becerileri" alanında 500'den fazla seminer ve konferans yaptım. Otuz beş bin öğrenciye meslek seçimi alanında ve beş bin yetişkin iş arayan insanımıza İş ve Meslek Danışmanı olarak hitap ettim. 2003 ve 2006 yılında öğrenci ve velilere tasarımı bana ait olan ÖSS Tercih Danışma Merkezi çalışmalarını yürüttüm. İİBK proje danışmanı olan Prof. Dr. Yıldız Kuzgun hocaya ait Bildemer -2000, ABKÖ ve KED isimli kariyer ve yetenek testlerini ortaokul son ve lise son sınıf danışanlara/öğrencilere uyguladım. Meslek ve eğitim yeri seçimlerine katkı vermek üzere danışanlarla bireysel psikolojik danışma görüşmeleri yaptım. TV programlarına katılarak prime time canlı açık oturumlara çıktım.

Dışardan bakılınca basit bir memur olarak ama bana kalırsa ateşten gömlek olan vazife bilinciyle Ankara'da reorganizasyon ve ARGE çalışmaları yaparken, Konya'da sıradan bir Şef kadrosunda ama dolu dolu uzmanlık potansiyeline dayalı üretken çalışmalar yaptım. Galiba moda deyimle idealist davrandım. Reel olarak iş tatmini ve bitmek tükenmek bilmeyen kişisel motivasyonumuz ile adımlar attım. Aday memur eğitiminde, mesleki rehberlik seminerlerinde sadece kurmay/tasarımcı olarak teorik laflar eden biri değil sahada icracı/uygulayıcı olarak anlattığı konuların doğrudan uygulayıcısı ve deneyimlemiş biri olarak temayüz ettim.

2007 yılında Şube Müdürlüğü sınavını kazandım. 2009 yılı mayıs ayında Hatay İŞKUR il müdürlüğüne Şube Müdürü olarak atandım. Aynı yıl ortopedik engelli çocuğum nedeniyle Şube Müdürlüğü kadrosu uhdemde kalmak üzere Konya’ya Eğitim Uzmanı olarak döndüm. Nasibimde varmış kadro boşalınca aynı yıl tekrar uhdemdeki Şube Müdürü kadrosuna atandım. Konya’da 2009-2012 yılları arasında işsizlerin asgari ücretle Public Work/Kamu yararına çalıştığı istihdamı geliştirme ve işsizlikle mücadele uygulamalarını yönettim. Geliştirdiğim modeli 2010 yılında Genel Müdürlük makamına arz ettim. Toplum yararına çalışma projesi (TYÇP) Konya modeli Genel Müdürlük tarafından tüm ülke sathında yaygınlaştırıldı.

Bu konuda zaten 1994 yılında Ankara’da TODAİ’ de 3 hafta uzmanlık eğitimi almıştım. TYÇP çalışmaları İŞKUR açısından temel misyon ve vizyon olarak bir istihdamı geliştirme ve işsizlikle mücadele projesi idi. İkinci dünya savaşı sonrası ABD/AB ülkelerinde ünlü ekonomist Keynesyen tarafından modellenen ve talep artırıcı bir uygulama olarak uzun dönemli vasıfsız işsizleri topluma entegre eden ve “çukur aç çukur kapa” denilen bir model uygulanmıştır. Literatürde daha sonra sosyal politikalarda öncü olan İskandinav ülkelerinde 1970’li yıllarda “public work” olarak adlandırıldı. Bu uygulama bizde benimde eş uzman olduğum Dünya Bankası projesinde kuruma adapte edildi. Toplum yararına çalışma projesi (TYÇP) olarak 1990’lı yıllarda deprem bölgesinde 2000’li yıllardan itibaren ise ülke düzeyinde yaygınlık kazandı.

bir-zamanlar-is-ve-isci-bulma-kurumu-vardi-1-4.jpg

Konya’da TYÇP denilen programların ilk tasarımını yaptım. Sahada çalışma takvimini uygulama, denetim, tanınırlık ve görünürlük çalışmalarını yaptım. Bu kapsamda Konya merkez dışındaki 28 ilçeye giderek 42 bin km mücavir alanda bir-iki hafta konaklamak suretiyle görev yaptım. Toplamda 100 günden fazla yetersiz harcırahlar ile kısıtlı konaklama yerlerinde kaldım.Dönemin Genel Müdürü bu saha çalışmalarını dinleyince Evliya Çelebi’nin Konya temsilcisi galiba sizsiniz diye latife yapmıştı. Yani latife bir yana üst düzey vizyon adanmışlığı ile leyli meccani kurumuma emek verdim. Daha öncesi olmayan alanlarda hep ilklere imza attım. Malum bu türden bireysel potansiyele atıf yapılınca hep kamuda kimse vazgeçilmez değildir denilir. El hak öyledir tabiat boşluk kabul etmez, işler bir şekilde yürür gider. Ancak her yiğidin bir yoğurt yiyişi olduğu gibi bir de at sahibine göre kişner klişesini de unutmayalım.

Otuz dört çalışma yılı içinde hep rasyonel, doğru ve mantıklı işler yapmaya çalıştım. Sonuçta şairin dediği gibi bir şeylere katlandı isek, kılıcı kınında paslanmış biri de olmadım. Kahrolası hanede evlad-ü iyal olduğunu ve arkamızda sırtımızı verdiğimiz duvardan başka bir destek olmadığını da hiç unutmadım. Bir proleter çocuğu olarak tek dayanağım ve güç kaynağım vardı: Mezun olmaktan onore olduğum ve gurur duyduğum Siyasal Bilimler Fakültesinin bana kazandırdığı bilgi + fakülte giriş salonunda yazılı olan "Gerçekleri Söylemekten Korkmayınız" sözünü şiar edinmek. Bir halk deyişinde geçen "geçme namert köprüsünden ko su aparsın seni ve yatma tilki (çakal) gölgesine ko yesin aslanlar seni" telakkisine sahip çıkmak ise memuriyetin her evresinde vazgeçilmez tavrım oldu. Yanlış işleri doğru yapmaya değil, doğru işleri doğru yapmaya özen gösterdim. Avare kasnak gibi dönmedim, sorunun değil çözümün peşinde oldum. (Avare Kasnakmısın? https://www.linkedin.com/posts/seref-oguz-47338120_kamuspotu-serefoguzabrkamuspotu-organizasyon-activity-7311224518956474368-v1UA?utm_source=)

İİBK ile ilgili maziden bugüne İŞKUR’a dönüşen kurumsal evrim yolculuğunda nehir makale türünde yazmaya inşallah Konya kent kültürü ve tarihi ile dönüşümlü olarak devam edeceğim. Niye diye sorarsanız İİBK 1946 yılından itibaren kapatıldığı 2000 yılına kadar bu ülkeye ve topluma 54 yıl hizmet etti. Kapatılmasına rağmen kurum kültüründe ve toplumsal bellekte yaşamaya devam ediyor. Sosyal medyada yüzlerce iş ve işçi bulma isimli sayfa bulunuyor. İİBK birçok tiyatro oyununda, sinema filmlerinde, hikâye kitaplarında, makale yazılarında, akademik çalışmalarda ve mizah dünyasında yer almaya öteden beri devam ediyor. Mesela karikatür tarihimizin iki önemli ekolü olan Gırgır ve Fırt dergilerinde araştırdığım için biliyorum onlarca İİBK konulu karikatür var.

Bu bağlamda maziden güzel bir anekdot ile yazımı bağlamak isterim. 2004 yılında bir öğretmen randevu alarak Lalebahçe ilköğretim okulu 8.sınıf öğrencileri ile birlikte İŞKUR’a geldiler. Meslek seçiminin hayatımızdaki önemi konusunda yaptığım seminere katıldılar. Meslek danışma merkezinde meslek tanıtım dosyalarını incelediler. Program vesilesiyle Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olan ve amatör olarak fotoğraf sanatı ve müzikle ilgilenen öğretmen Mustafa Karaçelebi ile sohbet ettik. Bir süre sonra yerel medyada İŞKUR’da nasıl karşılandıklarını ve meslek seçimi açısından faydalı geçen ziyaretlerini ve kurum çalışmalarını anlatan iki yazı kaleme aldı. Bildiğim kadarıyla hakkında köşe yazısı yazılan ilk İİBK/İŞKUR personeli acizane bendeniz oldum. Bazen bu örnekte olduğu gibi çalışma yaşamında taltif ve ödül kurumsal yapılardan değil bir tevafuk eseri olarak çıkar gelir. Üstelik sizi bir kez daha yay gibi gerer, motive eder ve ok gibi hedefe fırlatır vesselam.

Türkiye İş Kurumu 79 yaşında

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Tokgöz Arşivi