Bir Zamanlar Konya İdmanyurdu Vardı
Bir zamanlar bu şehirde efsane bir Konya İdmanyurdu kulübü vardı.Futbol ile birlikte özellikle voleybol, basketbol, atletizm, hentbol gibi takım sporlarında da bir spor ocağı idi. Konya futbol tarihinde Konyaspor ile birlikte güzide bir camia olarak tatlı rekabet ve sportif yarış içinde olmuştur. Konya'da futbol maçları 1950 öncesinde uzun süre Konya İdmanyurdu sahasında yani toprak saha olarak eski Gazaros bahçesinde oynanmıştır. Bu saha Konya İmam Hatip bahçesi idi, şimdi Kız İmam Hatip tarafı olarak kullanılmaktadır.
Cumhuriyet’in ilanından kısa süre önce, 3 Temmuz 1923’te, Ziraat Bankasında memurluk yapan ve İdman Cemiyetleri İttifakı temsilcisi olan Celal Bey (Vaner) başkanlığında kurulan kulüp, Konya’nın resmen tescil edilen ikinci kulübüdür. Kubbe-i Hadra’nın yeşil rengini benimseyen İdmanyurdu’nun kurucuları arasında sarraf Necati Silay, CHP müfettişi İsmail Hakkı Bey’in oğulları Seyfi ve Selahattin Muşkara, Nazım Buzcu, Celal Ulusan, gazeteci Ziya Çalık, Mübarek Emin ve şimendifer memuru Muhlis Bey bulunuyordu. Orduevi’nin bitişiğinde bulunan Halkevi’nin altındaki bir odadan idare edilen İdmanyurdu’nun ilk yıllarında kadrosunda şu futbolcular yer aldı:
Hasan Güngör, Arap Salâh, Kadıların Cemal Sürmeli, Necati Kaşıkçı, Arap Adnan, kaleci Rahim, PTT memuru Şemsi, Selahattin, Mahmut, Nuri, Hayri, Cemal, Sait, Mustafa Asım ve Nail Tok.
Samsun’da yapılan 1932 yılı Türkiye Futbol Şampiyonası finalinde İstanbulspor’a 2-1 yenilerek ikinci, 1960’da Aydın’daki Türkiye Şampiyonası finallerinde de üçüncü olan Konya İdmanyurdu, 1966-1967 sezonunun son maçında Konya Şekerspor’u kaptan Baki’nin penaltıdan attığı golle 1-0 yenerek lig şampiyonluğunu kazandıktan sonra, 1967-1968 sezonundan itibaren Türkiye III. Ligi’ne katıldı.
1932 ila 1951 yılları arasındaki futbol maçlarının oynandığı sahasını İmam Hatip Okulu yapımı için satarak Zafer’de Konyaspor’un faaliyet gösterdiği binanın yerindeki binayı satın alan İdmanyurdu, futbolun dışında bisiklet, atletizm, güreş, basketbol ve voleybolda da faaliyet gösterdi. Bu kulübün ilk güreşçilerinden Faruk Nazıroğlu, 1938’de Ankara’da ve 1944’te İstanbul’daki Türkiye şampiyonalarında grekoromen dalında 79 kilo Türkiye şampiyonluklarını kazanmıştır. Atletlerinden Recai Kıcıkoğlu da Konya’da İranlılar, İstanbul’da da Almanlara karşı millî takımda yarıştı.
Ünlü Edip, şair ve mütefekkir Ali Ulvi Kurucu Konya İdmanyurdu futbol takımında forma giymiştir.
Halil İbrahim Sayar anılarında bu konuya şöyle yer vermiştir. Ali Ulvi Kurucu futbol tutkunuydu. Konyalı pek çok önemli şahsiyeti de yakından tanıyan Halil İbrahim Sayar’ın yakın tanıdığı isimlerden birisi de Hafız Ali Ulvi Kurucu imiş. “Tanışmamız gençlik yıllarımıza dayanır” diyen Sayar, “Çok güzel futbol oynardı, Konya’da üç takım vardı; İdman Yurdu, Gençler Birliği ve Selçuk Spor’du. Ali Ulvi Kurucu Bey İdman Yurdu’nda oynardı. İdman Yurdu ve Gençler Birliği’nin birincilik maçı idi. Ramazan ayında idarecilerin ‘orucunu bozmazsan oynayamazsın’ demesine; ‘o zaman oynamam’ demişti, idarecilerden Silleli Hasan dayı araya girerek diğer idarecileri ikna etmişti. Orucunu bozmamış ve çok güzel oynayarak iki gol atmıştı. İdman Yurdu birinci olmuştu” ifadelerini kullanıyor. (https://www.yenihaberden.com/konyanin-unlu-hayirsever-is-insaninin-dikkat-ceken-hayat-hikayesi-1820407h.htm) Bu hatıradan yola çıkarsak Ali Ulvi Kurucu 1935-39 yılları arasında futbol oynamıştır.
Yeşil Beyazlılar, 1965’te Adana Karataş spor, 1966’da Tokat Topçamspor, 1966’da da Konya’da Trabzon İdman Ocağı ile oynadığı final maçlarını kazanarak, üç defa basketbolda Anadolu Kupası’nı kazanma başarısını gösteren ilk Anadolu takımı oldu. Konya İdmanyurdu 1967-71 yılları arasında 3.ligde yer aldı. 1971 ile 1981 arasında ise 2.ligde yer aldı. Son yıl hariç iki takım ayrı gruplarda yer aldılar.
12 Eylül sonrası takımın 3.lige düşmesi hatta oradan da amatör lige düşmesi endişesi ile dönemin sıkı yönetim komutanı, vali ve belediye başkanı olan Bedrettin Demirel'in metazori baskıları ile Konya İdmanyurdu kulübü biraz da gönülsüz olarak Konyaspor ile birleşmeye zorlandı. Konya’nın profesyonel ligde tek takımla ve daha güçlü bir şekilde temsil edilmesini sağlamak amacıyla Konyaspor ile İdmanyurdu’nun birleşmesi için başlatılan temaslar 1981’de olumlu sonuç verdi ve İdmanyurdu, Konyaspor’a katılarak tarihteki yerini aldı. Yaşanan birleşme krizini aşmak üzerine bulunan ara formül ile kurulacak yeni takıma
Yeni kurulan takıma Konyaspor ismini ve Konya İdmanyurdu ise renklerini vermiştir.
Konya İdmanyurdu takım yapısı, yöneticilerinin ekonomik gücü ve taraftar kitlesi olarak daha çok Fenerbahçe kulübüne ve camiasına benzetilir idi. Konyaspor ise aynı eksende bir tür Beşiktaş takımı profilini temsil etmiştir. Her iki takımda Konya'da amatör ruhla alt yapıya önem vermişler ve Türkiye birinci ligine ve milli takımlara sporcu kazandırmışlardır. Birleşme öncesi 1960-80 yılları arasında bazı futbolcular mesela Zafer, Mustafa Cambaz gibi efsane kanat oyuncuları ve çalım atma yeteneği ile tanınan ve tribünleri coşturan Artuğ gibi futbol kareografisi güçlü sporcular her iki takımda da oynamıştır.
Sıkı bir Konyaspor'lu olarak Konya İdmanyurdu benim için hep kardeş takım olmuştur. Çok az da olsa maçlarını keyifle izledim. Karma Ortaokulunda Beden eğitimi öğretmenim Konya İdmanyurdu futbolcusu rahmetli İlhami Coşkun olması da bu sevgiyi artırmıştır. Yine Şehit Sadık ilkokulunda sınıf öğretmenimin efsane Konyasporlu futbolcu olması ve rahmetli Cankut Özbay hocamdan ders almış olmak benim için fevkalade bir şans hatta tevafuk olmuştur.
1974-1975 yılında efsane 2.Futbol Ligi Beyaz Grup’ta 14.sırayı alan Konya İdman Yurdu şu futbolculardan oluşuyordu: Sadettin, Fahrettin, Yaşar, Semih, Haldun, Uğur, Zafer, Murat Kandil, Mustafa, Ali, İrfan. 1970'li yıllarda Konya İdmanyurdu takımının efsane taraftar lideri Amigo Kemal, Kemal Özçöyden’i de unutmamak lazım.
Futbol kültürü ve rekabetin korunması ve alt yapının güçlü tutulması adına her iki camia korunmalı idi. Konya İdmanyurdu ayrı birtakım olarak varlığını sürdürmesi ve tekrar toparlanması mümkündü. Konya şehri iyi, kaliteli oyuncu ve nitelikli teknik direktörleri sahip her iki takımı içerde dışarda her hafta desteklemiştir. Konya'da birer hafta arayla her iki takım maç yapmakta ve futbol kültürünü yaşatmakta idiler. Konya'nın namlı kabadayılarından Teccal İhsan Konyaspor’u, Miço Mustafa ise İdmanyurdu’nun hasta taraftarı idi. Her iki takım sezon açılışlarını birlikte yapar ve dostluk rüzgarları estirirlerdi.
İşin tarihsel ve nostaljik yanları bir tarafa bırakır istek bugün yeniden Konya İdmanyurdunu oluşturacak ve yeniden faaliyete geçirecek şartlar ortada bulunmamaktadır. Ancak bu kulübün tarihinin ivedilikle yazılması gerekir. Konya İdmanyurdu kulübü adına birçok başarıya imza atıldı ve onlarca kupa ve şilt alındı. Ama bugün bunların nerede olduğu meçhul ve kayıptır. Konyaspor müzesinde İdmanyurdu için ayrı bir seksiyon açılmalı ve tüm kupalar, şiltler, flamalar, formalar ve gazete küpürleri, videolar, TRT kayıtları temin edilerek müzede sergilenmelidir. Konya İdmanyurdu tarihi kitabı hazırlanmalıdır. Yaşayan ve vefat eden tüm sporcuların künyesi çıkarılmalı ve arşivlenmelidir. Konyaspor web sayfasında her iki takımın tarihi yayınlanmalıdır. Stadyumda her iki takımı temsil eden nostalji köşesi oluşturulmalıdır.
Geçmişten bugüne Konya İdmanyurdu camiasını kuran ve oluşturan yöneticilere, emek veren, yaşayan ve vefat eden tüm sporculara ve Konya İdmanyurduna gönül vermiş fedakâr taraftar topluluğuna selam olsun. İdmanyurdu camiasından vefat edenlere Allah'tan rahmet diler ve yaşayanlara sağlıklı günler dilerim.