Seçim öncesi bir yazı
Bir ülkenin en önemli kazanımlarının başında, o ülkeyi yöneten kadronun liyakatli olması ve milli düşünce taşıyor olmasıdır. Hatalar yapılabilir, iş kazaları olabilir. Bunlarda hiçbir beis yoktur. Çünkü hatalar giderilebilir, kazalar telafi edilebilir. Ancak ülke iş bilmez bir kadronun elinde olursa hiçbir iş yoluna sokulamaz ve o ülke ileri götürülemez. Bir de yerli bir düşünceye sahip değilse bu kişiler, eskilerin deyişiyle işte o zaman yandı gülüm keten helva.
Bu köşeyi takip eden okurlarım bilirler ki ben siyasi yazılar yazan biri değilim. Daha çok edebiyattan söz etmeyi, kültürden dem vurmayı tercih ederim. Sevgiden, saygıdan ve de maneviyattan seçerim yazılarımın konularını. Ama bu sefer yaklaşan seçimin ve bazı yanlış olduğunu düşündüğüm ve bu yanlışın ileride ülkemize ağıra mal olabileceğini gördüğüm için bu kez seçimi yazmak istedim. Malumunuz ülkemizi 20 yılı aşkın bir süredir bir parti ve onun lideri yönetiyor. Bu zaman zarfı içerisinde Türkiye pek çok alanda dünya standartlarına yaklaştı ve onlarla yarışır hale geldi. Sanırım hakkaniyetli düşünen hiç kimse bunu yadsıyamaz. Bir istikrarın oluştuğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 20 yıl öncesine göre daha modernize edilmiş bir Türkiye var bugün. Yollar, köprüler, hastaneler, sivil savunma sanayimizdeki olağanüstü gelişmeler, teknoloji üretimi, sanayideki atılımlar ve hepsini daha ileriye götürecek yeraltı zenginliklerimizin bulunup, işlenmesi ve yurdum insanının yararına sunulması… Bütün bunları gerçekleştirip Türkiye Yüzyılı vizyonunun geliştirilmesi güzel bir manzarayı gözlerimizin önüne seriyor.
Elbette geliştirilecek, düzeltilecek ve ülkemizi şaha kaldıracak birçok adım daha atılabilir. Devlette devamlılık esasına uygun olarak gelecek olan iktidar da bunları geliştirip devam ettirebilir. İşte çıkmazımız tam da burada başlıyor. Devleti yönetmeye talip olanlar, yukarıda saydığımız bütün gelişmeler hakkında olumsuz görüş bildiriyorlar ve neredeyse yakıp yıkmaya geliyoruz imajı veriyorlar bizlere. Özellikle savunma sanayimizdeki gelişmelere ve terörle mücadelede ters istikamette söylemlerde bulunuyorlar. Bu da bizim gibi vatanın milletin bekasını düşünenler için handikap oluşturuyor.
Bunca enerji kaynağı bulmuş, yeraltı madenlerimizi ortaya çıkarmışken, nereden geldiği belli olmayan, hatta gelip gelmediği bile belli olmayan bir 300 milyar lafını ortaya atmanın mantığı ne? Bu parayı size verenler, karşılığında ne aldılar ya da ne alacaklar? Yıllarca IMF kapılarında acı reçetelerle milletin kanını emdirenler gibi siz de başka bir maceranın peşinden mi gidiyorsunuz? Bunun da ötesinde, terör ve teröristlerle bu kadar içli dışlı olmak, onları kanka edinmek de neyin nesi? Artık ayağımızdaki prangalardan kurtulalım derken, yeni esaret yollarına sokmayın bu milleti… Daha doğru dürüst cümle kurmayı başaramayan, başardığı zaman da bir garabetin tanımını yapanlardan bu ülkeye baş olmaz. Basit bir coğrafya bilgisi: Çorum ve Konya Türkiye’nin şehirleridir… Basit bir kültürel bilgi: Necip Fazıl Kısakürek bu ülkenin en büyük şairlerinden biridir. Bu basit konularda bile baltayı taşa vuranlardan bu ülkeye başkan olmaz. Olur diyenler çoğunlukta olsa da olmaz. İnşallah bunu yaşayarak görmeyiz.
YAPMA MÜBAREK
Bu nasıl bir siyaset, bu nasıl bir strateji?
Yurduna kast edeni aklıyorsun mübarek
Nerede kem gözlü var nerede necaset var
Hepsini birer birer paklıyorsun mübarek
Altı cüce önünde yalvarıp yakarmak ne?
Kartları hile ile cebir ile karmak ne?
Millet düşmanlarını hapisten çıkarmak ne?
Pise varıp mis diye kokluyorsun mübarek
Adını andıkların istiyor yakıp yıkmak
Sahi görmüyor musun, bunlar mazluma tokmak
Bu mu senin fikrince ülkeye sahip çıkmak
Bence esas gayeni saklıyorsun mübarek
Yakar bu millet inan bir taş için cihanı
Asırlardır akmakta toprağa asil kanı
Düşmanlarla sarılmış ülkenin dört bir yanı
Sen aynada kendini haklıyorsun mübarek
Benim bildiğim lider yapmaya gelir başa
Sen bu niyetle yurdu, döndüreceksin kuşa
Gelir mi sanıyorsun şu koca millet tuşa
Yanlış el enselerle yokluyorsun mübarek
Çok uzun yataklardan akıp geldi bu nehir
Samsun gibi Çorum da Konya da bil ki şehir
Koca Yunus misali Necip Fazıl da şair
Hep hatalı program yüklüyorsun mübarek
Kazara seçilirsen yurda ne katacaksın?
-Aslında biliyorum yan gelip yatacaksın-
Bu milleti dünyaya nasıl anlatacaksın?
Sen daha konuşurken tekliyorsun mübarek
Sevgiyle kalın.