Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci Sahip Olduğun Kudret

Sahip Olduğun Kudret

Her ne kadar son kuşak için alfabenin son harfiyle isim verilip belirli bir kalıba sokulmak istense de yeni nesil ve gençlere olan inancımız ve ümidimiz tam ve sağlam. Esasen başka bir yolu da yok çünkü onlardan başka geleceğimiz yok. Bu “gelecek” ifadesi de kimileri için boş ve anlamsız geliyor sanırım “benden sonrası tufan, ben mi göreceğim, kendileri düşünsün” babında yaklaşımların çok tehlikeli ve boş olduğunu söylemeye gerek bile yok sanırım.

Döneli mevzuya; bu ülkenin sahip olduğu pek çok imkân, fırsat, potansiyel ve cevher var. Coğrafi konum ve stratejik nokta olması zaten büyük nasip ve güç. Kaba da olsa “atalar boş yere buraya çul sermemişler” ifadesi beyhude değil. Yurt yaptıkları bu toprakları ilmek ilmek işlemişler, kâh mimari kâh şehir, bir tarafta köklü bir tarih diğer tarafta zengin bir medeniyet mirası… Yeraltı öyle yerüstü öyle. Suyu da havası da hep kıymet, değer, hazine ve dahası. Bunlar tamam da asıl cevher insanımız azizim.

Bu toprağın insanı şahsına münhasır tavrı, tarzı edasıyla müstesna bir karakter abidesi. Yok mu bir ters tarafımız, damarımız, var elbet farkındayız lakin ırki ve ideolojik bir yaklaşım olmaksızın şahsiyet ve onur, cesaret ve gurur, inanç ve itimat bizim müstesna tarafımızı inşa etmiş bir kere.

Dememiz o ki bu ülkeyi gerçekten özel kılan, sahip olduğu muazzam insan potansiyeli. Genç, dinamik ve yetenekli bir nüfusa sahip olan Türkiye, bulunduğu coğrafyanın dünyanın en büyük güçlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Türkiye'nin kültürel çeşitliliği, insan potansiyelinin zenginliğini daha da artırmaktadır. Farklı kültürlerin, inançların ve dillerin bir arada yaşadığı bu mozaik, yaratıcılığı besleyen, yenilenirken asıldan kopmayan ve değişimi tetikleyen bir kaynak. Bu çeşitlilik, Türkiye'yi dünyanın en çekici ülkelerinden biri yaparken elbette hedefe konan bir ülke de yapmaktadır. Bu coğrafyada bu tarihe ve bu köklere ait olduğumuzu iddia ettiğimiz sürece hedefte olmaya devam edeceğiz. Mesele zaten hedefe konmakta değil bunun farkında olup mücadeleden vazgeçmemek olsa gerektir.

Bu noktada sahip olduğumuz insan potansiyeli deyince ilk aklımıza gelen; gençlerimiz. Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu, ülkenin en büyük varlığıdır. Ortalama yaşın düşük olması, inovasyon ve girişimciliğin can damarıdır. Bu genç beyinler, yeni teknolojileri benimseyerek, yaratıcı fikirlerle ekonomiye ivme kazandırmaktadır. Onların enerjisi, Türkiye'nin geleceğinin mimarıdır; umut dolu bir gelecek inşa etmektedirler. En azından biz büyükler böyle olması gerektiğine inanıyor ve böyle ümit ediyoruz. Onları bekleyen pek çok tehlike ve risk var evet lakin önceki nesillerin tecrübesi, tarihin yol göstermesi, hakikat peşinde koşanların ışığı en büyük yardımcıları olacaktır.

Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu, ülkenin en büyük varlıklarından biridir. Bu genç nüfus, yenilikçi fikirler, yaratıcı çözümler ve girişimci ruhla ülkenin kalkınmasına büyük katkı sağlayabilir. Ancak bu potansiyel, eğitim ve istihdam olanaklarıyla desteklenmeli. Eğitim sisteminin niteliği ve iş piyasasının ihtiyaçlarına uygunluğu, gençlerin yeteneklerini tam olarak ortaya koyabilmeleri için kritik öneme sahip. Mühendislik, teknoloji, sağlık, sanat ve kültür gibi alanlarda başarılı bireyler yetiştirerek uluslararası alanda rekabet gücünü artırabiliriz. Bu yetenekli bireylerin yurt dışında beyin göçü yaşamadan ülkede kalmaları ve yeteneklerini kullanmaları için uygun çalışma ortamları ve teşvikler sağlanmalıdır. Bu bağlamada araştırma ve geliştirmeye yapılan yatırımların artırılması da büyük önem taşıyor nitekim.

Meselenin tam da bu noktasında şu ikazı da tespit etmiş olalım; siyasi ve politik kutuplaşmalar, aslı ve temeli boş geçici ideolojik saplantılar, niyet ve amacından sapmış gruplaşmalar gençlerin bakış açılarını ve zihinlerini bulandırmaya yeter ve artar. “Sorgula, eleştir, itiraz et, araştır, dik ve asil dur” gibi gerçekçi ve bilimsel tavsiyeler, anlam arayışında vereceğimiz nasihatler hakikat uğruna olmalı. İdeolojik ve ne olduğu belli olmayan kaynak ve mevkilerin arkasında ne olduğunu da görmeleri için fırsat verilmeli. Neye neden karşı olduğunu bilen, aklı ve inancıyla, bilgisi ve birikimiyle adımlarını belirleyen gençlerin bu ülkenin kudreti olduğunu unutmamak gerek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi