Acilen Liseler isteğe bağlı olmalıdır
-MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI VE YÖK'TEN TALEBİMİZDİR-
Son olaylarla ilgili değerlendirme ve tekliflerimiz olacak pek çoğumuzun. Tabanın talepleri de bu yönde. Allah yardımcımız olsun.
Sokaklara bakalım. Protestoculara bakalım. Hep gençliği kullanılıyorlar. AB standartlarına geleceğiz diye büyük yatırımlar yapıldı.
Okullar, yurtlar, binalar. Neye değdi? Kaç üniversite var dünyada ses getiren? Edepli, ahlâklı ve kendini ilme vermiş.
Sokakları darmadağın eden bunlara, İman ve vatan sevgisi namına bir şey veremedik. Yazık oldu. Yürüyüşte bunlar, zarar veren, yakıp yıkan bunlar. Bunlarda Allah korkusu olsaydı yapabililer miydi? Tabii ki iyileri de çok Elhamdülillah. Onlardan zarar gelmiyor.
Zira dindar nesil yapamaz bunları, polise ve millî servetlere dokunamaz. Çünkü Allah korkusu buna engel olur. Açmayalım Allah için bu kadar üniversiteyi. Biz yıllardır içindeyiz. Hele düşük puanlarla girenler asla ilim derdiyle gelmiyor. Gönül eğlendirmeye ve sıfır bir ahlak yaşamaya geliyor. Aileden uzak olarak. Hem maddi, hem geleceğe yönelik büyük manevî kayıplar ve açıkçası hayasızlık artıyor.
O halde;
Allah rızası için Liseler mecbur olmasın. Ancak kabiliyetli olanlar okusun. Çünkü zorlukla bitiren de, gözünü üniversiteye dikiyor. Sanatkar olabilir ama boş yere liseye gidiyor. Kazanç yerine yük ve masraf getiriyor aileleye ve memlekete
Sanatkar olsa, sokakta olmazdı. Hem de evlenir iş derdinde olurdu. Ev yok, eş yok, çocuk yok. Bu dertleri de yok bunların maalesef. Aile bitti adetâ.
Sanayiler boş. Çırak, kalfa ve usta yetişmiyor. Ustalar tek kalıyor.
--Allah aşkına liseleri mecbur yapmaktan alalım. --Kabiliyetli olan okusun. Memleketin iş gücü yok oluyor.
--Üniversiteleri azaltalım. Okumayacak kişiler zar zor okuyup milletin başına bela oluyorlar. Zira Allah korkusu yok. İbadet aşkı yok. Vatan sevgisi yok. Bu kadar üniversiteliyi ne yapacağız? Kaldırım mühendisi mi?
Üniversiteler vakit geçirme mekanı oldu. Bunun hesabı verilemez. Gözlerimize inanamıyoruz.
1992/1997 Selçuk üniversitesi Kampüs Camii İmam Hatibi idim. O günler başkaydı. Edep ve hayâ vardı, şimdi perişanlıklar arttı üniversitelerde.
Elhamdülillah güzel bir gençliğimiz de var, her yerde, gayretleri de var ama diğerleri üzüyor.
Çokluk önemli değil. Kalite önemli. Pek çoğu bomboş mezun olunca. Sıkıntılı. Bu saatten sonra ne yapsınlar? Onlara da yazık. Ne ile yuva kursun, iş sahibi olsunlar? Evlatlar yetiştirsinler?
O halde;
--Ortaokulda çocuğun kabiliyeti tespit edilmeli.
--Sanat kabiliyeti olan tatbikatlı sanat dallarına gönderilmeli. --Sanayiler elemansızlıktan ağlıyor. Eleman olmalı.
--Liselerin mecburiyeti kalkmalı, kalma getirilmeli.
--Başarılı olanlar üniversiteye gitmeli. Puanları yüksek tutulmalı.
-'Yoksa bu nesil dindar olmadığı için geleceğimize adeta bir bomba, camileri tarumar ettikleri için memleketimizin İslâmî hayatına düşmandır.
Daha nice afetleri olan bu sistemin acilen değişmesi elzemdir. Evet. Yetkililerimiz de bunu biliyor. İnşaallah aciliyet kesbeder ve hemen bu yıl bu sıkıntı çözülür.