Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal
Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal TCMB Politika Faizini Artırdı Mı?

TCMB Politika Faizini Artırdı Mı?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ülkemizin içinde bulunduğu artan siyasi riskleri de dikkate alarak, Goldman gibi bir iki finans kurumu dışında beklentilerin aksine sürpriz olarak politika faizini 350 baz puan artırarak % 42,5’ten % 46’a yükselttiğini açıkladı. Acaba merkez bankası politika faizini artırdı mı? TCMB’nin açıkladığı politika faiziyle ilgili farklı görüşler öne sürüldüğünü belirtmekte fayda vardır.

TCMB’nin politika faizini % 42,5’ten % 46’a yükselttiğini açıklamasıyla öne sürülen çeşitli görüşlere bakmakta fayda vardır.

Ekonomi çevrelerinden bir kısım merkez bankasının bu kararı, finans piyasasındaki tüm gelişmeleri belirleyen ve dizginleri elinde tutan kurumun kendisi olduğunu gösterircesine, kur baskısını dizginlemek adına beklenin üzerinde şahin bir artış olarak değerlendirilme ve piyasaların olası davranışlarına karşı ön aldığını ortaya koymaktadır.[1] TCMB’nin son kararıyla ilgili dillendirilen bir diğer görüş ise şudur. TCMB Para Politikası Kurulu 18 Nisan günlü toplantısında gecelik borç alma faizini yüzde % 44,50’ye, gecelik borç verme faizini de % 49,00’a çıkardı. Böylece faiz koridorunu hem daha yüksek düzeye taşıdı hem de aralığını genişletti. Asıl önemlisi, aynı toplantıda, haftalık repo ihalesiyle borç verme faizini yüzde 46’ya yükseltti. Bu düzenlemeden anladığım kadarıyla TCMB, gecelik borç verme uygulamasından vazgeçerek yeniden asıl borç verme uygulaması olan haftalık repo ihalesiyle borç verme uygulamasına geri dönmüş oldu. TCMB, bu kararı açıklar açıklamaz dünya listelerinde TCMB politika faizi yüzde 46 olarak düzeltildi. Bir başka ifadeyle görüntü ile gerçek arasındaki fark kalkmış oldu. Pek çok yorumcu TCMB faiz artırdı diye yazdı ve yorumladı, oysa tam tersi oldu. TCMB gecelik borç vermeyi kullanır ve ona yüzde 46 faiz uygularken bu karar sonrası haftalık repo ihalesiyle borç vermeye geçecek ve yüzde 46 faiz uygulamaya başlayacak. İlk bakışta faiz oranı değişmemiş sadece uygulamanın adı değişmiş gibi görünüyor. Oysa gerçekte faizde hafif bir düşüş oldu. Çünkü gecelik yüzde 46 faiz yıllık bileşik olarak hesaplandığında haftalık yüzde 46 faizden daha yüksek bir faizdir.

Bununla birlikte faiz oranındaki bu çok küçük düşüşün bankaların faiz oranını etkilemesini beklememek gerek.[2]

TCMB’nin böyle bir yolu seçmesinin ilk akla gelen nedeni olarak, altın ve dolara olan talebin hızını yavaşlatıp, piyasalarının ateşini düşürmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır. Önceki dönemlerde yapıldığı gibi ekonomik sorun ne olursa olsun, tek başına faiz oranlarının artırılıp dolar ve altının düşeceği, ya da faiz oranının düşürülerek girişimcilerin kredi talebi için bankalara hücum edip yatırımların şahlanacağının beklenmesi piyasaların işleyişinden hem haberdar olunmadığı ve hem de hayali beklenti anlamına gelip, önceki hatalardan ders alınmadığını göstermektedir. Ülkemiz ekonomisine zarar ve zaman kaybından başka bir şey getirmeyeceği ortadadır. Çünkü politika faizi oranında artma ve azalma yönünde yapılan değişiklikler; Para Arzı, Munzam Karşılık Oranı, Açık Piyasa İşlemleri, Reeskont Oranı gibi para politikası araçları veya Kamu Harcaması, Kamu Yatırımları, Transfer Harcaması, Borçlanma, Vergi gibi diğer maliye politikası araçlarıyla uyumlu olacak şekilde desteklenmediği müddetçe, belirlenen hedeflere ulaşılması mümkün değildir. Umarım, önceki dönemlerde yapılan popülizm kokan yanlış ekonomi politikalarından ders alınıp, yürütme organı görevini üstlenen hükümetin kısa dönemden ziyade uzun dönemde etkiler doğuracak uygulamaları tercih etmesi, piyasaların kalıcı istikrara kavuşması için atılacak en olumlu adımdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal Arşivi