Hayatı oyun sanıyorlar
Ülke, dünya gündemiyle sıradan insanın gündeminin ayrıştığı günlerdeyiz. Sosyal medya gündem belirleme, insanları yönlendirme alışkanlığını da değiştireli çok oldu. Sözde takipçisi fazla olanlar diğerlerini kafalarına göre yönlendirebiliyor. Gençlerin yanı sıra maceraya meraklı orta yaş grubu da bu manipülasyona oldukça açıklar. Önünü ardını düşünmeden ani kararlar alınıyor. Ellerindeki üç kuruş birikimi hatta elinde olmayanı bile çok rahatlıkla sürü psikolojisiyle oraya buraya harcıyorlar. Sözde yatırım yapıyoruz diye macera peşinde koşabiliyorlar. İşin sonunda ellerindeki, avuçlarındakini kaybedince de kendileri dışında suçlayacak birilerini arıyorlar. Devlet bize sahip çıksın falan diyorlar.
Sıradan insana hayatın gerçekleri fazla geliyor, bir süre sonra bunalıma giriyor. Bunalıma girdiği yerde hayal kurarak kendini iyi hissetmeye çalışıyor. Kurulan hayaller genellikle maddiyat üzerine oluyor. Daha fazla nasıl kazanabilirim düşüncesinin insanı götüremeyeceği yer yoktur. İnsanın ayağı yere sağlam basmıyorsa, pergelinin ucu iyi bir yerde sabit değilse savrulma kaçınılmaz olacaktır. İnsan, aylık sabit gelirine bakıyor. Giderleri çıkınca elinde kalan az miktara veya kalmayanı görünce psikolojisi bozuluyor. Çünkü hayalleri çok fazla. Sosyal medyadaki ışıltılı hayatı yaşamak istiyor. Bu mümkün olmayınca da ister istemez yoldan çıkıyor. Pergelin sabit durduğu yerde dinin emirleri, Allah korkusu olmalı. Bunlar yoksa hiç olmazsa iyi bir ahlâk anlayışı bulunmalı. Bu değerler insanı frenler. Daha fazlasını istemek, kazanmaya çalışmak kişi gönüllü ise yanlış değildir. Önemli olan bu daha fazlası hangi daire, hangi kurallar çerçevesinde olacaktır…
Borsa, döviz, altın gibi yatırım araçları yetmediğinden insanlar kripto paralara yönelmişti. Orada da zarar edilebileceğini çok acı tecrübeler ile öğrenenler oldu, olmaya da devam ediyor. Pergelin ucunu meşru zemine sabitlemeyenler şans oyunlarından yürümeye çalıştı. Ufak tefek kazanan olsa da kural değişmedi, işin sonunda kazanan hep kasa oldu. Artık resmi şans oyunları bile daha fazlasını isteyene yetmediğinden yasadışı bahis furyası aldı başını gitti. Sadece bahis değil şimdi cep telefonlarında oynanan sözde oyunlar üzerinden bildiğiniz kumar oynanmaya başlandı. İlk başta oyun, eğlence gibi başlayan ardından elde edilen ufak tefek kazançlarla bağımlılığa dönüşen bu oyunlar günümüzün en büyük tehlikeleri arasında.
İnsanlar işin sonunda başına gelecekleri bilmesine rağmen acaba mı diye benzer tuzaklara düşmeye devam ediyor. Sadece çoluk çocuk gençler falan değil, yaşını başını almış insanlar da bu tarz oyunların müptelası olmuş durumda. Yetkililer önlem alsın falan demeyeceğiz. Çünkü bu tarz uygulamalar yurtdışı kaynaklı olduğu için engellenmesi neredeyse imkânsız. Herkes aklını başına toplayıp, kendi önlemini kendisi alacak. Başka türlü bir çözüm zor.
Daha az paraya sahip olanlar küçük işler peşinde koşarken fazlasını bulunduranlar da kaşınmaktan geri durmuyor. Ellerindeki parayı katlama düşüncesiyle dolandırıcıların elinde oyuncak oluyorlar. Emlakçıların gazına gelip tarım arazilerine yatırım yapıyorlar. Sonrasında belediyeyi suçluyorlar. Almadan belediyeye sormak akıllarına gelse de işlerine gelmediğinden çok rahat safa yatabiliyorlar(!) Hobi bahçesi furyasıyla tarım arazilerini talan ettiler. Çok sayıda belediye hem rant hem de oy kaygısıyla bu talana göz yumdu. Bu noktadaki dik duruşundan dolayı Meram Belediyesini ayrıca kutlamak gerekiyor. Sözde mağdur olanlar belediyeyi suçlamak yerine emlakçılarla uğraşsınlar. Hele bir araziye çökelim nasıl olsa işi kitabına uydururuz dediler. Karşılarında kararlı bir duruş görünce de ağlamaya başladılar. İnşallah Meram Belediyesi bu konu da bir taviz vermeyip tüm Türkiye’ye örnek olur.
Maceranın, kazanma hırsının sonu yok. Günün sonunda başımızı yastığa huzur içerisinde koymak istiyorsak yapmamız gereken şey çok basit. Meşru yollardan ilerleyip, helal dairesinin sınırını ihlâl etmeyeceğiz. Diğer türlü ahiretimizi yakmakla kalmayıp, bu dünyada da sefil olacağız. Ahiretten çok bu dünyayı düşünenlerin yoldan çıkıp bu dünyada da çile çekmeleri ibret verici bir durumdur. Herkesin aklı fikri var, adam gibi karar versinler. Kararlarının arkasında durup, bedel ödemeleri gerekiyorsa ödesinler. Çünkü ağlamaları kimsenin umurunda olmuyor…