Bu MKYK ile mi seçim kazanılacak?
Önceki hafta AK Parti’nin olağan büyük kongresi yapıldı. İl, ilçe kongreleri derken büyük kongreye çok büyük anlamlar yükleniyordu. Değişim yaşanılacak, 2028 seçimine partiyi hazırlayacak kadrolar belirlenecek diye günlerdir kongre ile yatılıp kalkıldı. Kâğıt üzerinde değişim de yaşandı. Merak eden işin rakamsal kısmına haberlerden bakabilir. Şu kadar yeni isim Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’na katıldı, şu kadar isim yerini korudu. Merkez Yürütme Kurulu üyeleri şu isimlerden oluşuyor vb. Açık konuşalım AK Parti’yi, özellikle yeni katılan isimleri göz önünde bulundurarak söylüyorum bu MKYK seçime hazırlayacaksa gerçekten işi zor. Bütün yük yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın omuzlarında olacaktır. Teşkilatlardan da eski performansı beklemek ayıp olur. Çünkü MKYK listesindeki tepeden inme isimler kesinlikle teşkilatların moralini bozmuştur…
MKYK ve MYK listesinde gerçekten iyi isimler de var. Yıllardır partinin çeşitli alanlarında hizmet etmiş değerli insanlar. Onların hakkını teslim edelim. Fakat bugün benim bahsedeceğim şey gerek parti teşkilatının gerekse de seçmeni hayal kırıklığına uğratan isimler olacak. Kongre öncesi şarkıcı Sinan Akçıl’ın isminin dedikodu olarak dolanması aslında ne ile karşılaşacağımız konusunda fikir vermeliydi, biz iyi niyetimizle beklemeye devam etmiştik. Sinan Akçıl yoktu ama Mesut Özil listedeydi. Mesut Özil’in olduğu bir listede gözümüzün Demet Akalın, Seda Sayan, Esra Erol’u aradığını da söylemeliyiz(!) MKYK üyesi demek partiye yol gösterecek, akıl verecek, bir vizyon ortaya koyması beklenen kişiler demektir. Parti politikası önemli ölçüde burada şekillenir.
İyi isimleri bir kenara bırakacak olursak kimse kusura bakmasın AK Parti MKYK’sı evlere şenlik isimlerden oluşuyor. Melih Gökçek ve Bülent Arınç’ın oğulları listede. Hulki Cevizoğlu var. Daha da kötüsü yeni transfer edilen isimler tepeden inme listeye girdiler. Lafa geldiği zaman liyakatten, adaletten bahsedilir. AK Parti’nin bir dava partisi olduğu söylenir. Davaya gönül vermiş bu kadar isim varken partiye yeni katılan milletvekillerine partinin en önemli kurulunda yer vermenin mantığını inanın anlayamadım. Sadece ben değil, AK Parti’ye gönül verenler, parti üyeleri, teşkilat mensupları, basının büyük bir kısmı da anlayamadı da sesini yükselten çok az. Gazeteciysek işimiz doğruları yüksek sesli dile getirmek olmalı. Birilerine yaranmak gibi bir derdimiz çok şükür yok. Ülkenin geleceğini düşünüyorsak yanlışa yanlış demeliyiz ki sonrasında söyleyecek sözümüz olsun.
Diğer partilerden transfer edilen isimlerin AK Parti’nin davası ile bir ilişkileri olsaydı en başta AK Parti’de siyaset yaparlardı.
Bu işler bu kadar kolay olmamalı. Seçim döneminde parti üyeleri, teşkilat mensupları, milletvekili adayları gecesini gündüzüne katacak ama rozetini yeni takmış bir isim partinin en önemli kurullarından birisinde yer alacak. Adalet bunun neresinde?
AK Parti’yi destekleyen isimlerin arzu ettiği değişim bu değildi. Bazı isimler konusunda neden bu kadar inat ediliyor anlayabilmiş değilim. Örneğin Özlem Zengin. MKYK listesinde ismi geçmiyor diye sosyal medyada bayram ilan edilmişti. Fakat partinin grup başkanvekili olduğu için doğal üye sayılıyor. Bu kadar tepki görmesine rağmen hâlâ görevde bulunmasının varsa bir hikmeti biz anlayamadık. MKYK üyeliğine partiye bir yol çizecek, vizyon ortaya koyabilecek isimler gerekiyor. Benim aklıma dışarıdan Yusuf Kaplan, İbrahim Tenekeci, Ahmet Murat gibi isimler geliyor. Bu saydığım isimler yüzde yüz görevi kabul etmezler. Lakin onların önereceği isimlerin MKYK’ya yeni katılan isimlerin çoğundan daha fazla katkı sağlayacağının garantisini veririm.
AK Parti’nin son yıllarda ekonomi de yaşanılan sıkıntılardan dolayı vatandaş ile arası açılmaya başlamıştı. Son MKYK listesiyle teşkilatlarda da kırgınlık oluştu. Bütün yük Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın omuzlarında gibi görünüyor. Bunca dil dökmemiz ülkenin geleceğini önemsememizden, AK Parti’nin bu gelecekteki önemindendir. Fakat yukarıdan aşağıya bir şeylerin ters gittiği ortada. Başta MKYK üyeleri olmak üzere parti mensuplarının tekrardan Mustafa Kutlu’nun Ya Tahammül ya Sefer kitabını okuyup yeniden kendilerine gelmeleri gerekmekte. Yoksa bunca yıllık emeğe yazık olacak. Bizden söylemesi…