Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Osman Sınav’dan son…

Osman Sınav’dan son…

Geçtiğimiz Perşembe gününün cumaya döndüğü saatlerde Osman Sınav vefat etti. Senarist, yapımcı ve yönetmenlik gibi birçok meziyeti bir arada taşıyan isimdi. Bir süredir çektiği amansız hastalık vefatına neden oldu. Yeni kuşak tarafından sadece Kurtlar Vadisi parantezinde değerlendirilmekten hoşnut değildi. Çok yönlü, ömrünün 40 yılını TV ve sinemaya ayırmış, derdi, davası olan birisiydi. Sürekli bir meselesi oluyor, bu meseleyi usta bir kurguyla anlatıyordu. Elbette TV ve sinema sektöründeki son yıllardaki yozlaşmadan o da oldukça etkilenmiş, çok fazla proje üretmez olmuştu. Çünkü tek başına reyting onun için bir başarı kriteri değildi.

Osman Sınav bizim kuşağın çocukluk, ilk gençlik yıllarına damga vurmuştu. Çocukluğumuza Süper Baba dizisi ile başlamıştık. Ardından Sıcak Saatler, Hayat Bağları gelmişti. Osman Sınav ismi, Deli Yürek dizisi ile artık herkes tarafından bilinen bir markaya dönüşmüştü. Deli Yürek dizisinin yayınlandığı günlerde sokaklar boşalıyor, herkes Yusuf Miroğlu karakterini kendisine örnek alıyordu. Deli Yürek dizisinin yanlış anlaşıldığı çok oldu. Kuşçu karakterinin hikmetinden ziyade vurdulu, kırdılı sahneler üzerinden yorumlar yapılıyordu. Dizi gençleri kötü etkiliyor, mafyaya özendiriyor diye yaftalanmıştı. Osman Sınav ise ısrarla Deli Yürek’in mafya dizisi olmadığı vurgulamıştı. Sınav’ın derdi para, pul, reyting, şöhret olsaydı Deli Yürek dizisi en az üç, beş sezon daha uzayabilirdi. Hikâye de o geçişkenlik vardı. Fakat Sınav işi tadında bıraktı.

Deli Yürek’ten sonra bir diğer efsane dizisi Ekmek Teknesi’ni çekti. Bir mahallede geçen, sıradan insanların hikâyelerinin yer aldığı ailenin, mahalle kültürünün yansıtıldığı ama bunu kamu spotu mantığında sıkıcı bir şekilde yapmayan bir diziydi. Ekmek Teknesi devam ederken Kurtlar Vadisi efsanesi başladı. Deli Yürek’in ısrarla bir mafya dizisi olmadığını söyleyen Sınav, mafya dizisi nasıl yapılırın dersini verdi. Millet olayı iyi bir şekilde anlasın diye Kurtlar Vadisi’nin sloganı “Bu bir mafya dizisidir” olmuştu(!) Osman Sınav sürekli farklılığın peşinde koşmuştu. Yeni, uluslararası projelere imza atmak istiyordu. Bu ideali uğruna Ekmek Teknesi ve Kurtlar Vadisi gibi reyting rekorları kıran yapımları bir anda bırakmayı göze almıştı.

Elbette her şey istediği gibi gitmedi. Yabancı yatırımcılarla istediği ilişkiyi geliştiremedi. Pars- Kiraz Operasyonu filmi istediği başarıya ulaşamadı. Daha sonraki röportajlarında bunu da açık yüreklilikle söylemişti. Hayatı boyunca üç, dört kere batıp, sıfırdan başladığını ifade etmişti. Acı Hayat dizisiyle Yeşilçam sinemasına selam edip, yeniden sektöre dönmüştü. Gençlerin sıkıntılarını dile getirmek için yaptığı Doludizgin Yıllar dizisi de yine başarılıydı. Asker dizisi denilince akla ilk gelenlerden olan Sakarya-Fırat’ta yine Osman Sınav’ın imzasını taşıyordu. Elbette atladığımız muhakkak başka işleri de vardır. Son dönemde yaptığı Sen Anlat Karadeniz dizisinde ise kadına şiddeti klişelere boğulmadan, özgün bir üslupta, ders verme kaygısından uzak ince mesajlarla anlatmıştı. Dizi yayınlandığı dönemde reyting rekorları kırmıştı.

Osman Sınav yaptığı işin hakkını vermeye çalışan, disiplinli bir yönetmendi. Sen Anlat Karadeniz dizisinde içine sinmediği için çekilmiş bölümleri çöpe atıp yeniden cast yapma cesaretini göstermişti. Yine aynı dizide oynayan kadın başrol oyuncusu, kendisinden habersiz O Ses Türkiye yarışmasının yılbaşı özel çekimine katılınca programdan oyuncunun olduğu bölümü çıkartmıştı. Masumlar isimli dizisini ise daha yayınlanmadan yayından kaldırmıştı. Osman Sınav, mutlaka kafasındaki işlerin büyük bölümünü hayata geçirememiştir. Çünkü TV’de özellikle son yıllarda reyting, hikâyenin kalitesinden önce geliyor. Sınav’ın Mustafa Kutlu ile çok iyi bir dostluğu vardı. Kutlu’nun hikâyelerinden zaman zaman dizi ve filmler de yapmıştı. Örneğin Kapıları Açmak öyküsünü 90’lı yıllarda sinemaya aktarmış, 2000’lerde ise dizi yapmıştı. Elbette TV’de başarılı olamadı. Çünkü 2000’lerin ortasına doğru kaliteli işlerin ekrandaki ömrü gitgide kısalmıştı. Yine bir Mustafa Kutlu öyküsü olan Uzun Hikâye ise Kenan İmirzalıoğlu’nun da etkisiyle sinemada iyi bir gişe yapmıştı.

Bugün yurtdışına sattığımız dizilerle övünüp, bilmem kaç milyar dolarlık bir pazara ulaştık diyoruz. Bu pazarı da açan ilk isim Osman Sınav’dı. Deli Yürek dizisi Türkî cumhuriyetlere satılıp, Türk dizilerine yurtdışı kapısı açılmıştı. Deli Yürek ve Kurtlar Vadisi dizileri bizim sözde aydınlarımız tarafından hâlâ eleştirilir, yerden yere vurulur. Sadece vurdulu, kırdılı sahneleriyle değerlendirilir. Satır aralarındaki mesajlara hiç değinilmez. Bu iki dizi gençlerimizin üzerindeki ölü toprağının atılmasına vesile olmuştu. Bizden adam olmaz, biz yapamayız düşüncesi yerle bir edilip, devlet kavramının farklı bir şekilde değerlendirilmesini sağlamıştı. Özellikle Osman Sınav’lı Kurtlar Vadisi’nin üzerinden 20 sene geçmesine rağmen hâlâ bugüne dair bir şeyler söylüyor olması elbette sözde aydınların işine gelmez…

Osman Sınav hayatı boyunca rahmetli Ömer Lütfi Mete, Mustafa Kutlu, Hasan Kaçan gibi isimlerle önemli işlere imza attı. Yetiştirdiği senaristler bugün reyting rekorları kıran işleri yazıyor. Kendi keşfettiği oyuncuları ise saymakla bitiremeyiz. Sadece Kenan İmirzalıoğlu ve Necati Şaşmaz’ı söylesek yeter galiba. Ülke gündeminde Ekrem İmamoğlu varken Osman Sınav üzerine yazı yazmak ne kadar okunur bilemem, umurumda da değil doğrusu. Osman Sınav gibi sektörün son 40 yılına damga vurmuş bir isim vefat etmişken, üç, beş sene sonra kimsenin hatırlamayacağı birisini elbette öteleyebiliriz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi