Ergenlik Sürecinde Ebeveynlere Öneriler
Ergenlik dönemi genellikle 10-12 yaşlarında başlayıp 18-20 yaşlara kadar devam eden gelişimsel bir krizdir. Çocukluk döneminden yetişkinlik dönemine geçişi kapsayan bu dönem fiziksel, duygusal, bilişsel birtakım değişiklikleri de beraberinde getirmektedir.
Bu yaşlarda ergenler aslında “Ben kimim? “ , “Nasıl biriyim? “, “Beni diğerlerinden farklı kılan ne? “ , “Beni ben yapan unsurlar neler? “ gibi sorulara cevap aramaktadır. Bu cevaplar aranırken yeni şeyleri, durumları, araçları deneme-yanılma yoluyla denemektedir. Kendisini keşfeden ergenler bu süreçteki beyin gelişimi, hormonal değişiklikler, toplumsal beklenti ve baskılar gibi konulardan dolayı da duygularını anlamak, düzenlemek ve kontrol etmekte zorlanmaktadır. Burada ergenin kendisi dışındakilerle iletişimi LGS süreci de dahil olmak üzere hayatının gelecek yaşlarını etkileyebilmektedir.
Ergenlik sürecinde sıkışan mekanizmalar bir kaçış, bir çözüm yolu aramaktadır. İnsanlar yaşam boyunca hedeflere, amaçlara sahiptir ve bunları gerçekleştirebilmek için ne kadar zorlanırsak zorlanalım bir şekilde bunları sağlıklı veya sağlıksız çözmek gerekiyor ki hayatta kalabilelim. Önemli olan buradaki zorlanmaların kendisi değil bu durumlara nasıl yaklaşıp nasıl çözme becerileri geliştirdiğimizdir. Burada değerli ebeveynlere ve kıymetli toplumuma büyük sorumluluk düşmektedir. İlk olarak iyi bir rol model olunmalıdır. İnsanoğlunun öğrenmesi ve uygulaması bakımından en kolay yolu gördükleridir. Çocuklar ve yetişkinler görür, kodlar ve yaşamın diğer alanlarında bu kodlamaları kullanma eğilimine girerler. Sorumluluğu ailesinde gören bireyler sorumluluk bilinci göstermede daha yatkın olabilmektedirler. Örneğin çöpü atmak konusunda eşinizle konuştunuz ve siz atacaksınız. Çöpü sürekli unuttuğunuz zaman çocuk ve ergenler için “Sorumluluk iyi bir şey değil, ailem de zaten böyle yapıyor.” diye düşünebilmektedir. İyi değilse bu sorumluluk, derslerinde, ev ödevlerinde, LGS sürecinde bunu kullanmasını bekler miyiz? Sadece davranışsal değil sağlıklı iletişim gibi birçok faktörde aslında ne istiyorsak bunları kendi aile yaşamımızda göstermiş örnek olmamız gerekir.
Bir başka ve en önemli etmenlerden birisi de sağlıklı iletişimi sağlamaktır. İlk olarak ergenin konuşmak istediği konularla alakalı olarak uygun zaman ve ortamın oluşturulması gerekir. Uygun ortam ve zaman oluşturulabilsin ki ergen anlatmak istediklerini rahatça ifade edebilsin. Mümkün olduğu en kısa sürede iletişim sağlanmalı, konuşma istekleri ertelenmemelidir. İletişimin ona özel olduğu sözlü veya sözsüz vurgulanmalıdır. Konuşurken başka işlerle meşgul olunmamalı, telefon vb. araçla oynanmamalı, kendisini ifade ederken sözleri kesilmeden konuşmasının tamamlanması beklenmelidir. Anlattıkları eleştirilmeden, anlaşıldığı hissettirilerek dinlenilmelidir. Eğer değerli ve anlaşıldığını hissederse şunları da paylaşabilirim nasılsa beni anlıyorlar şeklinde düşünebilmektedir. İletişim tarzları, sosyal medya ve teknoloji, jenerasyon farklılıkları gibi birçok faktör iletişimi zorlayabilmektedir. Hiçbir insanın aynı olması beklenemez. Farklılıkların olması bizi biz yapan temel ögelerden de birisidir. Ergenle iletişim kurarken zorlayıcı öğelerde ortak bir noktayı ve dengeyi bulmak da son derece önemlidir.
Kendisini bağımsız bir birey olarak gören ergenler için çocukluk döneminde koyulan sınırlarda birtakım güncellemeler de yapmak gerekir. Bu sınırlarda güncelleme yapmadığımız zaman onun bağımsız, bir birey gibi oluşunu kabul etmediğimiz, saygı göstermediğimiz düşünülerek birtakım problemler oluşturabilme potansiyelleri yüksektir.
Ergenlik süreci bireyin yetişkin yaşama hazırlık evrelerindedir. Bu süreç sadece ergenin kendisi değil, çevresinde olan her şeyin katkıları ile kolay ya da zor olabilmektedir. Özel alanına saygılı, empatik, anlayışlı, duygular ve etkinliklerde keşfetmesi, ifade etmesi için güvenli alanlar açarak etiketlemeden kaçınarak yaklaşmak önemlidir.
Sevgiler ve saygılar.