Ergenlerde Kimlik Arayışında Sosyal Medyanın Etkisi

Ergenlik sürecinde bireyler, kendilerini keşfettikleri, gelecek yaşamda nasıl bir yer edinecekleri ve nasıl biri olacaklarının temellerini attıkları bir dönem yaşarlar. Kendilerini tanıyabilmek için birçok farklı şeyi deneme-yanılma yoluyla deneyerek meraklarını ve sorgulamalarını gidermeye çalışırlar. Kendi yaş gruplarıyla paylaştıkları süre giderek artan ergenlerde sosyal medyanın kullanımı oldukça önemli bir hale gelmektedir. Bu süreçte sosyal medyanın olumlu katkıları kadar olumsuz etkileri de olabilmektedir.

Sosyal medya, farklılıkları barındıran enternasyonal içeriklerle keşfe ve meraka açık birçok alan sunmaktadır. Aslında bu farklılıklar bilişsel esnekliğe katkı sağlayabilmektedir. Farklı yaşam tarzları, durumlara ve olaylara farklı yaklaşımlar sayesinde ergenler kendilerine yeni pencerelerin açıldığını fark edebilirler. Ayrıca, insanların farkında olmadan en çok zorlandığı konulardan biri olan kendini doğru ifade etme konusunda da sosyal medya faydalı olabilmektedir. Yenilikleri, farklılıkları ve bireyleri görerek kendilerini daha kolay tanımlayabilen ergenlerin ifade yetenekleri gelişebilir.

Ergenlik sürecinde sosyal medyanın zararlarından en önemlisi kıyaslama yapmaktır. Sosyal medya, düşünce ve davranışlarında mükemmel biri ya da idealize edilen sahte kimlikler yaratabilir. Bu durum, ergenlerin kendilerince mükemmel olana benzemek veya onun gibi olmak için farklı davranışlara ve arayışlara yönelmesine neden olabilir. Diğerlerinin beğeni ve isteklerini göz önünde bulundurarak kendi benliklerini aramaktan vazgeçip, başkalarının kabul ettiği benliğe yönelebilirler. Bu durum, "su dolu cam fanusun içinde yüzemeyen" biri gibi resmedilebilir.

Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte sosyal medyaya erişim ve kullanım oldukça kolaylaşmıştır. Merakın ve soru işaretlerinin arttığı bu dönemde ruh sağlığını destekleyici ve koruyucu bir ortamın gerekliliği önem kazanmaktadır. Ancak, sosyal medya platformlarının ruh sağlığını olumsuz etkileyebilecek içerikleri yeterince uyarmaması ve koruyamaması bu sürece olumsuz yansıyabilir. İnsanlar yaşamları boyunca önemsedikleri öğelere vakit ayırır. Ergenler de sosyal medya içerikleri ile ilişkilerinin giderek kuvvetlenmesi sonucunda sosyal anlamda geri çekilme yaşayabilir. Ayrıca, sosyal medyanın giderek yaygınlaşan ekran bağımlılığını artırma potansiyeli vardır. Bu durum hem akademik hem de sosyal ilişkileri olumsuz etkileyebilir. Bilgi kirliliği, anonim olmanın getirdiği kötüye kullanımlar ve siber zorbalık gibi durumlar da sosyal medyanın zararları arasında sayılabilir.

Sosyal medyanın olumlu katkıları kadar olumsuz etkileri de sadece kendisine değil, çevresindeki aile, öğretmen ve diğer faktörlere bağlıdır. Bu süreçte dengeyi sağlamak, keşif alanını düzenlerken kilit bir noktadır. Aileler ve öğretmenler rehberlik ederek sosyal medyanın bilinçli kullanılmasını sağlayabilirler. Ancak, ebeveynler sosyal medya konusunda katı sınırlar koymaktan kaçınmalıdır; çünkü bu durum ters tepebilir ve ergenler gizlice erişim sağlamak için yollar arayabilir. Çocukluk döneminde koyulan kural ve sınırların ergenlik dönemine uygun olarak güncellenmesi, merak ettikleri ve zevk aldıkları durumlar için güvenli alanlar yaratılması önemlidir. Empatik ve destekleyici bir tutum sergileyerek sürecin zorlukları en aza indirilebilir.

Sevgiler ve saygılar…