Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Kıbrıs’ın savunması Filistin’den başlar

Kıbrıs’ın savunması Filistin’den başlar

Ülke ve dünyanın gündemi çok hızlı değişiyor. Bu hız içerisinde odak noktamızı kaybetmek üzereyiz. Odak noktamız mı, elbette Filistin… İmamoğlu çevresinde dönen yolsuzluk iddiaları ya da ABD’nin gümrük tarifeleri üzerinden dünyaya ayar verme çabası da önemlidir, bir yere kadar takip edilmeli. Fakat Filistin meselesi çözülesiye kadar her şey bizim için ikinci plânda olmalı. Çünkü İsrail ve ABD, Filistin’de nihai amacına ulaşırsa nerede duracağı belli değil. Bizim sözde milliyetçilerin sığ bakış açısıysa umursamazlığa devam edersek bir bakmışız Filistin’den sonra sıra Kıbrıs’a gelmiş…

Filistin meselesi biz sıradan insanların büyük çoğunluğunun gündeminde. Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin pek çok şehrinde yapılan Filistin’de destek mitinglerine olan yoğun katılım bunun göstergesi. Devletler düzeyinde ise Filistin, çıkar ilişkilerinin arasında kaybolup gitmeye başladı. Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hükümetin sesi bu konuda gür çıkıyor. Oradaki soykırımı yüksek sesle dile getiriyoruz. Çözüm için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz ama sonuç yok. Sadece konuştuğumuzla kalıyoruz. Değerli çabayı küçümsemek istemiyorum fakat daha fazlası gerekiyor. Bunun için gerekirse radikal adımlar atılmalı. Yoksa göz göre göre Filistin’de masum insanlar öldürülmeye devam edilecek. Ortada Filistin’e dair bir şey kalmayacak. Günün sonunda biz elimizden geleni yaptık ama olmadı demenin kimseye bir faydası olamayacak.

İşin içine çıkar ilişkileri girince kimin nerede duracağı bilinmiyor, ezberler çabuk bozuluyor. Türk Devletleri Teşkilâtı iyi gidiyordu. Avrupa Birliği benzeri bir oluşuma evirilme şansı, hedefi vardı. Tabii ki bütün bunlar ortalık sakinken konuşuluyordu. Filistin meselesine dair teşkilâtı oluşturan ülkemiz dışındaki devletlerden sert mesajlar, adımlar duyamadık. Duyamadığımız gibi Azerbaycan’ın gündüz gözüyle İsrail ile çok yakın ilişkilerine şahit olduk. Bir romantizmle sahiplenmeye çalıştığımız Macaristan ise İsrail’e açık destek veriyor. Eli kanlı Netanyahu’yu ülkelerinde ağırlamakta geri durmadılar. Ortak bir davası, duruşu olmayanların bir sınırı da olmaz. Teşkilât üyesi devletlerin tavrını, bizim Filistin diye bir meselemiz yok diyen sözde milliyetçi, karton karakterli tipler onaylıyordu. Şimdi ise teşkilâta üye bazı devletler Kıbrıs meselesinde de arkamızdan iş çevirmeye başladılar. Bakalım bizim karton karakterliler Kıbrıs diye bir meselemiz de yok diyebilecekler mi(!)

Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan Avrupa Birliği ülkelerinden gelecek yatırımlar uğruna Güney Kıbrıs’a elçilik aşma kararı aldı. Aynı zamanda KKTC’yi devlet olarak tanımayacaklarını taahhüt ettiler. Bütün bunlar para için yapılıyor. Her ne hikmetse aynı günlerde Kuzey Kıbrıs’ta laiklik tartışması başladı. Özellikle gaza getirilen genç Kıbrıslılar, Türkiye’ye defol diyecek kadar hadsizleşebildiler. Elbette yaşanılan hiç bir şey tesadüf değil. İsrail ve ABD’nin Güney Kıbrıs ile çok iyi ilişkileri var. Güneydeki ABD üstlerinden Gazze’ye hava saldırıları yapılıyor. 2000’lerin başında Annan plânının tartışıldığı günlerde de Türkiye’ye Kıbrıs’ta işgalci gözüyle bakılıyordu. Şimdi de benzer bir atmosfer yaratılmaya çalışılıyor.

Geçtiğimiz yıl Kuzey Kıbrıs’ta mülk edinen binlerce Yahudi ile ilgili haberler dikkat çekmişti. İsrail’in hedeflerinden birisi de resmi olmasa da, gayriresmi bir şekilde Kıbrıs’ı ele geçirmek. Kurulacak bir Kıbrıs Cumhuriyeti İsrail’in işine gelir. Türkiye ile bağı koparılan Kıbrıs’a çökmek daha kolay olacaktır. Türkiye elbette bu konuda dikkatli. Ada da bir oldubittiye izin veremeyiz. Kıbrıs, Kıbrıslı ergenlere, laiklik nöbeti geçiren yaşlıların inisiyatifine bırakılamayacak kadar önemlidir…

Filistin meselesine geri dönecek olursak biz önce kendimize bakalım. Devletlerin tavırları günlük değişebilir, biz öfkemize sahip çıkıp, diri tutalım. Boykot meselesindeki kararlılığımız sonuna kadar devam etsin. Boykot çok şükür bir alışkanlığa dönüştü. Boykot edilen markaların sürekli bir indirim çabasına girmesi, Türkiye’de üretim yapanların, Türkiye’ye destek oluyoruz diye bizin kandırmaya çalışması falan hep bunun göstergesi.

Boykotu kırmaya çalışanlara karşı da uyanık olmalıyız. Örneğin üç, dört harfli zincir marketlerden birisi boykot ürünlerini sürekli indirime sokarak insanların kafasını karıştırıyor. Kasa yanında yapılan indirim kafa çeliyor. Boykutu genişletip, nefsimize uymamak için bu marketi de doğrudan boykot listesine eklersek daha rahat ederiz. Belki o zaman akıllarını başlarına alıp boykot kırıcılığı yapmaktan vazgeçerler…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi