Esra Akyol
Esra Akyol Bir gelecek nasıl kararır?

Bir gelecek nasıl kararır?

Yedi buçuk ay önce Konya'da bir parkta dayak yiyen kadını kurtarmak için araya giren 20 yaşında tıp fakültesine hazırlanan bir genç Kadir Şeker...

Bizim toplumumuzda genelde şöyle bir anlayış vardır 'karı koca arasına girilmez'. Hatta araya girerseniz kadından 'kocamdır döver de sever de' gibi bir karşılık da alabilirsiniz. Araya girdiğinize pişman olursunuz. Bir de sokakta bir olay görünce ya oradan kaçılır ya da uzaktan izleyici olarak kalınır. Toplumda bu kadar kalıplaşmış, bu kadar alışılagelmiş bir durumu değiştirmek çok kolay olmasa gerek. Olay böyle kötü sonuçlanmasaydı toplumda bu anlayışın değişmesi için Kadir önemli bir simge olacaktı belki de. Toplumda var olan yanlış bir düşünce kalıbının değişmesi gerektiğini fark edecekti herkes. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın demenin ya da üç maymunu oynamanın insan vicdanı ile bir alakası olamadığını kanıtlayacaktı bize bu olay.

O akşam Kadir kütüphaneden çıkmış eve gidiyordu. Eve giderken geçtiği o parkta bir kadının şiddet görmesine gönlü razı olmadı, aman boşver isterse öldürsün bana ne demedi ve kadını kurtarmaya çalıştı. Tam olay soğudu adam sakinleşti derken olay yerinden uzaklaşan Kadir'e hırsını alamayan adam arkadan saldırdı ve boğuşma anında Kadir hayatının en kötü anını yaşadı ve bir hiç uğruna katil oldu. Oysa doktor olmak isteyen pırıl pırıl bir gençti. Çok az insanın yapacağı bir şeyi yaptı. Duyarlı, vicdanlı bir insan gibi davranarak kadını kurtardı. Belki Kadir olaya müdahale etmese adam kadını ya çok kötü dövecekti ya da öldürecekti. Ama işte bu duyarlılığın bedeli ağır oldu ve Kadir 12 yıl 6 ay hapis cezası aldı.

Bu ülkede kadınları öldürenler, tacizciler, tecavüzcüler bile serbest kalırken kadını koruyan hayatının baharında bir genç, 12,5 yıl ceza aldı. Hani nerede o çocuk istismarcılarına, tecavüzcülere bile uygulanan hafifletici sebepler, iyi hal indirimleri? İş, tek amacı bırakın bir kadını bir insanın şiddet görmesini belki öldürülmesini engellemek olan gencecik bir masum delikanlıya gelince hepsi unutulmuş. Hayatının en güzel on iki yılını hapiste geçirecek olan bu delikanlının boşa geçen yıllarının hesabını kim verecek?

En kötüsü de bu olay bundan sonra yaşanacak olaylar için emsal teşkil edecek. Artık kimse sokakta bir kadının dövüldüğünü, hatta öldürülmek üzere bile olduğunu görse başını çevirip hızla oradan uzaklaşacak. Çünkü aklına hemen Kadir Şeker gelecek. 'Ya başıma bir şey gelirse niye tanımadığım bir insan için hayatımı bitireyim' diyecek. Bir kavga görünce şahitlik yapmaya bile korkan bizim toplum artık olayı uzaktan izlemekten bile çekinecek. Artık hiçbir kadın sokakta şiddet görürken belki biri gelir de beni kurtarır diye çevreden yardım isteyemeyecek.

Tabii bu olayda söz konusu şiddete maruz kalan kadının ifadesi çok önemliydi. Kadın ilk ifadesinde 'evde beni dövdüğü için parka kaçtım, parka geldi orada da dövdü, demişti ama sonra ne olduysa ifadesini değiştirdi. 'Beni dövmüyordu, Kadir yanlış anladı' dedi. İşte ilk başta dediğimiz yere geldik. 'Kocamdır döver de sever de' dedi neredeyse kadın. Bunun üzerine bir de kasten yaralama, hırsızlık, yağma, uyuşturucu madde ticareti gibi 19 suçtan sabıkası olan sevgilisi için bütün bunlar sevgilimi kötü biri yapmaz demesi sözün bittiği yerdi. Tabii kadın böyle ifade verince Kadir'i savunacak pek bir şey kalmadı ortada. Tabii ki kimse yargıya işini öğretemez, sonuçta ortada öldürülen bir insan var. Hâkim de önündeki kara kaplı defterde ne yazıyorsa onu uyguluyor. Aslında tartışılması gereken hâkimin kararı değil. Tartışılması gereken sokakta yardıma ihtiyacı olan bir insana yardım edelim mi? Yoksa başımızı çevirip gidelim mi? Bu olay toplumun birçok şeyi sorgulamasını sağlayan sosyolojik bir olaya dönüştü. Kadir’in bir üst mahkemede akıbetinin ne olacağı bilinmez ama şüphesiz bu olay toplumda uzun bir süre daha tartışılacağa benziyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Esra Akyol Arşivi