Esra Akyol

Esra Akyol

Sen anlat Marmara Denizi...

Sen anlat Marmara Denizi...

Son günlerde sıkça duyduğumuz bir kelime müsilaj... Deniz salyası dünyanın ne kadar kirlendiğinin kanıtı adeta... Denizler bile kabul etmiyor artık insanoğlunun atığını.

Peki nedir bu müsilaj...

Müsilaj, hemen hemen tüm bitkiler ve bazı mikroorganizmalar tarafından üretilen kalın, yapışkan bir madde. Yapışkan, sümüksü yapıya sahip olan müsilaj deniz sıcaklığının yükselmesi ile artan bakteriler sonucunda oluşur. Denizlerdeki müsilaj özellikle balıkçıların kabusu olur. Balıkçı ağlarına yapışan müsilaj avlanmayı zorlaştırır.

Son günlerde ekranlarda gördüğümüz görüntülerde denizlerin durumunun ne kadar vahim olduğu ortada. Kirililik bu noktaya gelmişken yapılan temizleme çalışmaları ne kadar etkili olabilir bilemiyoruz. Çünkü denizin üstüne çıkan salya kirliliğin sadece küçük bir kısmı. Yapılan çalışmalarda görüyoruz ki denizin dibini büyük ve kalın bir tabaka kaplamış durumda. Denizin dibinde oksijen bitmiş, bu tabakanın altında kalan deniz canlıları ölmeye başlamış. Yakında insanlar yemek için balık bile bulamayacak.

İnsan sormadan edemiyor. Taa 2007'de başlayan bu müsilaj tehlikesini neden daha önce kimse görmedi? Şimdi yarışırcasına konuyla ilgili araştırma yapan üniversiteler neden bu araştırmaları daha önce yapmadı? Yaptıysa da yetkililere bildirip neden önlem alınmasını sağlamadı? Siyasilerden tutun da profesöerlere, en yetkilii uzmanlara kadar herkes şimdi kahraman olmaya çalışıyor. Marmara Denizi'ni ya da diğer denizleri biz kurtardık demek için herkes sıraya girmiş durumda. Denizdeki canlıları ölüm tehlikesiyle başbaşa bıraktığı için tüm insanlar ve zamanında önlem almadığı için tüm yetkililer vebal altında.

Müsilajın oluşmasının diğer nedenleri de; deniz suyu sıcaklığının yükselmesi ve denizlerin durgunlaşması (dalga olmaması). Ayrıca çevre kirliliğinin denizlere yansıması, denizlerdeki kirliliğin ve atıkların çoğalmasına neden oluyor. Marmara Denizi'ndeki bu korkutucu görüntünün sebebi olan müsilajda denizin durgunluğu ve deniz suyu sıcaklığı kadar denizlerin kirliliğinin de büyük payı var. Ayrıca deniz salyasının temizlenebilmesi için rüzgarın şart olduğu uzmanlar tarafından ilk söylenenler arasında. Yani insanoğlu bu saatten sonra ne yaparsa yapsın iklim şartları izin verdiği ölçüde temizlikte başarılı olabilir.

Peki oluşan bu müsilajın insanlara ve çevreye nasıl zararları olabilir? Müsilajın küresel, ulusal ve bölgesel ekonomik etkilerini; çevre kirliliği hasarı başta olmak üzere biyolojik çeşitlilik, deniz ürünleri üretimi, balıkçılık faaliyetleri ile istihdam ve turizme olan etkileri olarak sayıyor uzmanlar. Yani insanoğlu bir an önce aklını başına almazsa basit bir deniz kirliliği gibi görünen bu olay başına daha çok iş açacak. Yani bunlar daha başlangıç.

Artık karalara sığmayan insanoğlu denizleri doldurup yüksek binalar yapmaya devam ediyor. Bu da denizlerin ve doğanın dengesini bozuyor. Özellikle, Marmara Denizi’nde 20 yıl önce hiçbir binanın ve tesisin olmadığı kıyıların yerleşimle dolduğunu söyleyen uzmanlar, arıtma için yeterli yatırımların yapılması gerektiğini söylüyor. Marmara denizinde artan habitat kaybı, aşırı avcılık, kirlenme, yabancı türler ve iklim krizine karşı aşırı koruyucu tedbirler hızla alınmalı. Koruma alanları oluşturulmalı. Batı Karadeniz, Marmara ve Kuzey Ege ‘de görülen müsilaj için çok disiplinli izleme çalışmaları yapılmalı.

Bu kirlilik şimdilik Marmara denizinde görülse de yekında tüm denizlerde görülmeyeceğinin garantisi yok. Dolayısıyla tüm denizlerimiz için tedbirler şimdiden alınmalı. O halde herkes taşın altına elini koymalı ve üzerine düşeni yapmalı.

Gelecek nesillere temiz denizler ve temiz bir çevre bırakmak dileğiyle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Esra Akyol Arşivi