Aşılarınız tam mı?
Şu sıralar ülke olarak birinci gündem maddemiz aşı... Aşı geldi mi gelecek mi ne zaman başlayacak kime yapılacak derken üç gün önce uygulamaya başlandı. Cumhurbaşkanı, Sağlık Bakanı gibi önemli isimler sağlık çalışanları ile birlikte ilk aşı olan kişilerdendi. Topluma örnek olması adına güzel görüntüler verdiler ekranlarda. Aşının güvenilirliğinden şüphe edenlere 'güvenli olmasa biz yaptırmazdık' mesajı verildi. Ama tabi anlayana...
Her zaman olduğu gibi şimdi de aşı karşıtları konuşmaya başladılar. Güvenliyse önce kendileri yaptırsın diyenler şimdi de neden sıralarını beklemediler, neden devlet büyüklerine öncelik tanındı diyorlar. Özellikle sosyal medya bu konuda bilgi çöplüğü haline geldi. Oysa farklı hastalıklara karşı geliştirilen aşıların özellikle son yüzyılın en önemli tıbbi buluşlarından biri olduğu kesin. Dünya çok değil, yüzyıl önce her yıl ve sadece her biri milyonlarca insanın ölümüne yol açan pek çok bulaşıcı hastalık (çiçek, kolera, tifo vb) ile mücadeleyi aşılar sayesinde kazandı. Kızamık, kabakulak, kızamıkçık, tetanos, kuduz dahil birçok hastalığı aşılar sayesinde kontrol altına aldı. Difteri, boğmaca, tetanos ve kızamığa karşı oluşturulan aşı kampanyalarıyla da milyonlarca bebek ve çocuğa “hayatta kalma şansı” sağladı. Bunları görmezden gelenlerin amacını anlamak çok zor.
Aşıya karşı çıkanlara göre aşılar bizi iyi değil, hasta ediyormuş. Örneğin aşılanma oranı arttıkça çocuklarda otizm hastalığının arttığını iddia ediyorlar. Ayrıca kronik yorgunluk, fibromiyalji, bunama dahil pek çok sağlık sorununun sorumlusu da yine yaptırdığınız aşılar diyorlar. Aşı karşıtları bu iddialarını koronavirüs aşısı için daha da geliştirdiler. Aşıların -özellikle koronavirüs için geliştirilen hızlı aşıların genetiğimizi bile değiştirebileceğini, bu aşılarla birilerinin bedenlerimize mikroçipler de yerleştirebileceğini söylüyorlar. Böyle düşünenler fazla bilim kurgu filmi izlemiş galiba.
SİNOVAC aşısı ile ilgili dünyadaki uzmanların ortak görüşleri: Aşının henüz 3. Faz sonuçları açıklanmamış olsa bile acilen uygulanmasında fayda olduğunu, zira salgını kontrol altına alabilmek için elimizde aşıdan daha etkili bir çözümün hala olmadığını söylüyorlar. Ayrıca Sinovac aşısının etkinlik rakamları henüz açıklanmamış olsa bile güvenlik açısından sorun yaratmayacağı düşünülen/kabul edilen bir ölü virüs aşısı olduğunu belirtiyorlar.
Bir ölü virüs aşısı olan Sinovac aşısının etkinliği konusunda net bir bilgi, açık bir rakam şimdilik yok. Ama şu bilgi var: “Ölü virüs aşıları yıllardır kullanılan ve güvenlik konusunda en az kuşku duyulan aşılardır”. Gündemdeki bir başka soru da şu: Bu aşı Çin’de halen uygulanıyor mu? Sinovac aşısı henüz 3. Faz deneyleri tamamlanmamış ve onaylanmamış olsa da Çin’de şu anda uygulanıyor. Hatta bu aşıyı parasını ödeyerek daha çabuk yaptırmakta mümkün. Times dergisi, Çin’in başkenti Pekin’deki özel bir hastanede 300 dolar veren herkesin o aşıyı yaptırabildiği ve her gün yüzlerce insanın aşı olabilmek için sıraya girdiğini yazdı.
Aşının üretildiği Yivu kentinde ise aşının bir dozu 60 dolara yaptırılabiliyormuş. Çin kendi ürettiği aşıyı kullanmıyor diyenlere cevap olsun.
Bizdeki uzmanların görüşlerine gelince, hepsi sıraları gelince aşıyı yaptıracaklarını ve korkulacak hiçbir şey olmadığını söylüyorlar. Yani en azından dikkate almamız gereken uzmanlar öyle söylüyor.
Ortada bu kadar bilgi kirliliği varken ve söz konusu sağlıkken insanlarda kafa karışıklığı olması bir dereceye kadar normal karşılanabilir. Ama bir de şöyle düşünün bu aşı eğer güvenli olmasaydı devlet onca sağlık çalışanını tehlikeye atabilir miydi? Eğer aşının kötü yan etkileri olacak olursa bu sorumluluğu nasıl taşırdı? Sağlık sistemi çökerdi, ülkede büyük bir kaos çıkardı. Virüsle mücadelede böyle kritik bir dönemde kimse böyle bir şeyi göze alamaz.
Herkese sağlıklı günler...