2017’nin serencamı
2017 yılı için bize ayrılan vaktin sonuna geldik. Ömrümüzden bir yılı daha geride bırakmaya hazırlanıyoruz. Geriye dönüp bakıp, 2017’de dişe dokunur ne oldu, koskoca bir yılda ne yaptık sorularına bir an düşünmeden cevap veremiyoruz. Keşmekeşin, belirsizliğin hâkim olduğu hareketli bir yıla noktayı koyuyoruz diyeyim siz anlayın.
2017 yılına 39 kişinin hayatını kaybettiği Reina saldırısıyla başlamıştık. Acaba bu yılda geçen yılı mı arayacağız soruları kısa sürede dağıldı. Çok şükür 2016’ya göre bir tık daha iyi bir yıl geçirdik. Ne tam anlamıyla terör bitti, ne de ekonomimiz çok iyi bir noktaya geldi ama olumsuz anlamda bir gerileme de yaşamadık. Küresel anlamda dünyanın içinde bulunduğu durumu göz önünde bulundurduğumuzda öyle bir dönemden geçiyoruz ki geri adım atmaktansa yerinde saymanın bile değerli olduğu günlerdeyiz…
Geride bıraktığımız yılda ülkemiz üzerinde klasik olarak oynanmaya çalışılan oyunlar devam etti. İsmini bir süre düşünmeden sayamayacağımız 3-4 harfli terör örgütleriyle saldırdılar. Yetmeyince borsa, döviz ve altın üzerinden manipülasyon yaparak ekonomimizi çökermeyi denediler. Dönem dönem başarılı olmuş gibi görünseler de son kertede kazanan biz olduk. Daha da ileriye gitmemiz için ortada bir engel yok. Yeter ki kararlı olup dik durabilelim.
2018 yılında geriye düşmeden, yerinde saymayı bir kenara bırakıp ileriye dönük adımlar atabiliriz. Az ama bize yol aldıracak sağlam adımlar... Örneğin inşallah 2018’de Suriye meselesini nihayete erdirip, bir sonuca ulaştırabiliriz. Zor gibi görünüyor ama imkânsız değil. Suriye meselesinde sonuca ulaşmak demek, doğrudan ekonomik anlamda bir ivme kazanmak demektir. FETÖ davalarında hak edenlerin en ağır şekilde cezalandırılması, adalete gölge düşmemesi ve suçu olmayanların bu hain teröristlerden ayrıştırılıp, itibarlarının iade edilmesi yine ülkemiz adına önümüzü görmek için önemli bir adım olacaktır. Elbette ABD-Rusya-AB hattındaki denge konseptli dansımızda hararetli bir şekilde kaldığı yerden devam edecek. Ayağımız kaymadığı sürece sıkıntı yok.
Kişisel anlamda 2017 yılının çok iyi geçtiğini söyleyebilirim. Yıllardır aradığım saadete kavuşup, evlendim. Bu miladın ardından hayatımda yeni bir dönem başladı. Üstelik yavrumuz, biricik kızımız içinde artık gün sayıyoruz. İlk defa amca oldum. Bir insan şu hayatta daha ne isteyebilir ki… İnşallah Allah nazardan saklar, mutluluğumuz ilelebet sürer.
2017 yılının iyi geçme sebeplerinden birisi de elbette Konyaspor oldu. Şu anda ligdeki durumumuz kötü olduğundan tarihi başarılarımızı çok çabuk unuttuk. Geride bıraktığımız yılı tarihi bir başarıyla iki kupa ile kapattık. İlk önce Süper Ligi ikinci sırada bitiren Başakşehir’i yenip Türkiye Kupasını aldık. Ardından son şampiyon Beşiktaş’ı devirerek Süper Kupayı kazandık. Süper kupayı kazanmamızın üzerinden daha beş ay bile geçmedi. Düzgün bir şekilde planlanıp oluşturulacak kadro yapısıyla eski günlerimize çok kolay bir şekilde dönebiliriz. Takım ve taraftar olarak bu potansiyele sahip olduğumuz ortada. Çok değil daha beş ay bile olmamış…
2017’den aklımızda kalan diğer şeyler; Kudüs meselesinde ukala Amerikan zihniyetine attığımız tokat, et fiyatlarındaki tartışma, MTV zammı, taşeron işçilere kadro verilmesi ve elbette milli meselemiz cam filmi oldu… 2018’de parolamız ileri, sağlam adımlarla az da olsa ileri olsun.