VERİLERİN ANLAMI
Yılın bitmesine doğru yaklaşıldıkça başta ABD olmak üzere, ülkelerin son ekonomi verileri açıklanmakta ve takip edilmektedir. Veriler salt ekonomilerin içinde bulunduğu koşulları açıklamamakta, geçmişten geleceğe olası süreç hakkında ipuçları da vermektedir. Bu nedenle ister gelişmiş ister gelişme yolundaki ülkeler olsun, siyasi ve popülist düşüncelerden arındırılması koşuluyla açıklanan veriler, ekonomi politikalarının seyrini belirleyerek pusula görevini yerine getirirler. Burada üzerinde durulması gereken nokta, açıklanan aynı verilerin hangi ülkelere ait oldukları ve yansımalarının derinliğinin ne düzeyde etkiler meydana getireceğidir. Dünya ekonomi pastasından önemli pay alan gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinin verilerinin global ekonomiye olası etkileri, çok daha önem arz etmektedir. Çünkü dış pazarlarla yoğun ihracat ve ithalat trafiği içindeki ülkelerin ekonomilerinde ortaya çıkan olumlu veya olumsuz bir iktisadi sonuç, küreselleşme nedeniyle birbiriyle reel ve finans sektörü açısından kenetlenerek neredeyse tek ülke haline gelen dünya ekonomisini çok kısa bir süre içinde etkisi altına almaktadır. Tüm dünyanın ABD, Almanya, Japonya, İngiltere, Fransa, İtalya, Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerin ekonomi verilerini veya uluslararası ekonomi kuruluşlarının bu ülkelerle ilgili yayınladıkları raporları sürekli takip ettiklerini hepimizin bilmekteyiz. Dikkat edilirse tüm dünya tarafından ekonomilerinin seyri sürekli takip edilen söz konusu ülkelerin gelişmiş veya gelişmekte olmalarının önemi yoktur. Çünkü sıralanan ülkeler incelendiğinde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler oldukları görülmektedir. Önemli olan nokta, dünya ticaretinden ne kadar pay aldıklarıdır. Konuya bu pencereden bakıldığında örneğin gelişmiş ülkelerden İsviçre’nin ekonomik verileri dünya kamuoyunun hiç ilgisini çekmezken, gelişmekte olan ülkeler grubunda yer alan Çin ekonomisi ile ilgili veriler dikkatle takip edilmektedir. Tabi ki hem gelişmiş hem de global gelir pastasından önemli paylar alan ABD, Almanya, Japonya gibi ülkelerin ekonomik süreçleri hakkında bilgiler aktaran ve sonuçlarını gösteren verilerle raporların irdelenmesinden daha doğal bir şey olamaz. Yüksek enflasyon, deflasyon, resesyon, stagnasyon, stagflasyon, negatif büyüme, yüksek işsizlik oranlarına yönelik sinyallerin güçlenmesi gibi olumsuz verilere sahip ekonomi pastasından göreceli daha fazla pay alan ülkelerdeki olası bir kötü senaryo, hızla dalga dalga tüm dünyaya yayılacaktır. Örneğin ABD Aralık ayı öncü imalat ve hizmetler PMI göstergelerinin gerilemesi, Almanya ekonomisinin üçüncü çeyrekte daralması, Eurozone’da imalat sanayinin beklentileri karşılayamaması gibi gelişmeler sadece kendilerini değil, aynı zamanda bu ülkelerle ithalat (M) ve ihracat (X) ilişkisi içinde olanları, ciddi düzeyde etkilemektedir. Durgunluğa girmesi nedeniyle firma değerleri küçülen, istihdam oranının azalmasına bağlı olarak gelir artış hızları yavaşlayan hane halkının iç tüketim talebi ve M eğilim gücü de düşerek, diğer ülkelerin X kapasitelerini de olumsuz etkilemekte ve işsizliğin diğer ülkelerde de yayılmasına yol açmaktadır.
Reel ekonomi açısından geçerli olan defacto, aynı şekilde parasal sektörü de kapsamaktadır. FED tarafından faiz oranlarının 25 baz puan artırılmasının gelişmekte olan ülkeleri ne düzeyde etkileyeceği ve olası sonuçları, hemen her ülkede gündemin ilk sıralarında yer almaktadır. Aynı şekilde ECB’nin almış olduğu finansal kararlarında FED’e benzer sonuçlar doğuracağı ortadadır. Çünkü her iki merkez bankası da, arkalarına aldıkları devasa üretim ekonomisi gücüyle tek başına dünya finansal piyasasının çok önemli bir kısmını temsil etmektedirler. Çünkü alınan kararların sonuçları, cari dengesi açık veren ülkeleri direkt olarak etkilemektedir. Bundan dolayı gelişmiş büyük ekonomilere sahip ülkelerin reel ve finansal sektörlerinin istikrarlı büyümelerinin dünya ekonomisinin büyümesine katkısı önemlidir, bu ülkelerin ekonomik verileri gibi.
Soru: Katalog fiyatlarının yoğun olması ekonomilerin iyiye gittiğini gösterir mi? Neden?
Sözün Gözü: Kişinin geleceği geçmişidir.