Hasan Ukdem
Hasan Ukdem Sevdanın Vakarı

Sevdanın Vakarı

İlk ışıklar vurunca uykusuz gözlerime
Sabah günaydınımı hep senden koyuyorum
Uzun bir yol açılıyor güçsüz dizlerime
Yüreğimin sancısını benden koyuyorum
 
Anılarımla yürüyor güneş gökyüzünde 
Mutluluk arıyorum hayat denen hüzünde
Umut, hayalime çerçevelenen yüzünde
Resmini ayrıldığımız dünden koyuyorum
 
Seni düşünüyorum, seni sevda yüreklim
İkindiye varmadan bulutlanıyor şeklim
Esmerleşiyor gündüz, kuruyor yeşil iklim
Seni içime o esmer tenden koyuyorum
 
İkindi vakti ağlaşıyor gamzelerinde
Güneş tutuşuyor gönlümün dizelerinde
Bir hüzzam şarkı duyuluyor yangın yerinde
Teselliyi birkaç mutlu günden koyuyorum
 
Ve bir asır sonra nihayet akşam oluyor
Takvimlerin yaprakları hep aynı soluyor
Acılar bir kalem olup elimde kalıyor 
Her günün bitiminde bir denden koyuyorum
 
Hayatı daha çok bekleyerek yaşayanların dünyasında günler birbirine çok benzeşerek geçer. Sevdalı gönüllerde vuslat bir yitik cennettir, eğer sevgili uzaklarda ise. Şehrin sokakları arşınlanır, kaldırımları aşındırılır ve sokak lambalarıyla bir yakınlık kurulmaya başlanır; kiminin altında birkaç sigara içilir, kiminin altında oturulup gözyaşı dökülür. Bekleyenler için geceler uzun, gündüzler angaryadır. Hep bir hayal dolaşır durur gezdiği yerlerde. Ama yine de hayat çekilmez değildir. Çünkü beklemenin de ayrı bir tadı vardır, içinde umut barındıran.
Sevdayı yüreğinde vakarla taşıyanlar bilir ki sevgili kutsaldır. Onu düşünürken bile incitmek istemez. Hayaline bakarken dahi kaşlarını çatmaz, yüzünü eğmez. Onu bir karşı cins olmaktan çok, bir melek mesabesinde içinde yaşatır. Teninden çok kalbini, bakışını, endamını, duruşunu özler, düşünür, hayal eder. Sevgili, sadece eş değil, çocuklarının diğer yarısı, evinin bereketi, gönlünün sultanıdır. Evi onunla tamamlanır, kalbi onunla bütünleşir, dünyası onunla renklenir.
 
Eğer bu sıraladıklarımdan sizin sevdanız nasiplenmediyse, eğer sevgilinize bu gözle, bu duyguyla bakmıyorsanız, eğer eşinizle olan münasebetinizde bunlar yoksa, bugünden tezi yok o ilişkinizi hemen bir gözden geçirin. Gözünüzde saygınlık vermediğiniz biriyle yaşadığınız hayatta sevgiyi yitirmişsiniz demektir ki bu, çekilmez bir birliktelik anlamına gelir. Saygının ve sevginin olmadığı yerde mutluluk olmaz. Mutluluğun olmadığı yerde yaşayanlar için hayat cehennem demektir.
 
İçinde sevginin olmadığı evlerde yetişen çocukların gençliği ve sonrası hem kendileri için hem yaşadıkları toplum için büyük sorunlarla doludur. Doğruyu bulmakta, hakikati aramakta büyük handikaplar yaşarlar. Devletin kanunlarına, Allah’ın farzlarına uymakta zorluklarla karşılaşırlar ve çoğu zaman bunlara karşı asi olurlar. Devlet ceza verir, Allah ameline göre muamele eder ve öyle ya da böyle onunla ilişkisini düzenler. Ancak en büyük kurban isyan edenlerin kendileri olur. Hayat kendi kurallarına uymayanları bir şekilde cezalandırır. Ama insan kendinden kurtulamaz.
 
Sevdadan, hasretten ve beklemekten dem vurarak başladığımız yazımızda konumuzdan uzaklaştığımızı düşünmeyin. Sevmeyi bilmeyenler hasreti anlamayanlar ve beklemeyi eline yüzüne bulaştıranlar dünyayı ne hale getiriyor, her gün haber bültenlerinde görüyoruz. Sevgilisini, eşini aldatanlar ve bunları şiddetle, cinayetle çözmeyi marifet sayan mahluklar dünyayı kırmızının en bayağı tonuyla boyuyorlar. 
 
Oysa sevdasına haram katmayanlar, sevgilisini kutsal bilenler çoğunlukta olsa şu dünyada, bütün bu olumsuz manzaraları yaşar mıydık, görür müydük? Hayatı güzelleştiren şey onun kutsiyet kazandırılarak yaşanmasıdır. Bayram sevinci, bayramın kutsallığından gelir. Kurbanı leşlikten kurtaran şey onun Hak ile olan bağındadır. Açlığı oruç haline getiren şey Allah’ın emrindedir. Yolculuğu hac eden şey sonunda varılan mekânın kutsallığındadır. İnsanı yaratan Rab, onun için ne doğru ne yanlış hepsini bir kitapta toplayıp Nebi’sinin aracılığında bildirmiştir. 
Nasıl çalışırken helal alın teri gerekiyorsa, severken de helal çizgisini aşmamanın gayreti gereklidir. Sevda asla bir macera, gençlikte yaşanacak bir serüven, karşı cinsler için bir sergüzeşt değildir. Sevda, dünyada insana verilmiş en büyük nimetlerdendir ve helal yollarında, nikah aracıyla seyrüsefer gerektirir. Kavuşmanın da ayrılığın da bir vakarı vardır. Kavuşmanın vakarı nikah ve saygıyla inşa edilir, ayrılığın vakarı ise sabır ve saygıyla... 
Giriş şiirimiz Her Günün Hikayesi’nde de görüldüğü gibi beklemek zordur ve günleri aynılaştırır. İşte sabır burada devreye girmeli ve saygı burada temin edilmelidir. Birini görmeden yaşamak, içinde onu yaşatmak elbette zordur. Ama doğru olan yoldan yürümek isteyenler bu zorluğu göze almalıdır. Ve mükafatı kaçınılmazdır ya bu dünyada ya öbür dünyada.
 
Sevgiyle kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Ukdem Arşivi