Savunma hakkı mı dediniz!
Günlerdir yeryüzünün en büyük “Açık hava hapishane” Olarak bilinen Gazze’ye eşi benzeri görülmemiş bir abluka uygulanıyor. Burada yaşayan 2,5 milyon masum insanın elektriği, suyu ve akaryakıtı kesilip en temel gıda maddelerine dahi erişimleri engellenmiş vaziyette. Gazze, 7 Marttan bu yana karadan ve denizden içinde fosfor bombalarının da olduğu her türlü mühimmatla vurulmaya devam edilmekte. Gece gündüz demeden ve ara vermeksizin masum insanların tepesine yağdırılan bombalar yüzünden bugüne kadar 2,500’e yakın çocuk ile 4 bini aşkın kadın ve yetişkin katledilmiş, yaralı sayısı ise 16 binin üzerine çıkmış. Aralarında hastane, camii, okul ve kilisenin de bulunduğu binlerce bina yerle bir edilmiş. Bir milyondan fazla insan bir parça eşyasını dahi alamadan evini barkını bırakıp yollara düşmüş. Hastaneler, ibadethaneler ve okullar güvenli değil. Hastaneleri bombalayarak oraya sığınmış masum ve savunmasız insanları, yaralı ve tedaviye muhtaç hastaları katletmek nasıl ve ne ile izah edilebilir? Böyle bir vahşetin gerekçesi ola bilir mi?
Siyonist İsrail, Gazze’de yaşayan masum Filistin halkının her ferdine, “terörist” gözüyle bakıyor. Filistinli kardeşlerimizi, “insansı hayvanlarla savaşıyoruz.” Diyerek aşağılıyor ve sadistçe davranmaktan geri durmuyor. Onlara göre HAMAS bir terör örgütü ve Gazze’de yaşayan 2,5 milyona yakın masum Filistin halkıda bu örgütün destekçisi. Dünyanın gözü önünde katliamlarına devam ederek bebekleri dahi kundaklarında öldürmekten çekinmeyen İsrail terör örgütü değil, HAMAS terör örgütü öyle mi? Soykırım suçu işlediği alenileşen İsrail, masum ve günahsız Filistin halkının meşru savunma hakkını terör çizgisine indirgeyerek, terörle mücadele ediyorum algısı yaratmaya çalışıyor. Görünen o ki kısmen de olsa bunda da başarılı oluyor. Ancak, insanlık vicdanı örselenmiş olsa da, böylesi algı ve iftiraları analiz edecek basirette çok şükür. Dünyanın birçok yerinde insanların meydanlara çıkıp yapılan katliamlara tepki göstermesi bunun canlı bir kanıtı.
İŞİT, PKK, FETO ve benzeri terör yapılanmaları aynı çizgide birleşirler. Bunlar, toplumun sinir uçlarıyla oynarlar. Rolleri toplumsal ayrışmayı sağlamaktır. Bununla da kalmazlar sahiplerinin; “Böl parçala, yut!” talimatını harfiyen uygularlar. Onlar birer kanlı taşerondur. Devlet düzenini işlemez hale getirirler, toplumsal yapıları çökertirler. Nihai olarak toprak işgallerini gerçekleştirirler. Görevleri bittikten sonra ya farklı bölgelere gönderilir, ya da bir kenarda beklemeye alınırlar. ABD, AB gibi bazı mahfiller HAMAS ı terör örgütü olarak ilan etse de, HAMAS bir terör örgütü değildir. HAMAS işgal edilen vatan topraklarını işgalden kurtarmak, Gazze’yi ve orada yaşayan mazlum halkı özgürlüğüne kavuşturmak için bu uğurda işgalcilerle kahramanca savaşmaya ant içmiş bir kurtuluş ordusudur.
ABD, İngiltere ve diğer batılı ülke liderlerinin İsrail’e yaptıkları destek ziyaretleri Gazze’deki olaylara çözüm odaklı bakmadıklarının ifadesidir. ABD ve İngiltere’nin o bölgeye savaş gemilerini göndermeleri yaranın daha da derinleşmesine hizmet etmekte, İsrail’in yaptığı soykırıma onay verme anlamını taşımaktadır.
Defalarca açıkladıkları gibi bundan 3 gün önce; ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Kanada, “İsrail’in kendini savunma hakkına desteğimizi teyit ediyoruz.” Diye ortak açıklama yaptılar. Yapılan bu açıklama İsrail’in aleni bir biçimde işlediği, “soykırım” suçunu onaylamak anlamına gelmez mi? Pekiyi katledilen çocukların, masum ve günahsız sivillerin hakkı ne olacak? Siyonist İsrail’in kendini savunma hakkı var, mazlum ve savunmasız masumların savunma hakkı yok öyle mi?
Rabbim Filistinli kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun.