Hasan Ukdem
Hasan Ukdem Müstakbel bir annenin endişeleri

Müstakbel bir annenin endişeleri

Bir pazar sabahıydı, nedense çok erken uyanmıştım. Kalktım, giyindim, elimi yüzümü yıkadım. Ev halkı ortalıkta gözükmüyordu, balkona çıktım. Nisandı, doğa uyanma sürecindeydi, şehre bahar geliyordu. Güneş, yeni yeşermekte olan ağaçların üzerine öyle yakışıyordu ki... İnsan ister istemez duygulanıyor, içinde bir şeyler hissediyordu. Sevgi de tıpkı şu dirilmekte olan mevsim gibi, buz tutmuş yüreklerde daha gür, daha aydınlık ve daha yaşanası bir halde yenilense, dirilse diye düşündüm. Öyle olsaydı üstesinden gelinmesi gereken sorunlar belki bu kadar çok olmazdı... Arkadaş olduğum, aynı ortamı paylaştığım, ailecek görüştüğümüz, akraba olduğumuz akranlarım geldi aklıma. Sonra kıskançlıklar, kavgalar, içe kapanıklıklar, güvensizlikler ve nice olumsuzluklar... Bütün bunların yerine şe neslini devam ettirmek için çöp toplayan, yuva yapan serçelerin yavruları için içlerinde içgüdüsel sevgi insanlarda da olsaydı diye düşündüm.

Bunları düşünürken içerde sesler gelmeye başladı, o duygularla içeri girdim. Annem uyanmış kahvaltı hazırlıyordu. Babam, çay demleninceye kadar ben simit, ekmek, gazete almak için dışarı çıkıyordu. 

Gün böyle başlamışı ve ilerliyordu. Kahvaltı bitmiş, herkes bir şeylerle oyalanıyordu. Ben de gazeteye bakıyordum, bir sayfayı çevirince; “çocuk ve öğrenme” başlıklı yazı ilgimi çekti, madde medde sıralanmış bir demet cümleler, sabahki düşüncelerime cevaplar veriyordu sanki:

“Eğer bir çocuk, kavga ve gürültü içinde yaşarsa, kavgayı öğrenir.”

“Eğer bir çocuk, korku içinde yaşarsa, korkmayı öğrenir.”

“Eğe bir çocuk, daima ona acıyan insanlarla beraber yaşarsa, kendini zavallı hissetmeyi öğrenir.”

“Eğer bir çocuk, kıskançlık içinde yaşarsa, nefret etmeyi öğrenir.”

“Eğer bir çocuk, cesaret ve heyecana değer verilen bir çevrede yaşarsa, kendine güvenmeyi öğrenir.”

“Eğer bir çocuk, sevgi içinde yaşarsa, sevmeyi öğrenir.”

“Eğer bir çocuk, kendisini adam yerine koyan bir çevrede yaşarsa, çalışmaya değer bir amacı olmasını öğrenir.”

“Eğer bir çocuk, dürüst hareket eden insanların içinde yaşarsa, adaletin ne olduğunu öğrenir.”

“Eğer bir çocuk, sözlerine güvenilir insanlarla yaşarsa, hakikatin ne olduğunu öğrenir.”

“Eğer bir çocuk, açık kalpli, güler yüzlü ve anlayışlı insanların içende yaşarsa, dünyanın gerçekten yaşanmaya değer, güzel bir yer olduğunu öğrenir.

Gerçek bir şaşkınlık içindeydim. Sabah balkonda düşündüklerimin üstüne bu yazıya rast gelişim sanki ayarlanmış bir şeydi! Değişik duygularla yeniden balkona çıktım, etrafı seyre koyuldum. İnsanlar bir pazar günü mahmurluğu içerisinde yeni yeni dışarı çıkmaya başlamışlar, kimileri bakkala gidiyor, kimileri simitçiye doğru yürüyordu. Ben yeniden ağaçları, kuşları seyre daldım. İlk gözüme çarpan ağaçların aynı zamanda dikilmelerine rağmen boylarının ve dallarının aynı şekilde gelişmemiş olduğuydu. Sonra neden böyle olduğunu anlamak için yerlerine, konumlarına ve hallerine baktım; kimi güneşi iyi alamıyordu bir evin gölgesinde kaldığı için, kiminin köklerinin olduğu yere çöp atılmış, kül dökülmüştü, yaşam haklarına saygı gösterilmemişti, kimileri ise zamanında budanmadığı için gelişimini sağlıklı yapamamıştı. Ama bakımları iyi yapılmış, güneşini iyi alan ve suyunu zamanında, yeterince alan ağaçlar çok güzel ve sağlıklı görünüyorlardı. Demek ki her şey emek istiyordu. Emek ve bilgi bir arada olmalıydı üstelik.

Sonra yarınları hayal ettim bir genç kız olarak, kendi yuvamı, kendi çocuklarımı... İçime bir sevinçle beraber büyük bir sorumluluk duygusu yayıldı. 

Tekrar içeri girdim. Babam TV'ye dalmış, annem mutfakta uğraşıyor, ağabeyim ise odasına çekilmiş internette oyalanıyordu. Sevginin sıcaklığı yüreğimde duruyordu. Gazetede okuduğum yazı geldi aklıma; bir makas bulup o sayfadan o bölümü kestim ve özel eşyalarımın arasına, tekrar takrar okumak üzere kaldırmak üzereydim ki yazının altında yer alan isim gözüme takıldı: Ann Lander. Bu yabancı bir isimdi ve dünyanın ortak değerlerine katkıda bulunmuştu bu gözlemleriyle. Bizim de nice değerli insanlarımız var. Dünde bugünde tanımamız gereken. Geleceğin bir anne adayı olarak doğru ve güzel olan her şey bir rehber olacak benim için.

Ansızın dışardan gelen gürültüyle balkona bütün aile balkona çıktık. Yan apartmanın önünde bir kalabalık vardı. Kötü bir şey olduğu belliydi. Pazarın sakinliği ansızın bozulmuştu. Biz de evden çıkıp olay yerine geldik. Yerde bir çocuk kıpırtısız yatıyordu. Ertesi gün öğrendik olayın ayrıntılarını; TV’de gördüğü bir süper kahramana özenmiş küçük çocuk ve kendini boşluğa bırakıvermiş.

Doğrudan beslenmeyen her şey yanlış sonuçlar doğuruyormuş meğer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Ukdem Arşivi