Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci Yine mi Hayal Kuruyorsun?

Yine mi Hayal Kuruyorsun?

Evet, yine hayal kuruyorum, ben bir çocuğum, hayallerim olmasa nasıl bakarım umutla yarınlara.

Evet, çocuklar daha çok hayal kurar, çocukçadır ama nasıl da sıcak ve sahicidir, nasıl da samimi ve içtendir.

Evet, çocuklar gibi hayallere dalmak da çocuklara özeldir, çocuklara güzeldir ve hayallerin rengi hep aynıdır.

Antarktika’nın buzulları arasında yaşayan bir çocuğun, Kara Kıta Afrika’da yaşayan bir çocuğun, Asya’nın uçsuz bucaksız steplerinde yaşayan bir çocuğun, Sen Nehrinin yanında yaşayan bir çocuğun, Gazze’de yaşayan bir çocuğun…

Çocukların hayallerinde dünyanın yarını nasıl resmedilir acaba?

Dünyanın dört bir yanında çocuklar aynı hayalleri kurar aslında.
Birinin hayali astronot olmak, diğerininki futbol yıldızı…
Bir başkası büyüyünce veteriner olur kurtarır sokak kedilerini,
Bir diğeri resim yapar, gökyüzünü maviye, güneşi sarıya boyar. New York’ta bir çocuk uzay mekiği yapar, Berlin’deki bir stetoskopla doktorculuk oynar. Paris’te parkta bir çocuk, düşe kalka bisiklet sürer, Tokyo’da bir diğeri robot yapma hayaliyle bilgisayar başında bekler.

Çocukların resimlerinde kırmızı, gülün rengidir, sarı güneşin. Uçurtmalar gökyüzünde salınır, denizlerde gemiler kanatlanır. Çocuklarla çiçekler, kedilerle köpekler el eledir ve hepsi güleçtir.

Dünyanın çocukları aynı hayalleri kurar. Gazze’de yaşayan çocuklar da aynı hayalleri kurar, kumalıdır, çünkü onlar da çocuk kalbi taşır.

Gazze’de de bir çocuk pilot olmak belki astronot olmak isterdi.
Ama gökyüzüne dair hayallerini yıldızlardan önce bombalar ve savaş uçakları doldurdu.
Bir diğeri futbol yıldızı olmak istiyordu ama ayağındaki ayakkabıdan önce kendi ayakları, topuyla birlikte hayali parçalandı.
Kimi öğretmen olmak isterdi, tahtaya yazı yazmak ama okulu çöktü, kitabı defteri tozun altında kaldı.

Hayaller dedik değil mi?
Gazze’deki çocuklar da hayal kurar.
Ama onların hayali artık hayatta kalmak. Yeni ayakkabılar değil, toprağın altından çıkarılmamak.
Kendine ait bir oda değil, başına yıkılmayacak bir çadırı olmak.

Ve dünya susar.
Daha doğrusu konuşur da hiçbir şey söylemez. "İtidal", "karşılık", "denge", "endişe"...
Diplomatik maskelerle örtülmeye çalışılan çıplak bir vahşet.

Dünyanın çocukları "büyüyünce ne olacaksın?" sorusuna cevap verir. Gazze’deki çocuklar o soruyu duyamadan gömülür.
Kimisinin hayali mezar taşına yazılır. Kimi ise isimsizdir, çünkü kimliği de hayaliyle birlikte yanmıştır.

Ve dünya izler…
Çocukların hayalleri havaya uçarken,
bazı ülkeler “itiraz” etmek yerine “endişe” bildirir.

Sahi, kurşun hayallere mi işlemiyordu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi