Kardeşimizin Zaferi
Yaklaşık bir buçuk ay önce başlayan Ermenistan Azerbaycan savaşını üzülerek takip ediyorduk. Çok şükür ki geçen hafta iki ülke arasındaki çatışmalar bitti Ermenistan savaştan çekildiğini duyurdu. Böylece Azerbaycan zaferini ilan etti. Savaştan çekilmenin kendisi ve ülkesi için çok acı olduğunu söyleyen Ermenistan Cumhurbaşkanı Nikol Paşinyan, Dağlık Karabağ'da istedikleri hakimiyeti kuramadan savaştan çekildiklerini söyleyerek ortadan kayboldu.
Bu savaş Ermenistan ve Azerbaycan arasında ilk defa yaşanmıyor. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla iki ülkenin de vatandaşlarının yaşadığı dağlık Karabağ bölgesi 1918'den beri sorun teşkil ediyor. Tabii bu sorunun devam etmesinde Rusya'nın da payı büyük. Görünürde Azeri halkını haklı gösteren ancak el altından da Ermenileri kışkırtan, onlara silah desteği veren Rusya iki tarafı birbirine düşürüp oturup masa başından izliyor. Tabii bu arada bölgenin başta petrol olmak üzere birçok kaynağından yararlanmayı da ihmal etmiyor.
Savaşın başladığı yıldan beri bölgede kadın çocuk yaşlı demeden hiçbir sivile acımadı Ermeni askerleri. Bu katliamların en bilineni insanlık tarihinin kara lekesi olarak adlandırılan 1992 Hocalı katliamı. Tabii katliamın yıldönümü değil ama savaşın tekrar tırmandığı bu dönemde Hocalı'yı anmasak olmazdı. Azerbaycan tarihinin kanayan yarası, yaşanan acıların hiçbir zaman unutulmayacağı Hocalı Katliamı'nda resmi verilere göre, savunmasız durumdaki 106'sı kadın ve 63'ü çocuk, 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı kurtulurken, Ermeniler Bin 275 kişiyi rehin aldı. Bunlardan 150'sinden haber alınamadı. Katliamda 8 aile tamamen yok edildi, 25 çocuk her iki ebeveynini, 130 çocuk ise ebeveynlerinden birini kaybetti.
Akıllara bu kadar kaybın yaşandığı katliamda 'Azeri yönetimi hiçbir şey yapamadı mı sorusu gelebilir. Ancak Rusya'nın büyük desteğini alan Ermeni ordusu silah yönünden çok güçlüydü ve aylar öncesinden Hocalı'nın elektiriğini suyunu keserek, yollarını kapatarak tüm dünya ile iletişimini kesmişti. Havadan gelen helikopterleri de güçlü silahlarıyla vurarak düşürüyordu. Hiçbir destek alamayan Hocalı halkı büyük işkencelere maruz kaldı ve sonunda ağır kayıplar verdiler ve hiç unutulmayacak acılar yüreklerine kazındı. Ancak yaşanan bunca acıdan hiçbir ders alan olmadı. Bölgedeki savaş günümüze kadar devam etti.
Bugün iki ülke arasındaki savaş ne kadar bitmiş gibi görünse de yaşanan bu acılar asla unutulmayacak. İki ülkenin de halkının bulunduğu Dağlık Karabağ'da devletlerin çıkar çatışmaları olmasa iki halk da bölgede huzur içinde yaşayacaktı belki de. Çünkü Osmanlı döneminden beri Ermeni halkıyla Türk halkı her zaman iç içe ve huzur içinde yaşamıştır. Halen Türkiye'de yaşayan Ermeniliğini unutmuş ve unutturmuş birçok Ermeni vatandaşı var. Kimseye bir zararları yok. Yani devletler bıraksa halk her zaman kardeşçe yaşamaya hazır. Çünkü Osmanlı zamanında tek bir devletin milleti olarak birlikte yaşamaya alışkındı o insanlar. Ermeni yazarlar, yeşilçam oyuncuları gibi birçok tanınmış ve sevilen Ermeni var Türkiye'de. Ancak savaştan ve kaostan beslenen o malum büyük devletler Ermeni soykırımı diye uydurdukları ve kendilerinin de inandıkları bir yalanla Ermeni halkını ve bu sayede tüm Dünya’yı Türkiye'ye düşman etmeye çalışıyorlar. Kuyuya bir taş attılar şimdi bütün dünya uğraşsın dursun o taşı çıkarmak için. Bazı ülkeler Ermeni soykırımına inansa da, asla tüm Dünya’ya kabul ettiremeyecekler. Çünkü tüm Dünya biliyor Türkiye'nin kendileri gibi bir soykırım ülkesi olmadığını.
Türkiye, eskiden olduğu gibi bu son savaşında da kardeşine silah, cephane, teknik ve taktik olarak destek verdi. Maddi ve manevi olarak Azerbaycan yönetimine destek veren Türkiye'nin bölgede kazanılan zaferde rolü büyük. Kardeşlerimizin kazandığı zafer için çok mutluyuz. Ancak galeyana gelip bu mutluluğumuzu Türkiye'de yaşayan Ermenileri yıpratarak yaşamamalıyız. Ermeni okullarının önünde gösteriler yaparak, Kapalıçarşı'daki Ermeni esnafını oradan uzaklaştırarak hiçbir yere varamayız. Ermenistan'daki bir Türk okuluna ya da Türk vatandaşlarına bu şekilde bir saldırı yapılsa hoşumuza gitmez değil mi? O halde biz de aynısını yapmayalım. Eğer yaparsak onlardan hiçbir farkımız kalmaz.
Bu zorlu süreçte ve daha önceki çatışmalarda maddi manevi Azeri halkının her zaman yanında olan Türkiye, Azerbaycan'a asker gönderiyor. Bunun için gerekli çalışmalar yapıldı ve tezkere meclisten geçti. Şüphesiz Türk askerinin oradaki varlığı kalıcı barışın sağlanmasında çok etkili olacak.
Dileriz bölgede aynı acılar tekrar yaşanmaz, yaşanan bu savaş da tamamen son bulur.