İŞSİZLİK Mİ, İŞ SİZLİK DEĞİL Mİ?
Bir Çin atasözü der ki;
“Bir saat mutlu olmak istiyorsan şekerleme yap.
Bir gün mutlu olmak istiyorsan balık tut.
Bir hafta mutlu olmak istiyorsan tatile çık.
Bir ay mutlu olmak istiyorsan evlen.
Bir yıl mutlu olmak istiyorsan servete kon.
Bir ömür boyu mutlu olmak istiyorsan sevdiğin işi yap…”
Öncelikle, iş ve kariyer hayatında olan ve acaba ben ne yapsam? diye inim inim inleyen siz gençler!
Karşınızda kocaman bir avantaj, bir de bu avantajdan doğan eşantiyon bir dezavantaj bulunuyor.
Sizler;
Her sabah ortalama 06.15’de kalkmaya kurulmuş ve yağlamazsan anında gıcırdamaya başlayan robotlara dönüşmemiş,
“Bu yaştan sonra ne iş yapabilirim ki?” endişesinden uzak,
“Hayal et ve yap” ve “Sen bir başyapıtsın” gibi cümlelere aşikâr,
Hayatının, sadece ve sadece kendine ait olduğunun farkında,
Eninde sonunda keşfedilmesi gereken en az bir yeteneği olduğuna inanan gençlersiniz.
İşte, avantajınız buralardan geliyor. Peki… Tüm bunların eşantiyonu ne olabilir sizce?
Henüz deneyimlememiş olmak!
Demek istiyorum ki; sizler, elinizdeki feneri “ne istedikleriniz” üzerinde gezdirirken, karanlıkta kalan ne istemediklerinizi gözden kaçırabilme ihtimaliniz yüksek…
Size birkaç tüyo vermek isterim. Belki birkaç hediye, birkaç deneyim… Nasıl almak isterseniz alabilirsiniz.
- Değerlerini bulmak,
- Üşenmeyi bırakmak,
- Bol bol gezmek,
- Televizyon yerine kendini izlemek, Neye gülüyorsun? Neler seni kızdırıyor? Neler mutlu ediyor? Bunlar zamanla değişecek olmalarına rağmen, bu yoldaki en iyi rehberin şuandaki sen olacaktır.
- Çok fazla ben kimim? testlerine boğulma. İşe yarar olanları var; ancak çok takılıp kalırsan, sadece sende olan, o essiz özelliği kaçırabilirsin.
- Staj yapmak ya da etrafında çalışan insanlarla ise gitmek,
- Hayal kurmak
işinize yarayabilir.
Sizlere hatırlatmak isterim ki; eşsiz bir işsiz olmak demek, az çalışıp çok gezmek demek değildir.
Eşsiz bir işsiz olmak demek;
İşinin olmaması değil, işini yük gibi görmemek demektir.
Başarılı olmak demektir.
Aldığın sonuçlardan tatmin olmak demektir.
Hayatım “iş”te tükeniyor gibi arabesk çalışan olmamak demektir.
Yaptığın her ne ise, o şeyin değerlerini onurlandırması demektir.
Yaratıcı olabilmek demektir. İsteksiz yaptığın hiçbir şey için üretken olamazın
“Sevdiğin işi yap, hayatın boyunca çalışmak zorunda kalma” Konfüçyüs
Güzel güzel okullardan, başarılı mezun olan, kıpır kıpır bir genç olmayı çoktan geçtiyseniz eğer, bundan sonraki bölümün sizi ilgilendirdiği söylemem gerekiyor.
Sizin en büyük avantajınız ise, ne istemediğinizi artık çok iyi biliyor olmanız!
Adeta yaşamıyorsun değil mi?
Bu ne biçim hayat böyle?
Tam da bir robot gibi hissediyorsun…
Her gün diğerinin fotokopisi gibi!
Olamaz! Galiba tükenmişlik sendromu seni de ağına düşürdü!
Bunları okurken, işte o benim diyenler, size de birkaç tüyo vermek isterim. Belki birkaç hediye, birkaç deneyim… Nasıl almak isterseniz alabilirsiniz.
- Değerlerini keşfetmek,
- Küçük bir sahil yöresinde, organik tarım yapmanın dışındaki alternatifleri araştırmak,
- Bir zamanlar ”neden” orada olmayı tercih ettiğini ve şimdi ise “neden” orada olmak istemediğini hatırlamak,
- Her günü “Cuma” günü gibi yaşamak, (“Cuma günü yaşamak” ile ne demek istediğimi ileride anlayacaksınız)
- Hayatını resmîleştirmek ve o resimde olmasını istediğin eksiklikler ile olmamasını istediğin fazlalıkları gözlemlemek,
- Fiziksel rahatsızlıklarını analiz etmek, (Stres ve mutsuzluk öncelikle bedenimizi vuruyor)
- Cesaretini kıracak olanlarla çok fazla iletişimde olmamak işinize yarayabilir.
Her şeyin sihirli bir değnek ile düzelmesini beklememek gerek…
Bir düşünsenize, ya siz de eşsiz bir işsiz olsaydınız?