YARDIM ETME GENETİĞİ
Bu hafta size yardımlaşma mevzusu üzerine kalemimizin yazdığı kadarı ile hasbihal edeceğiz. Günümüzde yaşanan hadiseler toplumu yozlaştırmış gibi gelse de geneli Mazluma yoksula yolda kalmışa yardım etmekte birbiri ile yarışan bu milletin gönülleri feth eden bir özelliğini anlatmaya çalışacağım. Cuma hutbelerin de imamın Nahl suresin de “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara bakmayı emreder.” Ayetini herkes bilir, bu yardım etme düsturu dinimizin bir gereği ve bizi biz yapan bir meziyettir. Hz. Mevlana’nın “Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol” öğüdü Yardımlaşmanın önemini bize öğütleyen ve yapılan yardımı insanlık için Allah’ın rızasını kazanmak için yapılmasını öğütleyen güzel sözlerdir.
Geçtiğimiz hafta Konya da İstanbul yolunda bir aracın sürücüsünün hakimiyeti kaybetmesi sonucu bir kaza meydana gelmiş ve aynı yolda seyreden diğer bir araçtan kaza yapan araca yardım için 4 kişi inerek sürücüye yardım etmeye çalışırken, alkollü olduğu belirlenen sürücünün kullandığı diğer bir aracın yardım eden kişilere çarpması sonucu iki kişinin hayatını kaybettiği bir haberi okuduğum da içimde bir buruk bir acı hissettim .
Bu kazanın neden olduğu nasıl olduğundan çok yardım eden kişilerin hayatını kaybettiği vahim bir olay olarak haber arşivlerin de yerini aldı, evet aldı almasına da iki ocağa bir ateş saldı. Kazazedeye yardımı Allah rızası için yapan ve bu uğurda hayatlarını kaybeden bu kişilerden Allah razı olsun mekanları cennet olsun inşaAllah. Kazazedeye yardım etmeleri belleklerinde olan yardım etme genetiğinden gelmektedir.
Her ne kadar teknoloji ve ekonomik bağımsızlık sosyalleşmenin önün de bir engel olarak halen durmakta ise de bizim medeniyetimiz diğer medeniyetlerden her zaman farklıdır çünkü ben merkezli değil biz merkezli bir kültürümüz ve medeniyetimiz vardır.
Hani Büyük şehirler de apartman da komşusunu tanımıyor, asansörde birbirine selam dahi verilmiyor her gün bu kültürün yozlaşmakta olduğunu da söyleseler de tüm bu söylenenlere inat bu milletin genetiğin de varolan merhamet ve yardımlaşmayı mazlumlara, düşkünlere, yolda kalmışlara el uzatmayı benliğimizden silemediğini göstermiştir. Bu millet zorda kalana yolda kalana veya yardıma muhtaç olana yardımı bir an bile düşünmeden yapmaktan asla geri durmamıştır. Geçtiğimiz yaz temmuz ayında Ankara dönüşü yaşadıklarımı köşeme taşımış ve “Bize Ne Oldu” başlıklı yazımda sizlere aktarmıştım Altınekin’li Mustafa kardeşime bize neden yardım ettin sorusuna cevabı gerçekten müthişti “Allah Rızası İçin” işte bizim medeniyetimiz ben merkezli değil biz merkezli olduğunun en güzel kanıtıdır.
Yaptığımız veya yapacağımız iyilik veya yardımları sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapan bir ecdadın torunları ve mirasçısıyız. Bu kazaya yardıma giden ve sarhoş bir sürücü tarafından çarpılarak hayatlarını kaybeden kişilerin Altınekin’li olduğunu öğrenince gerçekten üzüldüm ve yolda kalmışa mazluma yardım geleneği Altınekin’li hemşehrilerimizin genetiğinde var demek ki diye düşünmekten kendimi alamamıştım. Bu açıdan Altınekin’li hemşehrilerimi canı gönülden tebrik ediyor ve başınız sağ olsun diyorum. Bu medeniyet bu millet ecdadımızın bize mirası dinimizin bir emri olarak yardımlaşmaya önem vermiştir çünkü yardımı yapan yapabilen insanlara kurumlara toplumumuzun her zaman ihtiyacı vardır. Yardımlaşma en yakınımızdan en uzağımıza bizim millet olarak en güzel meziyetlerimizdendir.
Endonezya da deprem ve tsunami yaşayan afetzedelere yardıma ilk koşan veya Suriyeli Muhacirlere kapısını açan veya Yolda kalmışa yardım eden bu aziz milletin bir mensubu olmak gurur vericidir.
SAYGILARIMLA