Mesele göz rengi mi yoksa coğrafya mı ya da …
Değerli kardeşlerim öncelikle nerede bir savaş varsa orada kan, gözyaşı ve ölüm vardır. Savaşta sadece askerler değil, masum siviller ve dahası kadın ve çocuklarda savaştan zarar görür ve hayatını kaybeder. Şimdi aklıma geldi, gaziler haftasında Kıbrıs gazisi Çakır dayı lakaplı bir gazimize; “çakır dayı anlat bakalım Kıbrıs’ta neler yaptınız” diye sorduğumda, bana cevaben, “Ali bey biz Kıbrıs’ta savaştık ama savaş hiç iyi değil ve en çok zararı kadınlar ve çocuklar görüyor” diyerek anlatmıştı.
Rusya-Ukrayna savaşı hangi sebeple, ne amaçla yapılırsa yapılsın savaş bir çözüm değil tercihtir ve savaş birçok felaketler zinciridir. Asil milletimin kahraman fertleri, Rusya’nın Ukrayna savaşında öncelikle Reisimizin ne Ukrayna’dan vazgeçerim ne de Rusya’dan sözünü çok anlamlı bulmaktayım ki Türkiye’nin bu savaşta tarafsız kalması gerektiğine inanmaktayım. Çünkü bu savaşta Rusya ve Ukrayna’dan sonra en çok zararı ülkemizin görme ihtimali yüksektir.
Diğer taraftan Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmek için başlattığı savaşta askerler hayatlarını kaybederken, masum siviller, kadın ve çocukların da hayatını kaybettiğini medyadan duymaktayız.
Özellikle batı medyası yaptıkları yayınlarda bu savaş Avrupa’nın içinde diye feryat figan haber yapmaktadırlar. Halbuki daha otuz yıl önce Sırpların Bosnalı Müslümanlara karşı başlattığı savaş yine Avrupa’nın içinde hem de tam göbeğinde yaşanmıştı. O zaman da masum insanlar, kadın ve çocuklar hayatını kaybetmiş ve batı medeniyetinin beşiği kabul edilen Avrupa’da tam bir soykırım yaşanmıştı. Bu soykırım BM bayrağı altındaki Hollanda askerlerinin hiç müdahale etmeden gözlerinin önünde yaşanmıştı.
Fakat Avrupa bu savaşa başlangıçta kayıtsız kalmış, sessiz kalmayı tercih etmiş ve bir günde binlerce masum sivilin katledilmesine sebep olmuş, bunun sonucu olarak Bosna’da bir soykırımı meydana gelmişti.
Batı Türkiye’nin ısrarlı baskısı sonucu istemeye istemeye Bosna savaşında Sırp katillerini önlemeye çalışmışlardı hatırlayın. Otuz yıl sonra Ukrayna-Rus savaşında batı medyası bu savaşa yoğun ilgi göstererek yaptığı yayınların çoğunda savaş muhabirlerinin, burası Suriye, Afganistan, Irak veya Libya değil; burası medeni Avrupa’nın bir kenti ve burada sarı saçlı mavi gözlü insanlar ölüyor. Bunlar da bizim gibi son model arabalara biniyor diyor.
Bunları duyunca aklıma başta Bosna ve Dağlık Karabağ ve sonra da Suriye, Irak, Afganistan, Yemen’de devam eden savaşlar ve milyonlarca ölen masum insanlar geldi. Ve dahi Kudüs’te Müslümanlara yapılan zulümler ve yukarıda kısmen anlattığım Avrupa’nın göbeğindeki Bosnalı kardeşlerimizin uğradığı soykırım geldi. Bu insanların hepsinin ortak özelliği masum ve Müslüman olmaları idi. Ukrayna’da ölen masum canlar için biz üzülüyoruz, çünkü bizim medeniyetimiz masumlara, kadın ve çocuklara savaşta dahi olsa şefkat ve hoşgörü ile davranılmasını öğütleyen bir medeniyettir. Fakat batı medyasının Ukrayna’daki savaşta masum insanlar ölürken dahi belleklerindeki Müslüman düşmanlığı bir anda ortaya çıkıverdi.
Yani mesele saç, göz rengi veya coğrafya değil. Bunu Ukrayna Rus savaşı bizlere bir kez daha gösterdi.
Her zaman söylediğim gibi, batı bizi her zaman hakir görür ve bize aldığımız nefesi dahi çok gören bir zihniyete, fıtrata sahiptir.
Dinlediğim Derviş akrep hikayesini anlatmak isterim buyurun; derviş suya düşen akrebi kurtarmak ister, elini uzatınca akrep sokar. Derviş tekrar dener ve akrep yine sokar. Bunu görenler dayanamaz dervişe “İyilik yapmak istediğin halde sana zarar verene ne diye yardım edersin” der. Dervişin cevabı anlamlıdır; “Akrebin fıtratında sokmak var, benim fıtratımda ise yaratılanı sevmek, merhamet etmek. O fıtratının gereğini yapıyor diye ben niye fıtratımı değiştireyim.”
Kalın sağlıcakla.