Konya’da bir benzeri daha yok! Tarihin tanığı, sanatın temsilcisi
Konya’da 1670’li yıllarda inşa edilen Aziziye Cami, Karatay’daki hem tarihi hem de estetik bir değer olarak Anadolu’daki nadir örnekler arasında yer almaya devam ediyor. Yapısal özellikleriyle Konya’daki camiler arasında tek örnek olmasıyla ön plana çıkıyor.
Konya’nın tarihi dokusu içinde görkemli duruşuyla dikkat çeken Aziziye Cami, sadece bir ibadet mekanı değil, aynı zamanda Osmanlı’nın son dönem mimari anlayışının izlerini taşıyan etkileyici bir yapı olarak yer alıyor.
Mevlana’nın batısında yer alan bu cami, 19’uncu yüzyılda geçirdiği büyük yangının ardından yeniden inşa edilip günümüzdeki ihtişamına kavuştu.
YAPISIYLA DİKKAT ÇEKİYOR
Kare planlı ve tek kubbeli olan cami, düzgün kesme Gödene taşı ve mermer malzemeyle inşa edildi. Sekizgen kasnaklı kubbesi tromplarla desteklenmiş, iç mekânda geniş ve ferah bir atmosfer yaratılmıştır.
Mihrap ve minberin tamamı mermerden olup, bitkisel ve geometrik motiflerle bezeli hâlidir. Özellikle mihrapta yer alan celi sülüs hatlı ayetler dikkat çekiyor.
KONYA’DA TEK
Caminin kuzeybatı ve kuzeydoğu köşelerinde yükselen ikiz minareler, akant yapraklı şerefeleri ve yivli gövdeleriyle dikkat çekiyor. Minare kaidelerine bitişik olarak yapılmış taş süslemeli çeşmeler de bu yapının estetik bütünlüğüne katkı sunuyor. Ayrıca caminin beş gözlü son cemaat yeri, Konya’daki camiler arasında tek örnek olmasıyla ön plana çıkıyor.
TARİHİN TANIĞI, SANATIN TEMSİLCİSİ
1867 yılında Konya Çarşısı’nda çıkan yangında hasar gören cami, dönemin valisi Burdurlu Ahmet Tevfik Paşa’nın girişimiyle yeniden inşa edilerek bugünkü görünümüne kavuşmuştu.
Caminin hem mimari hem de sanatsal özellikleri, onu yalnızca bir ibadet alanı değil; aynı zamanda bir tarih ve kültür mirası haline getirdi.
