Hakem, Hekim, Hâkim
*Futbol yani ülkemizdeki adıyla sporun, sağlığın ve adaletin asli görevlilerinin yetkilileri. Hakem, hekim, hâkim Arapça aynı kökene sahip ve hüküm karar veren kişi anlamına gelir. Kafiyeli olması, kutsal olması, karar vermesi, zamanın çok önemli olması gibi etkileriyle hayatın tam ortasında olan meslekler. Spor, sağlık ve adalet o kadar çok gündemde ki yorulduk. Dışarıdan hakem mi getirsek. Hekimler yurtdışına gitti mi. Başka ülkeden mi getirsek… Hâkimleri ne yapacağız peki. Temelinde problem eğitim sistemi. Eğitim başladı biter mi belli değil bu yıl.
** İnsanları hastalıklardan korumak, hastalandıklarında doğru ilaç ve yöntemlerle tedavi etmek ve çok acil veya aşırı durumlarda hayati ameliyatla uçurumun kenarından hayata döndürmek gibi bir işten söz ediyoruz. Asla hata kaldırmayacak ve tüh, keşke ya da pardonu olmayan kararlar almak durumundalar. Hâkim ve hakemlerden farklı olarak çoğunlukla geri dönüşü mümkün olmayan kararlar veriyorlar. Onların da, hata yaptıkları ya da çoğunlukla yaptıkları işten zerre kadar haberdar olmayan insanlarca hata yaptıklarına inanılan durumlarda nasıl tepki gördükleri, üstelik can söz konusu olduğundan, haksız yere fiziki saldıranların hedefi olduklarını üzülerek hemen her gün görüyoruz. Hâkimler de büyük sorumluluklar üstlenen insanlar. Her ne kadar ilk bakışta kitapta ne yazıyorsa, ona uygun bir karar verirsin olur biter gibi görünse de, o kadar matematik sadeliğinde ve basitliğinde değil işleri. Uzun bir inceleme, araştırma ve dinleme süreci sonucunda verecekleri karar, kimi zaman bir insanın, bir grup insanın, bir toplumun hatta bir ülkenin yaşamına doğrudan etki edebilecek sonuçlar doğurabiliyor. Ülkemizde sürüncemede kalmış veya sonuçlandırılmış ama kamu vicdanını da, yargılanan bireylerin vicdanlarını da rahatlatmayan hükümleri içeren davaları düşününce, neyi kastettiğimi anlarsınız. Hele ki hekimlerden farklı olarak, kimi zaman siyasi saiklerden, kişisel duygulardan ve toplumsal baskılardan etkilenebilme anlamında baskıya açık olan bir alandır hâkimlik. Demokrasisi gelişmemiş ülkelerde, yani baskıcı rejimlerde, tayin veya siyasi amaçlı tayin yoluyla gelen hâkimlerin bu anlamda yüklerinin çok daha zor olduğunu söylemeye bile gerek yok. Gelelim hakemlere. İlk ikisine göre, işleri daha kolay zannedilebilir. Hiç de değil. Hakemlerin kararlarını doğal olarak eleştirme durumunda olduğumdan, kimi zaman çok sert eleştirilen insanlar, hakemler. Bazen, bırakın taraftar gözlüğünü ya da spor yorumcusu gözlüğünü, sıradan bir insanın bile Yok artık... Bu kadar bile olmaz" diyebileceği hatalara da imza atabiliyorlar. Fanatiklikten gözü dönmüş insanların da öfkelerine hedef oluyorlar bu yüzden. Maçları sadece TV'den izleyenler pek bilmezler ama stadyumlarda, salonlarda vs. kimi zaman onbinlerce insanın direkt tepkisine yol açan ve fiili, fiziki hedef haline gelme riski ile görev yapan bireyler. Maalesef bu tepkiler, kendilerine, takımlarına, camialarına büyük haksızlık yapıldığına inanan sporcu ya da taraftar kitlelerinin cezalandırma yoluna gitmesine bile yol açabiliyor.
∗∗∗Her üç mesleğin mensuplarının da baskı altında kalmadan, özgürce, mesleki birikimlerini başka saiklerin önünde tutarak karar verebilmelerinin önemine bir kez daha tanık olduk. Hakemler özelinde de, içinde yaşadığımız toplumun sosyal ve siyasi dinamikleri düşünüldüğünde, meselenin ne boyutlara varabildiğini görmüş olduk. Hepimize, ama öncelikle de devlete bu insanların rahat ve uygun koşullarda görev yapabileceği imkânları sağlamak düşüyor. Hekimlerimizin iyi yetişip, hakkıyla görevlerini yaparak hayat kurtarmaları, hâkimlerimizin hiçbir dış etkenden etkilenmeyerek sadece kitaba ve vicdanlarının sesine kulak verip hüküm verebilmeleri, hakemlerimizin de can korkusu olmadan, başka yerleri dinleyip, başka faktörlerden etkilenmeden düdük çalabildikleri bir dünya, hepimizin özlemi.
Koruyalım bu insanları. Sağlık ve adalet. Vazgeçilmezlerimizdir.
****Niye böyle oldu. Bunda bizim hiç suçumuz yok mu? Tabii ki var… Hem de çok. Biz hekimler geçmişte muhakememizin saflığını koruyamadık. Hükümlerimize çıkar bulaştırdık ve bugün hâkimiyetimizi kaybettik. Ama yine de insanla uğraşan bu meslek muhakemesine bu kadar karışılmayı ve böylesine sınırlandırılarak cezalandırılmayı hak etmiyor. Böyle giderse hekimler artık muhakemeye cesaret edemeyip robot hekimler olarak karar verecekler. Bu da tıbbın ve insan sağlığının gelişimini köreltecek. Umarım hekimler dâhil bütün hüküm sahipleri bu gidişatın farkına varır ve bu gidişe dur denir. Böylelikle hekim muhakemesine bu kadar karışılması önlenir. Yapay zekâ bu 3 mesleği bitirecek. O kadar eğitim o kadar makam mevki iptal olacak. Kendinden yorum katmada bakılan kıstas hep kendinden yana olduğu için bu hal ortaya çıktı. Geçici olan bu getiriler ülkemize zarar verdi. Spor gibi devasa bir endüstride yokuz. Hekimlerimiz yurtdışına gittiği için doktor sayımız çok azaldı. Adalet ise tam gündemin ortasında herkes şikâyetçi. Kanun yapanlar bile…