Güzel Günler Yakın…
Türkiye geçtiğimiz Cuma gecesi ani bir haber ile çalkalandı. İçişleri Bakanlığı 31 ilde iki günlük sokağa çıkma yasağını ilan etti. Toplumun büyük bir kesimi sanırım haberi tam anlamadan sadece sokağa çıkma yasağı kısmını duymuş olacak ki marketlere ve bankamatiklere akın etti. Tabi bir aydır uğraşılan sosyal mesafe falan hak getire. İnsanlar bu sefer canını unutup boğazının derdine düştü. Fırınların marketlerin önünde kuyruklar oluştu. Tabi gerçekten ihtiyacı olduğu için çıkanlar da vardı ama sırf meraktan ya da aç kalma korkusundan çıkan da çoktu.
Bu görüntüler karşısında hepimizin ilk düşüncesi Sağlık Bakanlığı’nın bir aydır gecesini gündüzüne katıp uğraştığı sosyal mesafeye dikkat et, evde kal çağrıları bir gecede hatta iki saatte yerle bir olması oldu. İlk görünen tablo buydu. Ama daha sonra anladık ki yasak daha önce ilan edilseydi çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıya kalabilirdik. O gecekinden çok daha fazla insan daha uzun süre sokakta kalabilirdi. O gece ülke olarak virüs daha çok yayılacak diye çok korktuk. Bunun doğruluğunu o geceden 14 gün sonra göreceğiz.
Asıl önemli olan konu o geceden bir kaç gün sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa ettiğini duyurmasıydı. Bu olay o gece ki görüntülerden daha fazla şok etkisi yarattı. Millet olarak canımızın derdine düştüğümüz şu günlerde kimse böyle bir istifayı beklemiyordu. Hükümetin en güvenilir, en tecrübeli ismi belki de duygusal bir kararla özeleştiri yapıp görevi bırakmak istediğini söylüyordu. Bütün millet kenetlendi bakanına sahip çıktı ve hemen istifaya hayır kampanyası başlatıldı. Sosyal medyanın gücünü o gece bir kez daha gördük. Hatalar biz insanlar için. Yanlış kararlar verilmiş olabilir ama bu ortak alınan kararları bir kişiye mal etmek sadece ona sorumluluk yüklemek çok yanlış olur. Soylu, tüm sorumluluğu üzerine alarak hassasiyetini göstermiş oldu. Fakat karar aynı gece Cumhurbaşkanlığından geri döndü ve çok şükür ki rahat bir nefes aldık. Çünkü gemiyi bırakmanın hiç zamanı değil.
Tabi bu istifaya sevinenler de çoktu ama hevesleri kursaklarında kaldı. Bu durumda bile kuru muhalefeti elden bırakmayanlar Soylu’nun istifasını onaylamaktan çekinmediler hatta bir kaç bakandan daha istifa beklediklerini söylemekten de geri durmadılar. Ellerini ovuşturarak ülkede kaos çıksın diye beklediklerini bir kez daha belli ettiler. Ama sevinçleri boşa çıktı. Mücadele dört bir elden hız kesmeden devam ediyor.
Virüs ile mücadelede bir aydan fazla bir zaman geçti. Yavaş yavaş meyvelerini toplayacağız inşallah. Bakan Koca’nın açıkladığı gibi virüsün yayılma hızını durdurduk. Bunu ülke olarak hep birlikte yaptık. Yaklaşan Ramazan ayını da evlerimizde huzurla geçirelim inşallah güzel günler yakın. Yeniden doğaya, sokaklara, eş dost akrabaya kavuşacağız. Çocuklarımız parklara kavuşacak. Yeter ki evde kalmaya sağduyulu olmaya devam edelim.