Bayram Sabahıdır Hüznümüz
Biz en çok bayram sabahlarında ağladık. Bir acı inceden gelip sokuldu el öpen ellerimize. Çocukluğumuz gelip yanımıza oturdu, elimizden tuttu, eli avuçlarımızda kayboldu. Mütebessim bir yüzdü hatırladığımız ve bayram şekeriydi sakladığımız. Gören olmadı, duyan olmadı sadece kalbimiz anladı.
Kalbine yenik düşen bayram çocuklarıyız. Gidenlerin bıraktığı ne varsa, bayram sabahı gelip dikildi karşımıza. Sonraki bayramlara ümitlenelim derken geçmiş bayramların hüznü uzandı aramıza. Ne eksilenler sual etti hatırımızı ne yanımızda olanlar fark etti yaşadıklarımızı.
Biz en çok bayram sabahlarında ümitlenmiştik oysa. Ümit edebilmenin, korkuyla kesiştiği yerde olmayı bize salık verenler kalbin hangi ahvaliyle meşguldüler? Gelmesini ümit ettiklerimiz bizi mi bekliyor, bitmesini beklediğimiz meşakkatler hangi bayramı bekliyor, kapının ardında minik elleriyle ve biriktirdiği sevinçle bu çocuk kimi bekliyor?
Saklıydı her bayram için ümitlerimiz. Sevilmeyi ummuştuk misal, gönlü gönlümüze denk, aşina yüreklerdi beklediğimiz. Hem ne olurdu masum bir çocuk gibi kalabilseydik, ne olurdu çocuk gibi sevindirilseydik… Neydi sahi, sıcak bir merhaba, içten bir tebessüm, “seni görüyorum” diyen bir bakış… Neydi ümit ettiğimiz bunun dışında bayram sabahında?
Kapısında durduğumuz kim varsa, sevinçle açmasını ummuştuk. Kapısına gidemediklerimiz için de bayramdı bildiğimiz. Her kapının ardında bir bayram sabahıydı yaşanan ve biz kapıda olmayı bile kıymet bildik.
Eksildik birer birer, önce kalbimiz terk etti bizi, tam da bayram sabahında. Dönmemeye yeminli terk edişler gördüm ben. Bayram mıdır kızıp küstüğüm, ne münasebet… Hangi bayram kalplerimize seslenmedi ki, hangi bayram ümidini bizden kesti ki? Yok, hayır mağrur ama yenik orduların sakasıyız biz, kalbimize dönmek için bayramdır beklediğimiz.
Biz en çok bayram sabahlarında bekledik. Misal bir kız çocuğu çalsın kapımızı, gözleri ışıldasın, dilleri şakısın “anne” desin misal, özledim de ben geldim desin. Bayram sabahı ağlasın bizle, bayram sabahı güneş açsın. Bir el konsun omzumuza göz göze gelmesek de duasını duyalım fısıltıyla.
Azaldık ve ağır ağır tükendik her bayram. Türküler söyleyen, şiirler mırıldanan diller nereye gittiler? Önce söz çekildi aramızdan, sonra sözün sahibi. Yaşamak denen o kavgaya verdiğimiz anlamdı bayramı değiştiren. Gelmesini beklediğimiz bayramlar şimdiden şikâyetçi bizden.
Sevinçten ağlayan gözler biliriz bayram sabahında. Gidene hasret, gidene özlem vardır da gelenlerde teselli bulur usulca. Neden kekremsi bir tat bırakır gözyaşı, neden sevinçten ağlar analar? Oysa neşedir yağan bayram sabahında, ümittir, gülüştür, sofradır… Yaşayamadık işte ve biz en çok bayram sabahlarında ağladık. Kâh bir sızı gelip yuva kurdu kalbimize kâh bir özlemek durdu karşımıza.
Biz en çok bayram sabahlarında öğrendik heveslenmeyi. Gülmek var, paylaşmak var, umutlanmak var. Daha kaç bayram görürüm derken bile sonraki bayramı beklemek var.