Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Ayasofya’da bizim Akkuyu’da

Ayasofya’da bizim Akkuyu’da

Seçime iki haftadan az bir vakit kaldı. 15 Mayıs sabahına nasıl bir Türkiye’de uyanacağımız az çok belli oluyor. Elbette farklı bir senaryonun olma ihtimali düşükte olsa var. Birkaç ay öncesine kadar esip gürleyen bazılarının sesi yumuşamaya başladı. Farklı bir senaryo olma ihtimalini belirleyen yüzdelerin günden güne düşüyor olması bunda en büyük etken. Sokağı, vatandaşı anlamadan, onun hassasiyetlerine burun kıvıranlar, hayatı kendi mahallesinden ibaret sananlar yine hayal kırıklığına uğrayacak. Birkaç haftalık bir bunalımın ardından gidecekleri yaz tatiliyle kendilerine gelirler. Haziran ortası, Temmuz başı gibi hayat onlar için yeniden normale döner(!)

Geçmiş yıllarda seçim dönemlerinde yapılan siyasi tartışmaların bir seviyesi, tadı tuzu vardı. Olaya bu kadar dar açıdan bakılmazdı. Partilerin adaylarının, vaatlerinin bir değeri olurdu. Eskiden olsa Çankaya seçim bölgesinde oturan arkadaşlara Sadullah Ergin’in milletvekili seçilmesi için mi oy vereceksiniz diye sorardık. Şimdi ise çok sığ bir ortam var. İktidar kanadı son 20 yılda yaptıklarını anlatırken geleceğe dair bir vizyon ortaya koyuyor. Muhalefet cephesi ise çok başlı olduğundan her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.

Kılıçdaroğlu’nun vaatlerinin bir ortası yok. Gencine, yaşlısına, emeklisine, memuruna bol keseden para vaat ediyor. Kaynağı sorgulayanlar zaten Kılıçdaroğlu’na oy vermeyecek olanlar. CHP yönetimindeki belediyelerin borçları görmek isteyenler için yeterlidir. Benzer bir senaryo devlet bütçesi için de olur ne olmuş yani. Kılıçdaroğlu’nun vizyoner projeleri ise daha tehlikeli. Atatürk Havalimanı’nı daha önce tekrar havalimanı olarak hizmete açacaklarını söylüyordu. Şimdi ise sahiplerinin isimleri Türkçe olan bir Amerikalı şirketin işletmesine vereceğini söylüyor.

15 Mayıs sonrası seçim sonuçlarıyla ilgili neden böyle oldu ana fikirli çok sayıda yazı okuruz. Muhalif seçmen içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısında terliğe bile oy verebileceğini söyleyenler elbette bu kadarına bile kafa yormayacak. Vatandaşın büyük çoğunluğuna hakaret edecekler. İşin tuhaf tarafı Yılmaz Özdil’in bile başını yediler. Bakalım bu sefer gazlarını kim alacak? Kendi aile çevrelerinde, iş yerindeki benzer siyasi görüşten oluşan ortamda, sosyal medyada takip ettikleri muhalif isimlerden aynı şeyleri duymaktan mutlular. Konfor alanlarından çıkmıyorlar. Ne Ayasofya’nın bu ülke için ne anlama geldiğinin farkındalar ne de Akkuyu nükleer enerji santralinin. Savunma sanayindeki gelişmeleri, Karadeniz ve Akdeniz’deki keşifleri falan saymıyorum. Düşünün bunlar bile sıradanlaştı… Günübirlik ekonomik gelişmelere, marketlerin fiyatlarına göre vatandaşın tercihte bulunmasını bekliyorlar. Daha çok beklerler…

Emin olun önümüzdeki günlerde kendilerine olan desteğin iktidar olmalarına yetmeyeceğini görünce daha da saçmalayacaklar. Ana muhalefet kesimi böyle, marjinaller ise daha rezil durumda. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, siyasilere, bürokratlara yargılanacaksınız diye parmak sallayan tipler geçen gün HDP’lilerden nasıl özür dileyeceklerini bilemediler. Türk halkına her türlü hakareti gönül rahatlığı ile edebilen tipler mesele Demirtaş ve HDP destekçileri olunca bir anda yan çizdiler. Demek ki özgürlüğünde bir sınırı varmış. Aslında görmek isteyene her şey çok açık bir şekilde ortada. Fakat demagoji yaparak, eski defterleri karıştırarak, rakamları kafalarına göre kırparak meseleyi hep başka bir tarafa çekmeye çalışanlar bunu görmek istemiyor. İşin sonunda onlar görmek istemiyor diye elbette gerçekler değişmeyecek.

Seçim günü son sözü sıradan vatandaş söyleyecek. Hesabı kitabı olmayan, bu ülkenin temel değerlerinin ne olduğunu bilen, geçmişi unutmayan insanlar. Ayasofya’yı gururla ziyaret edip, Akkuyu nükleer santralinin açılış haberini de aynı heyecanla takip edenler. Batının karşısında komplekse girmeyip, kendi yoluna bakanlar. Emin olun 14 Mayıs’ta sabahın erken saatlerinde oylarını kullanıp pikniğe gidecek insanlar. Akşam demli çay eşliğinde TV başında seçimin sonucunu takip edecekler. Elbette sosyal medyadaki tepişmelerden bihaber olacaklar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi