Hasan Ukdem
Hasan Ukdem Âdem’den yola çıkarak…

Âdem’den yola çıkarak…

ÂDEM’İN ŞİİRİ 
 
Herkes gibi o da gülmek isterdi 
Nedense bahtında gülmedi Âdem 
Hayata karşı hep direnç gösterdi 
Mağlubiyet nedir bilmedi Âdem 
 
Derdiyle yaşadı yalan dünyada 
Mutlu bile oldu düşte hülyada 
Ödün vermedi hiç figan, feryada  
Arza ağlamaya gelmedi Âdem 
 
Akülü araba dünyası oldu 
Onunla kendine hep bir yol buldu 
Bütün yüreğiyle umuda doldu 
Gönlünden sevgiyi silmedi Âdem 
 
O şevkle tutundu hayat denene 
Almadı şekvayı kendi gününe 
El ele geçtiler, döndü önüne 
Gönlünü haramla çelmedi Âdem 
 
O da isterdi ya aşkı sevdayı 
Bir fidan boyluda nazı, edayı 
Duymadı kaderi kısık sedayı 
Bu düş ile yaşar, ölmedi Âdem 
 
Dünya, yüce Allah tarafından insanın yaşaması için her türlü imkân sağlanarak yaratılmış müthiş bir yer. Burada olup biten her şeyde insanın yararına bir sonuç, bir nimet var. İnsan dünyaya geldiğinde burada yaşayacak her türlü ihtiyacı yaratıldığı gibi, kendisi de o ihtiyaçlarını giderebileceği bir bedenle doğar. O beden, bütün uzuvlarıyla hayatını idame ettirebilmesi için kendisine yardım eder. Ama bazı insanlar bu uzuvlarından mahrum olarak gelirler dünyaya ya da yaşarken kaybederler uzuvlarını. İşte bugün tanıyacağımız insan da bu hayata dezavantajla gelen bir kardeşimiz: Âdem Şahin. 
 
Âdem, neredeyse bedeninin bütün organlarında ayrı bir sıkıntıyla yaşar. Gözleri az görür, kulakları kısıtlı işitir, ayaklarını kullanamaz, ellerinin şekli kullanmasını zorlaştıracak formdadır ve aynı zamanda bir cam bebektir. Bütün bunlara rağmen hayata sımsıkı bağlıdır. Akülü arabası ile mahallede dolaşır. Çeşitli materyaller toplar, eski radyoları tamir eder, telefonları kurcalar ve her türlü teknolojik aleti kullanır; en azından dener, uğraşır. Okuma yazması olmamasına rağmen sosyal medyada paylaşımlar yapar, kendine göre geliştirdiği bir dille çevresiyle etkileşimde bulunur. Ve Âdem hayal kurar, geleceğe dair umutlar besler içinde. Bir gün biraderi Devriş Ahmet’e “Para biriktiriyorum” demiş. Neden? diye sorunca da “Evleneceğim.” demiş. İşte hayata bağlılığı bu kadar güçlüdür Âdem’in. 
 
Âdem, milyonlarca engellinin içinde sadece birisidir ve bir engelli olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; insan hangi şartlarda yaşıyor olursa olsun içinde bu umudu, bu yaşama tutkusunu taşır, taşımalıdır. Şimdi buradan günümüzde uygulanan bazı şeylere geçmek istiyorum. Mesela özel günlerin kutlanması; anneler günü, babalar günü, sevgililer günü ve bunu neredeyse yılın her gününü kapsayacak şekilde uzatabiliriz. İşte bu günleri toplumun gözü önünde kutlamanın nelere yol açacağını, kimilerini sevindirirken, kimilerini üzeceğini düşünüyor muyuz? Ben bu konuda olumlu düşünemiyorum. Anneler günü diye bir şey olamaz, anneye saygı evlada nasıl verilir, toplum olarak buna kafa yorulmalıdır. Hakeza babalar için de aynı düşünüyorum. Bugün evlatların anne babalarına karşı gösterdikleri tavır hiç de tasvip edilecek şekilde değildir. Sevgililer günü olamaz, bizim toplumumuzda sevgililik değil, nişanlılık müessesesi vardır. Zira bugün kadın erkek ilişkisinin geldiği boyutu da her gün çeşitli haber kaynaklarında görüyoruz. Bunlar uzun konular ve geniş platformlarda tartışılmalıdır.  
 
Ben özel günlerde mutluluk yaşayan değil, mahzun olan kesimin içinde biri olarak babalar gününde içimdeki duyguları döktüğüm şiiri sizlere sunayım, belki ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. 
 
 
BABALAR GÜNÜ ŞİİRİ  
 
Kapımı çalan olmadı  
Zaman yarının dünüymüş  
Telefonum da çalmadı  
Bugün babalar günüymüş  
 
Nikâh etmedi kadılar  
Çağrıştı durdu güdüler 
Televizyonda dediler  
Bugün babalar günüymüş  
 
Gitti bırakıp sızımı  
Hasrete yazdı yazımı 
Hiç göremedim kızımı  
Bugün babalar günüymüş  
 
Savurdu düşe, hülyaya 
Feda etmişim sevdaya 
Gelmedi oğlum dünyaya 
Bugün babalar günüymüş  
 
Yaş geldi elli beşime 
Babalık döndü düşüme 
Bir sancı gibi döşüme  
Bugün babalar günüymüş  
 
Pişmanlık neye yarar ki 
Bu pusuyu kim kurar ki 
Doğmayan nasıl arar ki 
Bugün babalar günüymüş  
 
Ruhun şad, hem mutlu olsun 
Fatihalar katlı olsun  
Baba günün kutlu olsun  
Bugün babalar günüymüş  
 
Mutlu bir dünyada yaşamak, insanların mutlu olması elbette herkesin hakkı. Ancak birilerinin gözüne baka baka, onların yapamayacağını bile bile birtakım şeyleri yapmak da insanlığa dâhil bir şey değildir herhalde! Âdemlerin yaşama sevincini eksiltecek, motivasyonunu düşürecek davranışlardan uzak durmak gerekir diye düşünüyorum. Aslında Batı’ya bakarak tayin ettiğimiz hayatı, İslam’dan beslenir hale getirebilsek her şey hallolacak.  
 
Sevgiyle kalın. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Ukdem Arşivi