Modern zamanın sessiz bencilliği
Pek çoğumuzun sessizce benimsediği bir yaklaşım var: “Az vereyim ama çok alayım.” Ne
yazık ki bu tutum, sadece bireysel hayallerimizi değil, toplumsal ilişkilerimizi de içten içe
çürütüyor.
Az vererek çok istemek; kulağa ekonomik bir strateji gibi gelse de, insan ilişkileri söz
konusu olduğunda bu yaklaşım büyük bir sorun haline geliyor. Sevgi bekliyoruz ama
sevgimizi göstermiyoruz. Anlaşılmak istiyoruz ama kimseyi dinlemiyoruz. Takdir edilmek
istiyoruz ama emeğimizi ortaya koymuyoruz.
Oysa hayat, çaba ile karşılık arasında ince bir denge kurar. Bu dengeye uymayan her
adım, bizi beklentiyle yorgun, tatminsizlikle suskun bir hale getirir. Tıpkı su vermediğiniz
bir çiçeğin solması gibi, emek verilmemiş bir ilişki, zamanla kurumuş bir ağaca benzer.
Çevremize dikkatle baktığımızda bu durumun izlerini her yerde görebiliriz. Sosyal
medyada başarı hikâyelerinin sadece “zirve” kısmına odaklanıyoruz. Arka plandaki
emek, sabır, fedakârlığı görmezden geliyoruz. O yüzden birçoğumuz, kısa yoldan zirveye
çıkma hayali kuruyor. Emek kısmını atlayarak, sadece sonuca ulaşmak istiyoruz. Ama
unuttuğumuz şey şu: Emek olmadan gelen her şey, geçicidir.
İnsan ilişkilerinde de durum farklı değil. Bir dostluktan vefa bekliyoruz ama kendimiz
zaman ayırmıyoruz. Sevgilimizden anlayış bekliyoruz ama biz öfkemizi kontrol etmiyoruz.
Kendi sorumluluklarımızı unutup, sürekli “karşı tarafın” eksiklerini sayıyoruz. Halbuki
hiçbir bağ, tek taraflı ilgiyle yaşamaz.
Hayatta neyi gerçekten istiyorsak, onun için emek vermeliyiz. Çünkü samimiyetle verilen
her şey, bir gün muhakkak karşılık bulur. Ve bazen o karşılık, beklediğimizden bile
güzeldir. Yeter ki istemekle yetinmeyip, adım atmayı da bilelim.
Az verip çok istemek, kısa vadede kolay bir yol gibi görünebilir. Ama uzun vadede insanı
yalnızlığa, umutsuzluğa ve tatminsizliğe sürükler. Oysa paylaşmak, emek vermek,
karşılık beklemeden sevebilmek… Bunlar hem ruhumuzu büyütür hem de hayatımıza
anlam katar.
Hayattan ne bekliyorsak, önce biz onu sunalım. Sevgi mi istiyoruz? Sevgimizi gösterelim.
Saygı mı? Saygılı olalım. Anlayış mı? Anlamaya çalışalım. Çünkü hayat, bumerang gibidir.
Ne gönderirsek, bir gün dönüp bize gelir.