Sarayönü’ndeki çeşmelerin suçu ne?
Kocaeli'nde yaşanan tavuk döner faciasından sonra Konya Sarayönü ilçesinde 400'e yakın kişinin kusma, bulantı ve ishal şikayetiyle hastanelere başvurması üzerine ilçede panik yaşandı. Bölgede sağlık personellerinin izinleri iptal edildi, bazı ilaçlar ise tükendi. Olayın nedeni ise henüz tespit edilemedi.
İlçede içme suyuna kanalizasyon karıştığı iddia edilirken, yetkililerin konuyla ilgili incelemelerini sürdürdüğü bildirildi.
Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürlüğünün sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda ise şunlar kaydedildi: "Sarayönü ilçemizde görülen ishal ve kusma vakalarıyla ilgili sosyal medyada yapılan paylaşımlar üzerine Sağlık Bakanlığı ve KOSKİ ekiplerimiz tarafından ayrı ayrı su numuneleri alınmıştır. Yapılan tüm analizler sonucunda içme suyumuzda herhangi bir olumsuzluğa rastlanmamıştır. Yaşanılan vakaların içme suyuyla bir ilgisi yoktur. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Üzücü hadisenin yankıları devam ederken dün aldığım bir telefonla olayın başka bir ayrıntısını daha öğrendim.
Ülkemizin güvenlik stratejisi konusunda önemli çalışmalar yürüten, NATO’nun Konya’daki temsilcilerinden biri olan Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Arslan hocam adeta veryansın etti.
Başta KOSKİ olmak üzere hem Sarayönü Kaymakamlığına hem de Sarayönü Belediye Başkanı Necati Koç’a çok kızgındı.
Çünkü yine kaş yapayım derken göz çıkarılmıştı.
Erdal Arslan hocam dahil olmak üzere hayırseverlerin bölgedeki farklı yerlere yaptırdığı çeşmelerin, hayratların tümü suçlu ilan edilmişti.
Hocamın anlattığına göre; doğru düzgün analiz yapılmadan tüm çeşmeler devre dışı bırakılmış. Hatta tahrip edilmiş.
Hocamın ağzından aynen aktarıyorum;
Milletin milyonlarca lira harcayarak hayrına yaptırdığı, kurdun, kuşun nasiplendiği dağdaki bağdaki hayrat çeşmeleri kırıp, döküp, patlatmışlar. Zaten su olmayan bir memleketteyiz. Zaten kurak bir süreçten geçiyoruz. Burada Allah rızası için yapılan bu çeşmeleri ne hakla patlatıyorsunuz, yok ediyorsunuz?
Siz buradan su alıp götürdünüz, analiz yaptınız, sonra analiz sonuçları çıktı, burada bakteri üremesi var dediniz, sonra tekrar geldiniz ve hayrat çeşmelere suç buldunuz öyle mi?
Dün şehir dışındaydım, Sarayönü Belediye Başkanını arayıp görüştüm. Sunduğu sebep şuydu: Biz bu çeşmeleri klorlatamıyoruz, klorlatamadığımız için de kapatıyoruz.
Şimdi bölgedeki çobanlar videolar atıyor, akan pınarlar, çeşmeler devre dışı bırakılmış. Koyunlar, kuzular bile susuz kaldı.
Bu hakkı nereden buluyorsunuz da bu kaynakları telef ediyorsunuz?
Sarayönü Belediye Başkanı sorumluluğu KOSKİ’ye atıyor.
Siz buranın belediye başkanı değil misiniz? Madem öyle kendi sularından kendin örnekler alıp tahliller yaptır sonra da bizim suyumuzda sorun yok de!
400'e yakın kişi zehirlendi. Millet bu çeşmelerden mi zehirlendi? Bu çeşmeler dağda, bayırda, çayırda. Herkes bu çeşmeleri mi kullandı yani? Bu çeşmelerin hepsinin kaynağı farklı halbuki.
Sen madem örnekler alıp tahlil yaparsan, sorunu bulur, sorunlu olan yeri kapatırsın. Ama milletin hayır için yaptırdığı tüm çeşmeleri yok etmezsin.
Bir tane müdürün, iki tane idarecinin karar vermesiyle bu çeşmeler telef edilir mi? Bu kabul edilebilir bir durum mu?