Liselilere böyle sahip çıkılır

Türkiye genelindeki proje okullarda, görev süreleri dolan öğretmenlerin farklı okullara atanması konusu, bazı grupların siyasi çatışmalarına hedef oldu.

İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından üniversite öğrencilerini sokağa döken CHP, gözünü şimdi de liselere dikti.

CHP yandaşı Eğitim-Sen ve Eğitim-İş, proje okullardaki rutin öğretmen rotasyonlarına “sürgün” diyerek öğrencileri kışkırtmaya çalışıyor. İstanbul’da Beşiktaş’ta ve İzmir’de düzenlenen gösterilerde CHP’nin yöneticileri ön safta yer alarak liseli öğrencileri provoke ediyor ve polisle çatışmaya zorluyor.

İstanbul’da yapılan yolsuzluklar konuşulmasın diye günlerdir öğrencilerin kışkırtılarak sokağa dökülmesini hepimiz ibretle izliyoruz.

Ülkemizin bir tarafında ne yazık ki manzara böyleyken, başka bir tarafında ise daha güzel manzaralara şahit oluyoruz.

Öyle ya, hep kötüyü konuşacak değiliz, iyi olanı da anlatmak boynumuzun borcu.

Liselileri kışkırtanları yazdığımız kadar; liselilerin vatana, millete hayırlı evlatlar olarak yetişmesi için çabalayanları da yazmalıyız diye düşündüm.

Bu minvalde Atabey Gençliğini ecdadının izinden giden nesiller olarak geleceğe hazırlayan Konya Büyükşehir Belediyesi’ne parantez açmak istedim.

Konya Büyükşehir Belediyesi bu sene de “Atabey Gençliği Ecdadın İzinde” sloganıyla Konya’nın 31 ilçesinde bulunan 11. sınıf öğrencilerine yönelik İstanbul turu düzenliyor. Günü birlik bu gezilerde gençler, iki kadim başkent arasında kurulan gönül köprüsüyle ecdat yadigarı eserleri yakından tanıma fırsatı buluyor, İstanbul’u yakından tanıyor.

Ben bu projeyi çok önemsiyorum ve değerli buluyorum. Çünkü bu gezilere sadece kültür ve tarih gezileri olarak bakmıyorum.

Henüz hayatının başında olan, kolayca galeyana gelebilen, heyecanlı ve ateşli yeni nesli, siyaset yapmadan kazanabilmenin bir yolu olarak görüyorum. Daha açık ifadeyle, AK Parti’den, AK Parti Belediyeciliğinden bahsetmeden, bizzat bunu yaşatarak, kıyas yapma imkanı vererek sempati kazanma fırsatı olarak görüyorum.

Buradan yola çıkarak, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği bu geziler; İstanbul’un ne kadar yoğun, ne kadar yaşanması zor, ne kadar yozlaşmış, kaynakları nasıl heba edilmiş bir şehir haline geldiğinin en iyi göstergesi oluyor. Burada çocuklara tarihi ve medeniyeti öğretirken aslında belediyecilik anlamında kıyas yapma dürtüsü de veriliyor.

Yani siyasi bir çıkarım yapmadan, çocukların kıyas yapabilecekleri bir organizasyon oluşturulduğunu düşünüyorum.

İstanbul’da nasıl kötü ve felaket bir belediyecilik yapıldığını, İstanbul’un kaynaklarının nasıl çarçur edildiğini anlatsanız genç kardeşlerimiz belki o mesajı dinlemezler bile, dinleseler bile almazlar belki ama keşmekeşi yerinde görürlerse kendileri tecrübe etmiş olurlar.

Herkes bu gezilere kültür ve tarih penceresinden bakıyor ama ben belediyeciliği yerinde görüp kıyaslama yapma fırsatı olarak görüyorum. Siyasete girmeden yapılmış bir siyasi kazanım olarak görüyorum.