Yapay Güven Gündemi
*3Y dönemi bitti. 1Y2G gündemde. Gündemden de uzunca yıllar düşmeyecek. Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos 2024 toplantısının ana gündemi güveni inşa etmekti. OECD’nin yayımladığı 2024 güven anketinde, pek çok ülkede hükümetlere duyulan güvenin düşük seviyelerde olduğu açıklandı. 2024 Ekonomi Nobel Ödülü kurumlara duyulan güven ile toplumsal refah ilişkisi üzerine çalışan Daron Acemoğlu ve arkadaşlarına verildi. Bu küresel gelişmeler, toplumsal yaşam kalitesini artırmak ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek adına güvenin önemini vurguluyor. Daha güçlü, daha şeffaf ve hesap verebilir bir yapı oluşturulması sürecinin olmazsa olmazı olan iyi yönetim, yalnızca yönetim kalitesini iyileştirmenin değil, aynı zamanda vatandaşların güvenini artırmanın da anahtarı olarak değerlendiriliyor.
** Nvidia, piyasa değeriyle Apple'ı geride bırakarak dünyanın en değerli şirketi oldu.
Yapay zekâ çipi üreten Nvidia, hisselerindeki hızlı yükselişle birlikte piyasa değerini 3,43 trilyon dolara çıkararak, Apple'ı geride bıraktı ve dünyanın en değerli şirketi oldu. Nasdaq borsasında işlem gören Nvidia hisseleri, salı günü %2,84 değer kazanarak hisse başına 139,91 dolara yükseldi. Bu artış, şirketin toplam piyasa değerini Apple'ın 3,38 trilyon dolarlık değerinin üzerine taşıdı. Böylece Nvidia, 2. kez bu unvana sahip oldu. Yapay zekâ teknolojilerine olan talebin artması, Nvidia'nın hisselerinin yılbaşından bu yana %182,5 değer kazanmasına neden oldu. Şirketin piyasa değeri ilk kez haziran ayında 3 trilyon doları aşmıştı.
***Bizim yapay gündemlerimiz var bunun ana sebebi olan ekonomi hiç konuşulmuyor. Bir dönem herkes ekonomistti. Trump seçilmesini bile global ekonomik olarak değil bireysel altın ne oldu dolar ne olur gibi yapay konularla es geçiyoruz. Olacaklar için hazır değiliz. Çin çoğu durumda çok iyi ilerledi. Trump dur demek için her yolu deneyecek. Arada orta Ortadoğuda olan bizim gibi ülkeler ne yapabilecek. Bunu konuşmuyoruz. Ülkemizi kendi haline bıraksak; üretecek ve ürettiğini satarak ülkeye döviz, ekonomiye istikrar kazandıracak. Fakat sorun şu ki ekonomi yönetimi siyasetin matematik bilgisizliğine mahkûm edilmiş ve değerleri ziyan etme noktasına gelinmiş. Zihin yapısı değişmeden iktidar değişse de çare değildir. Rekabet şartları değişiyor, tüketici davranışları değişiyor, mevcut ezberler kullanışsız hale geliyor… Tüm bunlar tartışılırken aklımda kalan şu oluyor; Türkiye, perakendecilik evreninde altın başarılara imza atmış, örnek alınası tecrübeler edinivermiş. Ancak her şeyi yabancıdan, batıdan beklemek yerine, onlarca yıl ardından imbiklenmiş bu tecrübeyi daha verimli hale getirmek için makroekonomik verileri düzeltmek ve bozanlardan kurtulmak şart. 53 aydır sürekli artan gıda enflasyonu var. Dile kolay 4yıl5ay.
****Cehalet, öğrenilerek giderilebilir. Öğrenirsin biter. Ama cehlinden dahi habersiz hadsiz için dur durak yoktur ve hiperenflasyonun çürüttüğü iş ahlakı içinde böylelerinin hem sayısı hem de cüreti artıyor ne yazık ki. Allah hepimizi sizi had bilmez yöneticilerden, ortaklardan, bakanından, bakmayanından korusun. Krizleri bahane edip imkânı olduğu halde borcunu ödemeyen veya taahhüdünü yerine getirmeyenlere dair şikâyetler çoğalıyor. Piyasa şartlarını bahane edip anlaşmalarını çiğnemek, verdiği krediyi geri çağırmak veya benzeri ahlak ve etik dışı davranışlar, bindiği dalı kesmektir. Para sahibi olup da edep sahibi olmamak
temel sorun, iş etiğinin yavaşlattığı, etik olmayan rakipler karşısında rekabet dezavantajı oluşturduğu ve masraflı olduğu yargısıdır. Öyle ya bir yandan vergini ödeyecek, çalışanını soymayacak ve müşterini kazıklamayacaksın. Para sahibi olman, edebini terk etmeyi gerektirmez. Hale bakın ki enflasyonun bu düzeyi ve piyasaların gergin olduğu ortamda, iş etiği ve vicdanın sözü edilmeyecek zor zamanlar içinde olduğumuz iddiasında olanlarımızın sayısı artıyor. Serbest piyasa, kural tanımazlık boyutuyla kriz doğurur, vahşileşir, çözdüğünden daha fazla sorun çıkarır bizlere. Had bilmeze haddi nasıl bildirilmeli böylelerine haddini bildirmek, erdemli cesaret gerektirir. Zira hadsiz, nerede duracağını bilmediği gibi onu uyarana düşmanlık besler. Uyaran; çalışanı ise işten atar, astı ise hakkında soruşturma açtırır, para sahibi ise gücü ile ezmeye kalkar. Haddini bilmeyene susarak cevap vermek en iyisi.
****İş ahlakındaki çürüme hadsizliği körükledi. Mevlana’ya sormuşlar o kadar okursun, yazarsın, söylersin de ne bilirsin Mevlana’nın cevabı Haddimi bilirim. Kısaca her şeyi bilmene gerek yok, haddini bil, yeter diyor. Sadi Şirazi de ekliyor; Ne kadar bilirsen bil, bilmediğin haddinse, hiçsin. Enflasyonun bizzat kendisi, ekonominin hadsizliği, ahlak bozuculuğu, fiyatların haddi aşması, tüketimin hadden taşması, piyasanın haddini bilmez hadsizlerle dolup taşmasıdır. Ortalık, mum kadar ışık vermediği halde kendin ay kadar parlak sananlarla dolu. Her şeyi biliyorlar, her soruna bir cevapları var ve her şeye hakları olduğunu sanıyorlar. Hele ki para sahibi olup da edep sahibi olmayan bir kitle var ki, maddi gücü çenesine vurmuş, istek, emir yağdırıyorlar. Hadsizlik, edep-erkân yoksunu kişilerin cesaret patlamasıdır. Bilmez ama bilmediğini dahi bilmez. Bu yüzden cehaletini size dayatır. Bu, kamu görevlisi de olur, tepe yöneticisi de. Ancak koltuğundan aldığı güçle, sizi baskılar, bezdirir. Bilgisizliğinin sınırları sonsuzdur bu gibi yöneticilerin. Neticede kartal, sinek avlamaz. Yine de hadsizi uyarmayınca, zulmü artar, yaptığını kendine hak olarak görmeye başlar. Haddini bilmeyene susmak, bağırarak cevap vermekten daha etkilidir.