YAP-ET-İTİRAF ET
Bir yıldır devam eden FETÖ davalarında aklımızın sınırları zorlanmaya devam ediyor. Adını duyduğumuzda ‘yok o yapmaz’ diyeceğimiz birçok isim FETÖ’den ya tutuklanıyor, ya ifade veriyor ya da etkin pişmanlık yasasından yararlanıp daha tutuklanmadan serbest bırakılıyor.
Eski valiler, emniyet müdürleri, -kulüp başkanları ve daha kimler kimler malum örgüt ile bağlantısı olduğu için tutuklanıyor. Vakti zamanında toplumun güvenliği ve huzuru emanet edilen koskoca valiler, emniyet müdürleri meğerse toplumun arkasından kuyusunu kazıyormuş. Devletin ekmeğini yiyip millete değil hainlere hizmet ediyormuş. Şimdi biz kime güvenelim, hangi valiye, hangi emniyet müdürüne, hangi polise, hangi askere…
Bazen insanın içinden iyi ki bu darbe girişimi olmuş demek geliyor. Tabi ki o gece verdiğimiz 248 şehidin ve gazilerimizin acısını ve üzüntüsünü ayrı tutarak. O gece yaşanmasaydı hainlerin gerçek yüzünü göremeyecektik. Toplumu ayakta uyutmaya devam edeceklerdi. Mesela Konyaspor Başkanı Ahmet Şan’ın Bylock kullandığını ve örgüt ile ilgili itirafçı olacak kadar çok şey bildiğini öğrenemeyecektik.
Kılıçdaroğlu’nun Mit Tırları olayında FETÖ ile çalıştığını bilemeyecektik. Tabi bilen biliyordur da halk yeni öğreniyor. Türkiye’nin ana muhalefet partisi liderinin gerçek yüzünü belki de hiçbir zaman göremeyecektik. Kılıçdaroğlu meğer günlerce yollarda kendisi için adalet arıyormuş. Biz de Mit tırları görüntülerini FETÖ’ye sızdıran hain CHP milletvekili Enis Berberoğlu için adalet arıyor sanıyorduk. Zira yediği naneleri bilen Kılıçdaroğlu bir gün kendisinin de adaletten medet umacağını tahmin etmiş olmalı.
Umarız bulmuştur adaleti. Çünkü yakın zamanda çok ihtiyacı olacak gibi görünüyor. Hakkında çıkan haberlerden korkmuş olacak ki atletli pozlarını basına servis ederek gündem değiştirmeye çalışıyor. ‘Halk adamı’, ‘vatandaş Kemal’ gibi söylemler üreterek hakkında çizilen kötü imajı düzeltmeye çalışıyor ama nafile. Sular bulandı bir kere, artık zor durulur.
‘Tutuklanırsam parti daha da güçlenir’ diye bir açıklaması olmuş Kılıçdaroğlu’nun. Bu sözü iki şekilde düşünebiliriz. Birincisi, Kemal Kılıçdaroğlu gibi kötü bir liderden kurtulan CHP o olmadan daha çok güçlenir, ana muhalefet görevini daha iyi yerine getirebilir. İkincisi son zamanlarda iyice kan kaybeden parti, Kılıçdaroğlu’nun tutuklanmasıyla kamuoyuna mağdur edebiyatı yaparak gündemde kalabilir. Yani Kılıçdaroğlu’nun partinin başından gitmesi partiye her türlü yarar getirir. Zaten kendisi de her şeye hazırlıklıymış. Demek ki içeri girerse koruyacak birileri var, birilerine güveniyor. Birilerinin maşası olduğunun farkında. Güvendiği dağlara kar yağarsa, cezaevinde -yollarda aradığı adalet onu kurtarmazsa- şu meşhur etkin pişmanlık yasasından yararlanır, itirafçı olup serbest kalır. Hem böylece partisinin gözünde de ilk defa doğru bir iş yaparak yıkılan imajını belki düzeltir.
Yap-et-itiraf et- kurtul. Formül bu. Örgüt suçu işleyenler işin kolayını bulmuş. Yıllarca suç işle, illegal bir yapıya hizmet et, sonra işler kötüye gidip de tutuklanınca emniyete birkaç isim ver, sonra kahraman gibi dışarı çık. İşlediğin suçlar yanına kar kalsın. Tabi ki bu yasa örgütün önemli bağlantılarına, üst düzey yapılanmalarına ulaşmak için çok işe yarayabilir. Ama itirafçıların hiç hapis yatmadan denetimli serbestlik ile salıverilmesi hiç adil değil. Ancak pişman olup itiraf ettikleri için cezalarında indirim yapılabilir. Diğer türlüsü suça daha çok teşvik eder.
Tabi bir de itirafçıların olayları saptırmadığından doğru konuştuğundan emin olmak gerekiyor. Eğer kendilerini ve birilerini korumak için olayları saptırırlarsa soruşturmalar çözüleceği yerde daha da içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Görevini yapmaya çalışan emniyet yetkililerine Allah kolaylık versin ne diyelim.