Musab Seyithan
Musab Seyithan TÜSİAD'ın karunları yine oyun kurma peşinde

TÜSİAD'ın karunları yine oyun kurma peşinde

Bugün, halkı Müslüman ülkelerde iktidarlar, Firavûnî güçlerin kontrolü altındadır. Halkın çoğunluğu, kendi inanç değerlerine bağlı milli bir lidere iktidar hakkı verse bile, bu yerli vesayet odakları, ağabeylerinden aldıkları talimatlar gereği, milli iradeyi yok sayarak darbe ile hükümetleri indirirler. TÜSİAD’ın çakalları, 12 Eylül 1980 askerî darbesi, 12 Mart muhtırası, Gezi kalkışması, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri dâhil olmak üzere milli irade ile seçilmiş ama onların amaçlarına hizmet etmeyen, başta merhum Erbakan hükümeti olmak üzere tüm milli hükümetlere karşı yapılan kalkışmalara destek vermişlerdir.

Türkiye’de vesayet sistemi sonlandırıldıktan sonra siyasi içerikli bildiri yayınlama cesareti gösteremeyen TÜSİAD, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi ABD’nin bir önceki başkanı Joe Bidon, “Erdoğan’ın düşürülmesi için Türkiye’deki muhalefet desteklenmeli” anonsunu yaptıktan sonra küresel taarruz korosuna katıldı. O zamanki Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski yaptığı açıklamada, laikliğin din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olduğu tekerlemesini yuvarladıktan sonra, “Laiklik ilkesini özümsememiş bir toplumda eşit vatandaşlık kavramının ve bilincinin yerleşmesi çok zordur. Hatta imkânsızdır. Vatandaşlık bilincinin olmadığı yerde ise modern ve demokratik bir toplumu kurmak, korumak güçleşir” ifadelerini kullanmıştı.

Şimdiki başkanı Mehmet Ömer Arif Aras da 13 Şubat 2025 tarihli yıllık olağan toplantılarında yaptığı konuşmasında yargının işine burnunu sokarak; “Son haftalarda politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor” demiştir.

PKK terör örgütüyle irtibatından dolayı yargı tarafından tutuklanmış belediye başkanlarının yerine kayyum atanması ve Baş Savcıya efelenip yargıya parmak sallayan ukala İmamoğlu’na soruşturma açılmış olması, bu “şişman kedileri” öfkelendirmişe benziyor. Sanki seçilmiş olmak suç işleme özgürlüğü veriyormuş gibi...

Bu sefer İmam-Hatip liseleri ve Kur’an Kursları ile ilgili ayar verici ifadelere yer vermediler, hayret! Paranın şımarttığı bu kapitalistler, her konuda konuşmaya ve iktidarlara yön vermeye kendilerini yetkin addediyorlar. 1971’de kurulan bu karnı tok, sırtı pek para babaları, halkın mukaddes değerlerine karşı duran kurum ve hareketlere destek vererek ve ellerinden laiklik sopasını da hiç düşürmeyerek bugünlere gelmişlerdir.

Bundan dolayı bu tür açıklamaları bizlere pek şaşırtıcı gelmiyor. 28 Şubat sürecinde “Beşli Çete”de yer alan TÜSİAD, bulanık suda balık avlanmayı seven vesayetçi bir kurumdur. TÜSİAD’ın “Şişman kedileri”, 2002 öncesi sivil toplum kuruluşları içerisinde, Türkiye’nin ilerlemesini, kalkınmasını engelleyen ve dış müdahalelere çanak tutan vesayetçi bir kurumdu, şimdi de havayı koklayarak aldığı cesaretle aynı rolü üslenmektedir.

Türkiye’de ne zaman bir kaos olsun, karışıklık çıksın isteniyorsa TÜSİAD o zaman devrededir. Türkiye’nin gerçek sorunlarıyla ilgili hiçbir zaman gündemde olmamıştır.

Efendiler! Her asırda Firavunlar, Hâmanlar, Karunlar, Belâmlar ve bunların beslemeleri hiç eksik olmamıştır. Bunlar her zaman kendilerine müsait ortam, açılmış kucak ve muhabbet duyan kalp bulabilirler. Firavun, Hâman, Karun ve Belam; zulüm ve şirkin tüm zamanlardaki amansız temsilcileri ve idarecileridir. Hakkı tahrif ve halka tepeden bakma işini bunlar başlatır ve taşeronlarını da kullanarak yine bunlar sürdürür.

Dolayısıyla Firavun, Karun, Hâman ve Belam, tarihi süreç içerisinde Hak-batıl mücadelesinin değişmeyen tipleridir.

Hakkı ve hakikati kabul etmeyerek azgınlaşan her zalim, sapkın ve mütekebbir kişi Firavundur.

Maddi çıkarı uğruna, elindeki servetini kaybetmemek için bâtılı, hakka tercih etmiş, haksız/haram kazancının devam edebilmesi için Firavunun maddi destekçisi, onu ayakta tutan kapitalistin adı ise Karun’dur. Gezi kalkışmasında teröristlere otelini ayıran, kumanya dağıtan, firavun düzenini kurmak için adaylığını koyanlara özel uçaklar tahsis eden şımarık zenginler, çağdaş Karunların ta kendileridir. İşte TÜSİAD bu çağdaş Karun’dur.

Firavun’un, zalim ve tâğûtî sisteminin ayakta kalabilmesi için Firavun tarafından kendisine verilen makam ve mevkiye razı olmuş şahsiyetsizin adı da Hâman’dır. Kısaca buna Firavun bürokrasisi de diyebiliriz. Menderes’i idama götüren şahsiyetsizler de bunlardandı.

Belam, Hz. Musa zamanında yaşamıştır. Hz. Musa’ya iman etmiş ama daha sonraları tercihini Firavun’un iktidarından yana kullanarak Hz. Musa’ya cephe almış Firavun’un din baronudur, onun dinî anlamda dayanağı, sözde din adamıdır.

İşte Firavûnî düzenlerin can damarı ve besleyicileri, oyun kurucuları olan bu tipler ve tanımlamalar, sadece eskiye özgü olayların oyun kurucuları değil, tarih boyunca devam eden Hak-bâtıl mücadelesinin olduğu her yerde Hakkın karşısına çıkan tiplerdir.

Her dönemde bunlar, varlıklarını birbirlerine borçludur. Çünkü sâdece otoriteyle, sadece kuvvetle ve sadece parayla iktidar olunamaz. Firavun ve Hâmân’ın sağladığı uygun ortamda servet sâhibi olan ve gün geçtikçe servetini arttırarak zenginleşen Karunlar, kazandıklarıyla Firavûnî zihniyetleri de destekler ve onlarla işbirliği hâlinde bulunurlar. Bazen bu servet sâhipleri o kadar çok zenginleşirler ve gücü ellerine geçirirler ki otoriteye bile kafa tutabilirler ve hatta otoriteyi yerlerinden edebilirler. Eski Türkiye’de iktidarlar hep onların istekleri doğrultusunda kuruluyor veya indiriliyordu. Bundan dolayıdır ki, Firavûnî otoriteler de, varlığını borçlu olduğu sermaye babaları Karunlarla koordineli hareket ederler.

Karunlaşan TÜSİAD, acaba ortamı müsait mi buldu ki, eski Türkiye’deki durumuna dönerek vesayet özlemini hortlatmaya yelteniyor? Ne yaparsa yapsınlar Allah’ın izniyle hak galip gelecek ve BAŞARAMAYACAKLAR.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Musab Seyithan Arşivi