Selçukya şairler güldestesi -2-
Şairleri Güldestesi -2-‘nin yayınlanmasının ardından sevincimiz ve heyecanımız katlandı. Selçukya derneğimizin çatısı altında her pazartesi akşamı tekrarlanan şiir akşamları bütün güzelliğiyle devam ediyor. Tabi burada okunan şiirlerin geleceğe taşınması için yayınlama gereği duyduğumuz Güldesteler serisi de 2.’siyle sürekliliğini gösterdi. Burada Selçukya derneğimizin başkanımız Fatma Şeref Polat’tan yönetimine ve bu güzel kitapta yer alan 35 şairimize kadar herkesin bir gayreti, emeği ve özverisi var. Şiir seçiminden son basım anına kadar koordinatörlüğünü yaptığım bu güldestenin oluşmasında büyük emekleri geçen şair arkadaşlarım Yakup Çak ve Tayyar Yıldırım’a, her zaman bize her zaman olduğu gibi desteğini gösteren Karatay Belediye Başkanımız Hasan Kılca’ya özellikle teşekkür ediyorum.
Başka Hasan Kılca, kitabımızın takdim yazısında: “Tarihe baktığımız zaman kadim medeniyetlerin ortak özelliklerinin, kültür ve sanata, öncelikli önem vermeleri olduğunu görüyoruz. İnsanlar ve devletler gelip geçmiştir ama kültür ve sanat değerleri kalıcı olmuştur. Kültür ve sanat, barışa katkıda sanat ve edebiyat felç olmuşsa, ortak değerlerin üretilmesi ve yaşatılması da zordur.
Bu yüzden Sayın Cumhurbaşkanımızın isabetle işaret ettikleri gibi “kültür ve sanat meselesini en az terörle mücadele ve dış politika kadar önemli bir beka meselesi” olarak görüyoruz ve bu şuurla hangi sanat dalında olursa olsun, nitelikli çaba ve üretimleri destekliyoruz.” diye görüşlerini dile getirerek Şediyor, her zaman desteklerini yanımızda hissettiğimiz belirtmek istiyorum. Sağ olun başkanım.
Gülteste’miz başkan Kılca’nın takdim yazısından sonra Selçukya Kültür Sanat Derneği başkanı Fatma Şeref Polat’ın önsöz yazısıyla devam ediyor. “Şiirde buluşmak.
Selçukya Şiir Geceleri’ne başladığımızda şiir yazma ya da okuma üzerine herhangi bir iddiamız yoktu. Sadece şiiri seven bir avuç insandık ve ”güzel şiir yazanlar” ya da “okuyanlar” demedik ama şiir seven gelsin” diye başladık. Sevmek inanmaktır, önem vermektir, vakit ayırmaktır, emek vermektir, ümit etmektir, vazgeçmemektir.
Bizler destanlarla büyüyen, türkülerle dertleşen, ağıtlarla acısını paylaşan, gazellerle ilanı aşk eden, atışmalarla tartışan, şakalaşan, naatlarla salavat getirip, münacatlarla dua eden, kadim bir kültürün, kaba saba, hoyrat, argo yüklü sosyal medya paylaşımları ve televizyon dizileri buhranı arasına düşmüş evlatlarıydık.
İnsanın, şuurlu, hikmetli, ince ve sade söz söylemekten uzaklaştıkça, güzel düşünmekten, iyilik yapmaktan uzaklaştığını görüyorduk. Şiire dönmek, şiiri hatırlatmak, şiiri yeniden gündeme getirmek, en azından kendi hayatımızda öne çıkarmak, bir başlangıç olabilirdi………”
Evet, takdim ve önsözlerden kesitler olarak alıntıladığım sayfaların ardından Selçukya Şairleri Güldestesi -2- şairlerimizin alfabetik sıraya göre diyayn edildiği beşer şiirleriyle şiire ve mısraların büyülü dünyasına bir girişle sayfalarını okurlarına açıyor. Adem Yazar, Ahmet Şener, Ahmet Üresin, Ahmet Yağız Altunel, Alaattin Aköz, Ali Ulvi Ülker, Bahattin Paslı, Bayram Sarıtaş, Cemalettin Gündoğan, Cengiz Çelik, Devriş Ahmet Şahin, Erdal Ünal, Fatma Çetin Kabadayı, Hakkı Balcı, Hasan Fehim Karaca, Hasan Ukdem, Hüseyin Muşmal, İbrahim Bekler, İbrahim Demirtaş, İbrahim Şaşma, İsmihan Erdoğmuş, Kazım Öztürk, Mehmet Ceviz, Mehmet Zeki Türker, Mustafa Remzi Samancı, Nesrin Erkan Sabuncu, Salih Sedat Ersöz, Saliha Değirmenci Yavaş, Sevil Köse, Tayyar Yıldırım, Tayip Sağ, Yakup Çak, Yücel Uysal, Yüksel Köker ve Ziya Nurdan (Turan Çakmak) oluşan şairlerimiz yer almaktadır.
Bu güzel eseri bütün şiir severlere tavsiye ediyorum. Karatay Belediyesi Kültür Yayınlarından temin edebilirsiniz.
Yazımın sonuna bu kitapta yer alan BİZ AYRILIRKEN
Şiirimi alıyorum:
Yazın ortasında açan güllerde
Renkler ağlıyordu biz ayrılırken
Şiirler susmuştu bütün dillerde
Cönkler ağlıyordu biz ayrılırken
Yaşanan gün hançer, zaman sustaydı
Kafeler yaralı, parklar hastaydı
El ele dolaşan çiftler yastaydı
Tekler ağlıyordu biz ayrılırken
Taze bir hasretti kalbi korlayan
Daha sen gitmeden yakıp harlayan
Caddelerde ışıl ışıl parlayan
Taklar ağlıyordu biz ayrılırken
Bir gölge misali durdum yanına
Bakıyordu mahzun gözler önüne
Kalkıp yürüyünce parkın sonuna
Banklar ağlıyordu biz ayrılırken
Bir sis gözlerime çöküp sararken
Gitmek mi, kalmak mı diye sorarken
Hangisi zor deyip cevap ararken
Şıklar ağlıyordu biz ayrılırken
Vuslat bereketsiz, talihim nankör
Olmadı hiç bahtım aşkıma bonkör
Azın boynu bükük, kıtın gözü kör
Yoklar ağlıyordu biz ayrılırken
Puslu bulutlarla baktın sokağa
Usulca bir şimşek çaktın sokağa
Adımladın yolu, aktın sokağa
Gökler ağlıyordu biz ayrılırken
Sevgiyle kalın.