Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Şehitlerin omzunda zafer geliyor

Şehitlerin omzunda zafer geliyor

Hamas lideri Yahya Sinvar kahramanca şehit oldu. Sinvar, İsmail Heniyye’nin İran’da hain bir suikastla şehit edilmesinin ardından göreve gelmişti. Üç ay bile olmadan şehit edildi. İsrail, içine düştüğü bataklıktan çıkmaya çalışıyor ama o iş öyle kolay olmayacak. İsimler değişiyor fakat Hamas ve Filistinlilerin direnişi kahramanca devam ediyor. Dünya genelinde devletlerin tam anlamıyla olmasa da halkların İsrail’e olan nefreti de büyüyor. ABD’den bile seçimden önce ateşkesin sağlanması yönünde açıklamalar geliyor. Bu saatten sonra dikkatli adımlar atılarak Filistin direnişinin, zafere yönelmesi sağlanmalıdır. Masa başı oyunlarla yeni bir örtülü işgale izin verilmemeli. Türkiye olarak Filistinlilerin yanında en fazla olmamız gereken dönemdeyiz. İç siyaset saçmalıkları Filistin konusundaki dikkatimizi dağıtmamalı...

ABD, her zamanki gibi uyanıklık peşinde. Hem bir yandan dünya genelinde yükselen tepkiyi azaltmak, hem de İsrail’in karizmasını çizdirmemek için ortayı bulmaya çalışıyor. Başkan adayı Kamala Harris “Hamas yok edildi. Lideri ortadan kaldırıldı. Bu bize Gazze’deki savaşı nihayet bitirme fırsatı veriyor” dedi. Diğer yetkililerden de benzer açıklamalar geliyor. Çünkü işin sonunun olmadığının onlar da farkındalar. İsrail her türlü zalimliği, soykırımı sürdürse de Filistinlilerin direnişi devam edecektir.

Hamas basit, kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bir örgüt değil. Direnişin kalbi. Ortada bir örgüt ve üyelik söz konusuysa bütün Filistinliler örgüt üyesidir. Dahası dünya genelindeki Müslümanların yüzde 90’ı da aynı şekilde Hamas üyesidir. Sadece Müslümanlar değil, farklı dine, ırka mensup milyonlarca insan da Hamas’a üye.

Hâl böyle olunca ABD kısa zamanda bu işgali bitirmeye çalışacaktır. Çünkü gidilecek yer kalmadı. Her türlü alçaklığa, soykırıma rağmen Filistinlilerin sağlam iradesini kıramadılar. İşgali Lübnan’a taşıyan İsrail gücünü ikiye böldüğüyle kaldı. Lübnan’da da ilerleyemiyor. Hava saldırıyla masum insanları katledip korku salmaya çalışıyor. Lübnan direnişi de şu ana kadar kararlı bir duruş sergiliyor.

Devletler kendi çıkarları doğrultusunda görmezden gelmeye çalışsa da insanlar İsrail’in ne mal olduğunu çok iyi biliyor. Gazze’de Hamas üyeleri var diye hastaneleri bombalamışlardı. Ambulans bombalama gerekçeleri de Hamas üyelerine silah taşınıyor yalanıydı. Gazze yerine Lübnan, Hamas yerine de Hizbullah deyince insanların aynı zokayı yutacaklarını zannettiler ama olmadı. Emir eli devletler ve onların bir kısım uyuşuk vatandaşlarından başka İsrail’i ciddiye alan yok.

İsrail’i destekleyen küresel güçler ya geçici olarak yenilgiyi kabul edip, yeni bir hamle yapasıya kadar geri çekilecekler ya da Evangelistlerin aklına uyup yeni bir dünya savaşına kadar gidecek bir çatışmanın fitilini ateşleyecekler. Küreselcilerin çıkarlarına bakılırsa birinci seçenek daha ağır basıyor. Filistin’de günün sonunda zafer gelecektir. Bazı şeyleri zaferden sonra konuşmak gerekir ama bazılarını da şimdiden dile getirelim. Mezhepçiliğin pençesinde, aklı karışık Filistin devletinin kimseye bir faydası olmaz. Mahmut Abbas tarzı sözde siyasetçilerin başkanlık ettiği devletin de bir geleceği yoktur. Çeçenistan örneğinde olduğu gibi yoldan çıkmış ev zencisi liderlerin, kurulacak Filistin devlet yönetiminin hiçbir katında yeri olmamalı.

Filistin meselesinde vicdan sahibi insanlar olarak elde ettiğimiz şuuru, duruşu ömür boyu muhafaza etmeliyiz. Boykot artık bizim için bir yaşam tarzı olmalı. Bu yaşam tarzımızı da eğilip bükülmeden her ortamda dile getirmeliyiz. Çünkü günün sonunda unutkanlığımızdan aldıkları cesaret ile çok şeyi sulandıracaklar. Netanyahu’yu önümüze havuç olarak atıp Yahudileri aklamaya çalışacaklar. Gerek İsrail’deki gerekse de dünyanın herhangi bir noktasındaki Yahudilerin yüzde 99’unun zihniyeti aynı. Gereksiz romantiklerle geldiğimiz yer ortada. Artık aklımızı başımıza almalıyız. İçimizdeki İsrail sevicilere de gayet katı olup ağır konuşmaktan geri durmamalıyız. Bir şey yapmazsak İsrail durduk yere bize saldırmaz minvalinden konuşanların cesaretlerini kırarak başlayabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi