Necmettin Şimşek
Necmettin Şimşek Ne Zaman, Nasıl Olacak?

Ne Zaman, Nasıl Olacak?

*Bu hafta teknoloji adına ciddi bir gelişme olmadı. Browserların arasında 27 yıllık geçmişi ile en eskilerinden olan explorer tarih oldu. Ülkemizde matematik bilme oranı ile ters orantılı olarak kripto dünyasında sürpriz bir şekilde 7.ülkeyiz, sadece yazılımla üretilen kripto dünyası şok düşüşlerle herkesi etkiledi. Zamanı gelince biten yazılımlar gibi, milisaniyelerin önemli olduğu günümüzde iş hayatı için zaman yönetimi ve bu yönetimin teknolojik yönlerini değerlendireceğim.

**Teknoloji kolaylıklar getiriyor işler daha da hızlanıyor. Tam tersi de oluyor. İşi bilmeyenler için zaman kaybı oluyor. Eskiden çarpma, bölme, toplama ve çıkarma işlemlerini,  kâğıt kalemle veya zihinle yapma uğraşını, hesap makinelerine devrettikten bu yana makine olmadan hesap yapamaz duruma geldik. Çarpım tablosunu bilmeden mezun olan üniversite öğrencileri giderek artıyor. Bugün üniversite mezunlarının çoğu karekök almayı bilmiyor. Cep telefonu varken buna ihtiyaç yok derler. Sorun çözme kabiliyetini yitiriyoruz, zihnimizi tembelleştirip hayat karşında tutunma yetimizi zayıflatıyoruz. Kabiliyeti yiten ve gelişmeyen, zihnini tembelleştirmekle kalmaz, başkasının çözümlerine muhtaç hale gelir. Bu da hayatın dizginlerini kendi elimizle başkasına devir anlamı taşır ki bağımsızlığımız artık söz konusu olamaz. Zihin tembel olursa ne mi olur? Biat gelişir.

***Günümüzün en büyük problemi mevcut bilgiyi okuyamamak. Okuduğunu anlamaktan bir adım ötesi olan, değerlendirme işlemlerini beceremiyoruz. Her şey gözümüzün önünde ama göremiyoruz. Aşırı bilgi yükü, alınan bilginin kalitesinin beklenen bilgi kalitesinden düşük olmasından kaynaklanır. Bunun için bilgiyi nerede aradığımızı ve kimlere zaman harcadığımızı yeniden gözden geçireceğiz. Aradığımız, bulmak istediğimiz bilgiye neden ihtiyacımız olduğunu düşünmeliyiz. Böylece ıvır-zıvır içeriklerle zaman harcamayız. Bir şeyi bilmemek her zaman cehaleti simgelemez ama neyin bilinmesi gerektiğini bilmek bilgeliktir. İşimize yaramayan, vakit öldüren sosyal medyayı hayatımızdan çıkarmalıyız. Vaktimizi çalmaktan harici bir işe yaramaz. İnternet hayatımıza bir düzen vermeliyiz. Çoğu zaman ailemizle ve arkadaşlarımızla zaman geçirmek daha anlamlıdır. Bilgi fazlasıyla görecelidir. Herkesin ihtiyaçları farklıdır. İlgi alanlarımıza içeriği olan uygulamalardan faydalanmalıyız. Zaman kazandırır. Takip ettiklerimizi terk etmekten çekinmemeliyiz. Okumak için bir kenara yazı ayırmak yerine hızlı okumalıyız, çünkü çok büyük ihtimalle asla sonra okuyamayacağız. Kendimiz için öncelikler belirlemeliyiz. Okuduğumuz metinlerden kesitler çıkarmayı denemeliyiz. Epostalar için belirli bir saat içinde cevaplamalıyız, bütün günü e-cevap yetiştirerek heba etmemek gerekir. Ürettiğimiz verinin kolay takip edilebilir olması gerekir. Başlıklar, ara başlıklar, koyu, eğik kelimeler yardımcı olur. Bazen bir medya diyetine girmek gerekir. Kısa metin peşinde koşmamalıyız. 140 karakterlik cümleler, 200 cümlelik yazılar okuyarak uzmanlaşılmaz. Uzun okuma zamanları olmalı. Bugün dertliysek yarın daha da dertli olacağız. Şimdiden bir çözüm bulmalıyız.

****Kişi veya ceolara zaman kaybettiren, diğer bir ifadeyle zaman tuzaklarının ya da hırsızlarının belirlenmesi etkin zaman yönetimi açısından büyük önem taşımaktadır. Zaman tuzakları kişisel, dışsal, örgütsel ve mekanik nedenlerden kaynaklanabilir. Kişisel nedenler,plansızlık,ertelemek,sürüncemede bırakmak, devretmemek, hayır diyememek,düzensizlik,öncelikleri belirleyememek ve sıralayamamak, rutin ve gereksiz işler, acelecilik herkesin bildiği nedenler. Misafirler,iş kazaları, doğal olaylar, yetki ve görev devrinin olmayışı, kararsızlık,verimsiz iş ve toplantılar,kriz ve stres yönetiminin olmayışı, şirket içi çatışmalar, elverişsiz çalışma ortamı, bürokrasi, verimsiz sekreterlik gibi yan etkiler de işlerimizi etkiliyor.

*****sonuç olarak; zaman, olayların geçmişten bugüne gelip, geleceğe doğru birbirini takip ettiği kesintisiz bir süreç olup, harekete anlam kazandıran temel unsurdur. Zaman, doğada var olan, duyu organlarımızca algılanabilen ve ölçülebilen bir kavram olup, kâinattaki tüm cisimlerin hareketleri esnasında, birbirlerine göre konum değişikliğinin olması için geçen süre dolarak tanımlanabilir. Yaşama atılan bir insanın, toplumun, ülkenin hangi konumda olursa olsun, başarılı olmasında zaman anlayışı en büyük roldedir. Zaman konusunda bilinçlenmiş, iş yaşamını ve sosyal ilişkilerini bu bilincin ışığında düzenleyip yürütmeye koymuş toplumlar diğerlerine oranla daha fazla gelişmektedirler. Zaman, bireylerin sahip olduğu en değerli varlık olup, birçok insan, değeri ölçülemeyen zamanı tesadüfler ve şans faktörleri ile kullanmaktadır. Hâlbuki tasarruf edilemeyen, sadece tüketilip kaybedilen ve geri getirilmesi mümkün olmayan zamanın, etkili ve verimli kullanılması gerekmektedir. Bu gereklilik zaman yönetimi kavramını ortaya çıkarmıştır. Zamana müdahale edemediğimize göre, zaman yönetimi insanın kendini, işlerini ve diğer faaliyetlerini yönetmesidir. Bu yönetim şekli de her bireye, yöneticiye, kurumlara göre değişebilir. Kısaca zaman, coğrafi olarak doğada var olan ve herkese eşit olarak işleyen bir kaynak olarak artırma şansımız yoktur. Bu nedenle, zaman yönetiminde önemli olan ne kadar zamanın olduğu değil, sahip olunan zaman içinde neler yapılabileceğini planlamaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Necmettin Şimşek Arşivi