İslami Dayanışma Oyunları
Geçtiğimiz hafta içinde Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdür Yardımcısı Sivil Toplum kuruluşu temsilcileri ile bir toplantı yaptı. Ağustos ayında Konya’da yapılacak olan 5. İslami Dayanışma Oyunlarına sivil toplum ilgisi talep etti.
Verimli geçtiği söylenebilecek olan toplantıydı.
55 ülkeden gelecek 5500 civarında sporcuya ev sahipliği yapılmasından tutun da onlar aracılığıyla tüm İslam dünyası ile ilişki kurmaya kadar yayılabilecek bir alanda faaliyet yapmanın öneminden bahsedildi.
Böylesi bir organizasyonun şehrimizde yapılması anlamlı. Bu kadar vilayet içinde Konya’nın tercih edilmesi birkaç açıdan avantaj sağlayacak.
Her şeyden önce başta merkezi idare bütçesi olmak üzere yerel yönetimlerin de ayırdıkları kaynaklarla şehirde eksikliği hissedilen tesisler belirlenip, inşasının önün açılmış oldu.
Evin içine çeki-düzen vermek imkânı veren bir boyutu oluyor.
İkincisi, Türkiye ve dünya yaklaşık 10 gün boyunca Konya’yı konuşmuş olacak. Faaliyet üzerinden her gün televizyonlar ve internet ortamlarında reklam yürütülecek.
Üçüncüsü, Konya ve Türkiye tüm İslam dünyasına tanıtılacak. Sporcuların yanında onları çekmek ve paylaşmak amacıyla medya ekipleri de eşlik edecekler. Bu insanlar çarşıyı, pazarı çekecekler. Boş vakitlerinde bir yerleri, bir şeyleri kaydedecekler. Şehirle ilgili dijital bir arşiv oluşacak.
Dördüncüsü, Türkiye kamuoyu da öne çıkan ismiyle Konya’yı unutmamış olacak. Konuşulup, tartışılacak.
Böyle bir organizasyona şehir hazırlanıyor. Hazırlığın başarılı olup, olmadığını zaman gösterecek. Aksama eksik olacak mı, yoksa her şey planlanıp, icra edildiği haliyle gerçekleşecek mi, beraberce göreceğiz.
Bu faaliyeti önemsemekle birlikte şehir, uzunca süre detaylarından haberdar olamadı. Yavaş yavaş detayları öğrendikçe, kendini bir yerlere konumlandıracak.
Şehirde oldukça zengin kaynaklardan gelen ve beslenen bir insan topluluğu, oldukça farklı ülkelerden gelip, Konya’da meskûn. Burada yaşıyorlar ve katkı sunuyorlar.
Adını, sanını duymadığımız ülkelerden gelen sporcular eğer kendi ülkesinden bir insanı bu şehirde görürse oldukça mutlu olacaktır.
Sporcular ülkelerinin meşhurları oldukları için onlar üzerinden her ülkeye ve topluma ulaşılabilir.
Ayrıca, yine şehrimizde kurulup, dünyanın her bölgesinde yardım faaliyeti sürdüren sivil toplum kuruluşlarımızın varlığından haberdar olmalarını da önemsemek gerekiyor. Buradan yayılan iyilik köprüleri dünyanın her bölgesine ulaşım imkanı sunuyor.
Programlar boyunca şehrin göstereceği düzenli, derli, toplu ve saygılı tavır karşılığını mutlaka bulacaktır.
Bunun için, ben olsam şehrin fiziksel anlamda derlenip, toparlanmasına da mesai ayırırdım. Başta şehir merkezi olmak üzere her bölgesinde fiziki bir temizlik kampanyası başlatırdım.
Resmi kurumlar temizlik açısından görevli olmakla birlikte, bunu toplumun tamamına yaymanın önemi yadsınamaz.
Yaz tatili döneminde olan öğrencilerden, gençlerden ve diğer boş vakti olan insanlardan müteşekkil bir ekip kurmak doğru olabilir.
Herkesi sürece dahil etmek lazım.
Şehrin haberi olmadan yürütülecek böyle bir faaliyetin kimseye yararı olmaz. Toplumu sürece dahil etmek gerekiyor yani.
Sivil toplum buna hazır. Yeterki önemsensin ve değer verilsin.
Yok, toplum olmaksızın da bu faaliyetler yürütülebilir denirse, ona da saygı duyarız. Ancak, etkisi sınırlı kalacaktır.
Düzenleme kurulu başkanlığı görevini Gençlik ve Spor Bakanının yürüttüğünü öğrendiğimiz çalışmanın başarılı olmasını dilemekten başka bir şey söyleyemeyiz.