Dindar Laik
Siyaset arenası her geçen gün yeni olaylara, açıklamalara, hadiselere sahne oluyor. Özellikle bu arenada baş aktör olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nu görüyoruz.
Bugün itibarıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin ne yaptığını veya ne yapmaya çalıştığını anlamaya maalesef gücümüz yetmiyor.
Öncelikle Başörtü meselesini tekrar gündeme getiren Kılıçdaroğlu, Ülkede başörtü sorunu varmış gibi algı operasyonları yapması ziyadesiyle şaşırtıcı.
CHP'nin cemaziyel evvelini bildiğimizden ötürü, başörtü meselesini sahiplenmesi, samimi gelmiyor. Çünkü geçmişte yaşanan hadiseler bunun birer kanıtı.
İnanç özgürlüğünün prangalara vurulduğu, eğitim hakkının gasp edildiği ve hakları için sokağa inen başörtülü bacılarımızın coplanıp aşağılandığı dönemlere şahidiz.
Ayrıca Sayın Kılıçdaroğlu'nun Başörtüsüne "Bez parçası" dediğini de hatırlatalım ki samimiyeti konusunda analizimiz yerinde olsun, en azından bazı ipuçları kaçırmayalım.
*****
Son kertede CHP içinde işler daha da karmaşık hale geldi. "Vay anam vay" dedirtecek cinsten desek abartmış olur muyuz, bilmiyorum dostlar. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun bilmediğimiz meziyetleri gün be gün ortaya çıkıyor.
Yıllar öncesinde sofraya konulan "Seyyid"lik meselesini hepimiz biliyoruz; ancak Kur'an-ı Kerim'i ezbere bilmesi, 5 vakit namazını kılması, umreye gitmesi ve bunun ballandıra ballandıra anlatılması CHP içinde karışıklığa sebebiyet verdi.
CHP içerisindeki laik kesimin, bu tür açıklamaları ve çalışmaları kabullenmemesi gayet doğal dostlar. Çünkü bu kesim kendi ideolojilerinde, çizgilerinde sağlam bir yapıya sahip. Doğal olarak Sayın Kılıçdaroğlu'na karşı ciddi manada cephe almış durumdalar. Kazan kaynadıkça kaynıyor...
Ben şahsen Sayın Genel Başkan'ın "Dindar Laik" görüntüsüne hayran kaldım. Neden diye soracak olursanız: iki tarafı kaybetmeme fikri kaybetmesine sebep olacak. Çünkü "Dindar Laik" görüntüsü samimiyetsizliğini ziyadesiyle ortaya koyuyor.
HDP ile olan ilişkilerinin, vaat ettikleri bakanlık meselesinin bir şekilde üstünün kapanması gerekiyordu. Yeni fikirler ve söylemler CHP için her zaman ihtiyaç olmuştur.
CHP'nin bu tür politikaları, Ak Parti için hiç bir zaman problem olmadı. Çünkü Ak Parti için açık hava, puslu hava fark etmiyor. Stratejisi her daim sağlam, zeminini en baştan beri güçlü tutarak zafer odaklı hareket ediyor.
*****
Bu arada Sayın Kılıçdaroğlu'nun Amerika'ya gitmesi de ilginç. Kafalarda sürekli dolanan soruyu biz soralım!
Amerika'ya neden gidiyor?
Aslında cevap belli dostlar. Adaylığının icazeti için gittiği aşikar. İcazeti de almış görünüyor. Bir televizyon programına katılan Sayın Genel Başkan şu ifadeleri kullandı:
"İktidarı devraldığımızda ki Allah nasip ederse alacağız. Ülkeyi bu krizden hızla çıkaracağız. Mesele şu ki: Türkiye hep krizlere girdi, acı reçetelerle karşı karşıya kaldı. Sonuç hep aynı. Hüsran, hüsran, hüsran.. Ve sosyal yıkımlar geldi.. Çünkü sistem hep yeni sorunlara imkan sağlıyor."
Bu kadar net bir ifadede bulunan Sayın Kılıçdaroğlu'na Amerika'da birileri iktidar garantisi mi verdi?
Ya da "Dindar Laik" imajı mı tuttu? Bekleyip göreceğiz.
Bu arada kendisinden, Amerika dönüşü İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait cenaze aracında yakalanan uyuşturucu ile alakalı bir çalışma beklediğimizi de hatırlatalım.
Satır arası bizden olsun. Selam ve dua ile...