Tarık Ziyad
Tarık Ziyad Siyasi ahlak sahibiymişiz gibi çek

Siyasi ahlak sahibiymişiz gibi çek

Türkiye gündeminin öyle basitçe sonuca ulaştıracağımız konuları yoktur.

Öylesine yoğun, öylesine anında değişiklik gösteren bir sarmal yapısı var ki, günlük konuşmalarımızda hiçbir zaman neticelendirme durumu söz konusu değildir.

Hele ki gündemler medya üzerinde ele alınacak olursa, lüzumlu lüzumsuz ne kadar konu varsa abartılır, gelgitler yaşar.

Diyoruz ya, gündem konusunda çok zenginiz. Hele ki bu son günlerde seçim havasına girmişken.

Eğer bir başarı yakalamak istiyorsanız inancınızın tam olması lazım gelir.

Bununla birlikte vereceğiniz vaatlerde samimi olmalısınız. Samimiyet başarı getirir.

Tabi bu husus tarihinizle de ilgili. Geçmişiniz başarılarla doluysa, emin olun ki devamı da gelecektir.

Geçmişteki tecrübeler geleceğe çok daha kolay zemin hazırlar. Amiyane tabirle kalite kokar. Sağlam, temiz ve kalıcı eserler bırakırsınız.

Lakin geçmişiniz sadece aldatma ve zulmetme odaklı ise geleceğe dair vaatler sadece koca bir yalandan ibaret kalır.

Çünkü geleceği tesis etmenin en önemli yolu yine geçmişteki tecrübelerinizden geçiyor.

Biz buna aslında genel anlamda siyasi ve politik ahlak diyoruz. Bu ahlaka sahip bürokratlar, hükümetler toplum nazarında karşılık bulur.

Sevilir, saygı duyulur.

*****

Seçim havasına girmiş olduğumuz şu günlerde özellikle muhalefet kanadını takip ettiğimizde, karşımıza şu görüntü çıkıyor:

Vaatlerle dolu bir muhalefet.

Gelecek zaman eki kullanılan vaatlerin altının boş olduğunu rahatlıkla müşahede ettiğimizi, söyleyebilirim.

Çünkü temeli sağlam olmayan argümanlar. “Türkiye’yi İzmir gibi yöneteceğiz” söyleminin zahirini somutlaştırma adına şöyle örneklendirebiliriz:

Her yağmur sonrası sele teslim olan, kentsel dönüşüme dair zerrece adım atılmayan, çöplerin yer yer dağ olduğu ve temizlik alanında çalışan işçilerin kafasına göre hareket ettiği bir İzmir.

Eğer böyle olacaksa “Vay ülkemizin haline” demekten kendimizi alamıyoruz.

İstanbul’da durum çok da farksız değil. Yerel seçim öncesi verilen vaatlerin kaçta kaçı yapıldığına dair ufak bir araştırma yaptığınızda kocaman bir hiç çıkar karşınıza.

Hele bir de en çalışkan sıfatını sahip olunduysa ve çalışkanlık hiçbir şey yapılmamasıysa “Vah benim güzel ülkeme” cümlesi kulak zarınızı patlatabilir.

Yakında Ülkemizi İstanbul gibi yöneteceğiz cümlesini duyarsanız şaşırmayın derim. Çünkü Muhalefet her şeyi söylüyor rahatlıkla.

“Helalleşeceğiz”, “YPG terör örgütü değildir”, “LGBT aile yapısını bozmuyor”, “Selahattin Demirtaş ve Osman kavala serbest kalacak”… Gibi gibi. Bu cümleleri uzatabilirsiniz.

O yüzden hazırlıklı olmanız adına “İstanbul gibi yönetme” söylemini duyunca şaşırmayın.

Araya rakı balık girebilir. Tatil olabilir, “A” söylenirken bir anda o “A” harfi “Z”ye dönüşebilir.

Ülkeye talip olanların bugün ülke yararına atılan her adıma karşı çıkmalarını görmezden gelebilirsiniz.

Çünkü Yüzde 30’luk kısım görmezden geliyor.

Onlar için ülke yararına tek bir atılım vardır. HEYKEL.

Heykelleri sakın ha küçümsemeyin. Onların en büyük özellikleri teknolojiyi bize gösterme amaçlı olarak “Telekonferans” yöntemini yapabilmeleri.

Diyoruz ya dostlar. Siyasi ahlak lazım.

Ülkenin her atılımına set koymaya çalışanların, “İstemezük” diyenlerin içi boş vaatlerle iktidara heveslenmesine siz ne derseniz deyin. Ben o kısmı boş bırakıyorum.

Satır arası bizden olsun. Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Tarık Ziyad Arşivi