Dava eri olmak
Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın bir sözü vardır. Dava şuuruna sahip insanlar bu sözün ehemmiyetinin bilincinde olarak hareket alanını genişletti. Ve neticesi müspet oldu. Neydi bu söz:
"Cihad izzet ve aydınlık, gevşeklik ise zillet ve karanlıktır."
Cihad kandilinden yanan ışık yolunuzu aydınlatmakla kalmaz, bakış açınızı genişletir, dava şuurunuzu güçlendirir, arzuladığınız yere kısa sürede ulaşmanıza vesile olur.
Bunun yolu ise dertli olmanızdır. Müslüman kimliğinden ziyade, mümin kimliğine sahip olanlar dertli insanlardır. Dertli olanlar ise dava bilincine, şuuruna sahiptirler.
Dava adamı, bireysel düşünmekten ziyade toplumsal yargıları baz alan, toplumsal düşünce ve anlayışına sahip, geçmişinden aldığı ilhamla birlikte yaşadığı tecrübe ve birikimlerini pratize edendir.
Ben'lik duygusundan sıyrılan, Biz'lik kavramı ile yoğrulan ve bunu aynı şekilde empoze etmeye çalışan dava erleri bu dünyadan göçerken hoş bir seda bırakırlar.
Onların maksatları bellidir. Azrail'e tebessümle "Hoş geldin" diyebilmek.
*****
Kasım ayında bir konferans vesilesi ile Ak Parti MKYK Üyesi Metin Külünk Beyefendi ile tanışma fırsatı buldum. Konferansın ana konusu ise Türkiye'mizin geleceği ile alakalıydı. Öyle konulara değindi ki, deyim yerindeyse ağzım açık kaldı.
Daha sonra kendisini yakinen takip etmeye başladım. Özellikle sosyal medya platformlarında katıldığı programlarda değindiği hususlar, aktardığı bilgiler hepimizi ilgilendiren meselelerdi.
Sadece sosyal medya platformlarında değil, şehir şehir dolaşıyor, ulaşabildiği herkesin yüreğine dokunmaya çabalıyor.
Davasının kendisine kazandırdığı ufkunu kendisinden başlayarak, ailesine, komşusuna, akrabasından ülkenin sınırlarına, hatta ve hatta sınırların ötesine çıkararak evrensel bir anlayışın (İslam) hakim olmasının idrakinde ve bilincinde.
Bu az buz işler değil dostlar. Kendisinden, ailesinden, çevresinden, dostlarından taviz vererek bu işi yapıyor, dur durak bilmeden çalışıyor.
Aklıma üstad Sezai Karakoç'un "Diriliş Neslinin Amentüsü" adlı kitabı geldi. Kitabın ana konusu şu:
Eğer değişim istiyorsanız önce kendi nefsinizden başlamalısınız. Akabinde aileniz, çevreniz, yaşadığınız şehir, daha sonra tüm ülke. Yani birbirini tamamlayan bir zincirin halkası gibi..
*****
Muhalefet'in algı yönetimi hepinizce malum. Algı siyasetiyle rant elde etmeye çalışarak, milletimizin temel dinamiklerini zedeleyerek izlenilen siyaset, toplumu kutuplaştırmaya, ayrıştırmaya sebebiyet veriyor.
şunu ifade etmekte bir sakınca görmüyorum. Türkiye'nin en büyük sorunu, yuları başkaları tarafından tutulan muhalefettir. Türkiye'nin menfaatine olan her hamleye karşı olan bir muhalefetle karşı karşıyayız.
Muhalefetin her türlü oyununu bozmak için gecesini gündüzüne katan Metin Külünk Beyefendi'nin azmi ve gayreti her türlü takdirin üzerindedir.
Bu gayret ve çalışma hepimizde bulunması gereken bir unsur. Eğer ülkemizi seviyorsak dertli olmalıyız. Dertli insan boş duran değil; dini, milleti, ülkesi için gayret gösteren kişidir.
Hülasa sevgili dostlar! Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın 2023, 2053 ve 2071 vizyonu temelinde, Güçlü bir Türkiye için çalışmak hepimizin boynunun borcu.