4-6 yaşında inşa edilen bina
Diyanet’in okul öncesi çocuklara yönelik 4-6 Kuran Kursları ile ilgili geçen yıl “4-6 yaşında atılan temel” başlıklı bir yazı yazmıştım. O atılan temelden memnun kaldığımız için kızımı anaokulu yerine yeniden aynı kursa gönderdik. Bir yılın sonunda şunu gördük ki geçen yıl atılan temelin üzerine sağlam bir bina inşa edilmiş… Bu bina inşallah ömür boyu yıkılmadan ayakta kalacaktır. Diyanet’in bu kursları bir an önce her mahallede en az bir kurs olacak şekilde yaygınlaştırması gerekiyor. Özellikle büyükşehirlerde talep fazla, kurslar yetersiz kalıyor. İnsanlar farklı yerlerden zahmet çekerek çocuklarını bu kurslara göndermeye çalışıyor.
4-6 yaş Kuran Kurslarının diğer kreş ve anaokulları ile kıyaslandığında artılarını, verilen eğitimin kalitesini bahsettiğim yazımda uzun bir şekilde belirtmiştim. Aynı şeyleri tekrar etmeye gerek yok. Meraklısı, çocuğunu bu kurslara göndermek isteyenler arşivden okuyabilirler. İkinci yılımızda aynı şeyler tekrar mı eder diye bir tereddüdümüz vardı. Böyle bir şeyin olmadığını kısa sürede gördük. Çocuklar geçen yıl aldıkları eğitime göre aynı sınıflarda bir araya getirildi. Kuran-ı Kerim ve temel dini bilgilerin yanı sıra yaşlarına uygun bir şekilde ilkokulda öğrenecekleri kavramların başlangıçlarını da görmüş oldular. Öğrendikleri surelerle iki rekâtlık namazlar kıldılar, Ramazan ayının, sahurun, iftarın anlamını öğrenmekle kalmayıp, tekne oruçlarıyla uygulamasını yaptılar. Öğrencilerin anneleri ve öğretmenlerle bir araya gelip iftar yaptılar, yardımlaşmayı, paylaşmayı sözde öğrenmeyip bizzat uygulamış oldular.
Çocuklarımız Filistin meselesini elbette yaşanılan acıları görsel açıdan görmeden öğrendiler. Mescidi Aksa’ya hayran oldular. Filistinli kardeşleri için düzenlenen kermeste yardım topladılar. Boykot meselesini ailelerinin de bir yaşam tarzı haline getirmesini sağladılar. Bu yaşta çocuklar marketten bir şey alırken “Baba bu boykotta var mı” diye soruyor daha ne olsun… Filistin bayrağı renklerinden oluşan kendi el emekleri karpuz rozetlerini sürekli üzerlerinde taşıyorlar. Bu yaşlarda öğrenilen şeyler kolay kolay unutulmaz. Sağlam bir binadan kastettiğim işte bu.
Bu kurslara karşı olanları elbette anlayabiliyoruz. Onlar sadece bu kurslara değil, aileye, geleneğe, göreneğe de karşılar. Bir parçası olmak için bir taraflarını yırttıkları fakat yine de yaranamadıkları Avrupalılar gibi hareket etmek istiyorlar. Köksüz, geçmişten uzak, kuralsız bir hayat. Böyle bir hayatın boş olduğunu işin sonunda anlayacaklar ama o zaman çok geç olacak. Onları kendi hallerine bırakıp biz yolumuza bakalım. Onları kendi hallerine bırakmak elbette doğru değil lakin herkesin alacağı da nasibi kadardır. Bir insan yanlışta ısrar edip, sizin söylediğiniz doğruya kulak tıkayıp bir de üstüne hakaret ediyorsa geriye yapacak bir şey kalmıyor.
Nesiller dindar nesil, kindar nesil vb. kategorilerle inşa edilmez. İnsanlar iyiyi kötüyü kendi meşrebine göre görüp hareket eder. Diyanet’in okul öncesi çocuklarına yönelik bu Kuran Kursları bir propaganda aracı değil. Çocuklar burayı bitirip okul hayatına belli bir donanım ile başlıyor. Aileler de durumun farkında olduklarından çocuklarını buraya göndermek için ellerinden geleni yapıyor. Talebin bu kadar fazla olmasının nedeni bu. Kimse çocuğunu sokakta bulmadı ki güvenmediği kişilere emanet etsin. Bu kurslar Diyanet’in imajını yukarıya taşıyor. Sayıların artması ile birlikte buralardan yetişen bir nesil oluşacak. Ülkemizin geleceğine olan katkılarını göreceğiz.
Bu kurslardaki hocalarımız gerek dini bilgi gerekse de pedagojik anlamda donanımlılar. Çocuklarımızın bazı sorularına biz düzgün cevap veremezken hocalarımız onların seviyesine uygun cevaplar veriyor. Çocuklarımız gelecekleri için çok önemli olan bilgileri sıkılmadan, eğlenerek, arkadaşları ile hoşça vakit geçirerek öğrendiler. Kızımızın eğitim gördüğü Mamak Merkez Camii 4-6 yaş Kuran Kursu’nun idarecilerine, bu sene o temelin üzerine çok sağlam, yıkılmayacak bir bina inşa eden Edibe Arslan ve Rüveyda Gökalp hocalarımıza çok teşekkür ederiz. İnsanüstü bir gayretle çocuklarımızla ilgilendiler. Çocuklarımız ve biz kendilerini hayatımız boyunca hayırla anacağız. Eserlerinin karşılığını iki cihanda da görmeleri en büyük duamızdır.