Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Sosyal Medya Ahlakı ve İlkeleri

Sosyal Medya Ahlakı ve İlkeleri

Çağımız insanının 21. yüzyılın başlarında kendisiyle tanıştığı sosyal medya/dijital medya, kısa sürede bir iletişim aracı olmanın ötesine geçmiş; eğitim, kültür, din, sanat, ekonomi, siyaset gibi birçok alanda köklü bir dönüşüm ve yeniliği beraberinde getirmiştir. Sosyal medya ya da dijital medyadan kasıt, internet temeline dayalı özel iletişim kanallarıdır. Bu kapsamda¸ messenger¸ twitter¸ facebook¸ viber¸ instagram gibi iletişim yolları bugün insanların hayatına girmiştir. Toplumlar bu sanal dünyaya çok kısa sürede ve yoğun olarak adapte olmuşlardır. İletişim ve bilişim teknolojileri alanındaki bu gelişmenin kendisi her türlü övgünün üzerindedir. Esas olan teknolojinin kendisi değil, bu teknolojinin iyi ya da kötü alanda kullanılması sorunudur.

Teknolojiyi dinin güzel saydığı ve akl-ı selimin doğru bulduğu şekilde kullanmak, İslam’ın onayladığı bir tavırdır. Bu alanı amaçsız, verimsiz ve kontrolsüz bir mecra olarak görmek ise İslam’ın korunmasını emrettiği mal, can, din, akıl ve nesil emniyeti gibi beş temel değeri ihlal etme anlamı taşır. Zira teknolojinin bilinçsiz kullanımı, yerine göre kişinin sağlığını tehdit ederek canına, maddi kayba uğramasına neden olarak malına zarar vermektedir. Gayr-i ahlâkî yönelimlerle iffetini, aşırı ve sapkın ideolojilerle inancını zedelemektedir. Düşünme ve idrak etme kabiliyetini bozmakta, akli melekelerini zayıflatmaktadır.

Allah’ın verdiği akılla teknoloji üreten insan, bunu iyilik yolunda kullanmakla sorumludur. Eğer insan, yüksek bir teknoloji ürünü olan dijital medya aygıtlarını kullanarak helal kazancın yerine kumara, tasarrufun yerine israfa, iffetin yerine ahlaksızlığa, merhametin yerine şiddete vasıta yapıyorsa, büyük bir yanlışın ve vebalin içerisindedir. Bu tip sorumsuz insanların elinde bu araçlar ahlaki alanda maalesef yıkım işlemini yerine getiriyor, demektir. Sosyal medya ahlakını ihlal eden insanları yasal olarak kanunların cezalandırması yetmez, ahlaki alanda da bilgilendirmek gerekmektedir. İslam’da hukuk fikrinden önce ahlak fikri gelir. Vicdanlarda ahlaki müeyyide yer etmedikçe hukuki müeyyideler çok fazla bir etki oluşturmaz.

Bilindiği gibi, sosyal medya mecralarında; resimler¸ yazılar¸ yemekler¸ nişan¸ düğün merasimleri¸ çeşitli içerikli mesajlar¸ sohbetler sürekli paylaşılmaktadır. Maalesef çoğu zaman bu paylaşımlarda ölçü kaçırılmaktadır. Giderek bu sanal dünya inanan insanların dini değerlerini¸ erdemlerini kısacası ahlâklarını örseleyen ve zedeleyen bir hâl almaktadır. Özellikle bazı paylaşımlarda dinin ve ahlakın asla tasvip edemeyeceği manzaralar ortaya çıkmaktadır. Bunların başında mahremiyet sınırlarını ihlal etmek gelmektedir. Zira mahremiyet sosyal hayatta nasıl gerekli ise sosyal medyada da öyle gereklidir. Özelikle sosyal medyada kişilerin kendi hayatına ilişkin fotoğraf ve video paylaşımlarında, mahrem olmayan kimselere açık olacak şekilde paylaşması ve özellikle evli çiftlerin karşı cinsten kimselerle gizlice arkadaşlık kurmaları sosyal medya platformlarında karşılaşılan başlıca problemlerden birisidir. Yine evli çiftlerin el ele, kol kola resimlerini ulu orta herkese açık olarak paylaşmaları kıskançlıklara yol açabilme ya da resimlerin kötü amaçlarla kullanımı vb. bakımdan sakınca teşkil etmektedir. Bu sebeple sosyal medya, içinde yaşadığımız toplumun dini ve ahlaki değerlerine uygun olarak kullanılmalıdır.

Yaşadığımız yüzyılda, sosyal medyaya karşı çıkmak bir anlam ifade etmemektedir. Aksine, yapılması gereken, bütün bir insanlığı kurtaracak iyi, güzel ve ahlaki değerler gibi temel ilkelere bağlı yeni bir yayın siyaseti geliştirmek ve bunu kalıcı hale getirmek gerekir. Hiç kuşkusuz medya tüm unsurlarıyla kişilik, inançlar ve değerler alanında olumlu ve olumsuz güçlü etkiler meydana getirmektedir.

Sosyal medyayı kullanırken nelere dikkat edilmelidir?

1. Emânet anlayışıyla hareket edilmelidir. Emanet korunması ve yerine getirilmesi gereken haklardır. Yazı¸ söz¸ göz¸ sağlık her şey bize emanettir. Yerinde kullanmak gerekir.

2. Herhangi bir kimse ile ilişkili olarak onun gizli hallerini araştırmak anlamına gelen tecessüsten kaçınmak gerekir. Mesaj ve paylaşımlarda başkalarının özel hayatını ihlal edecek davranışlardan uzak durulmalıdır. Başkalarının ayıplarını araştırmamak ve bunları ortaya dökmek ahlak dışıdır.

3. Mahremiyetlere mutlaka riâyet etmek gerekir. Mahremiyet, mahrumiyet olarak algılanmamalıdır. Mesela ne kadar mahremiyetiniz olursa insan haklarından o kadar mahrûm olursunuz, anlayışı yanlıştır. İslâm mahremiyeti teşvîk etmektedir. Mesela karı-koca ve aile arasında kalması gereken mahrem ilişkilerin herkese açık hâle getirilmesi dinen sakıncalı ve günaha sebep olan davranışlardır.

4. Başkalarını özendirecek ve rencide edecek paylaşımlardan kaçınılmalıdır. Mesela yiyecek ve giyecek paylaşımları bu kısma girer. Alım-gücü zayıf olan aile ortamlarında özentiyi kışkırtan bu paylaşımlar, gelir düzeyi düşük ailelerde gerginliklerin ve aile dramlarının yaşanmasına sebep olmaktadır.

5. Sırların korunması gerekir. Sır, açığa çıkmayıp gizli kalması gereken şeylerin bilgisidir. Bunlar ya şahıs veya devlet sırrı olabilir. Sırlar asla sosyal medyada paylaşılmamalıdır. Sır saklamak nasıl güzel ve faydalı bir davranışsa, bunun aksini yapmak da o ölçüde kötü ve zararlı bir iştir. Başkalarının sırrını araştırıp ortaya çıkarmak, sonra da onları ifşa etmek İslâm ahlâkına sığmayan bir davranıştır.

Netice olarak, bireysel ve toplumsal yanlışlara düşmemek için sosyal medya ahlâkını oluşturup bunu o ahlâk ve âdâb dâhilinde kullanmak gerekir. Hepimizin hayatında yerini alan internet ve sosyal medya, başıboş, ilkesiz ve sorumsuz bir alan olmamalıdır. Müslümana yakışan daima sorumluluk bilinciyle hareket etmek, Rabbinin koyduğu sınırlara uymaktır. Her durumda gerçeğin ve doğrunun yanında yer almaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi
SON YAZILAR